‘Abdullah Öcalan bir an önce özgürlüğüne kavuşmalı’

  • 14:56 11 Aralık 2020
  • Güncel
MERSİN - PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın bir an önce özgürlüğüne kavuşması gerektiğini söyleyen Çukurova TUAYDER, " Başta İmralı gerçekliği siyasi tutsakların eşitlikçi bir infaz yasası ile özgürlükleri yasal ve yaşamsal kavuşturulup güvence altına alınmalıdır” dedi.
 
Çukurova Tutuklu ve Hükümlü Aileleri ile Yardımlaşma Derneği (Çukurova TUAYDER), PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerinde ağırlaştırılmış tecridin kaldırılması talebiyle 27 Kasım’da cezaevlerinde başlatılan açlık grevlerine ilişkin Tarsus Kampüs Cezaevi’nin önünde basın açıklaması yapmak istedi. Ancak açıklama öncesi jandarma cezaevine giden yolları kapattı. Yollarda kontrol noktası oluşturan jandarma, yoldan geçenlere Genel Bilgi Taraması (GBT) yaptı. Jandarma, cezaevi önünde açıklama yapmak isteyenlere; "Basın açıklaması için belirlenmiş alan burası değil" diyerek izin vermedi.
 
Geçişlerine izin verilmemesi üzerine kitle cezaevi ile Tarsus yolu üzerinde basın açıklaması yaptı. Açıklamaya, tutuklu yakınlarının yanı sıra HDP Adana ve Mersin il ile ilçe yöneticileri, HDK, Akdeniz GÖÇ-DER, İHD, ÖHD ve AYKAD yöneticileri de destek verdi. 
 
Çukurova TUAYDER Yöneticisi Mehmet Tutuş,  İmralı tecridinin  devam etmesinden kaynaklı tutukluların bir daha açlık grevi eylemine başladığını söyledi. Mehmet, "Hak ihlallerinin başında tecrit, yaşam hakkı ihlali, işkence kötü muamele, dil ve kültür asimilasyonu, kadın katliamları ve çocuk istismarı, inanç sömürüsü ve cezasızlık gelmektedir. Gelinen son aşamada bu hak ihlallerinin git gide arttığını ve cezaevleri başta olmak üzere toplumun bir bütünen tecrit altına alındığını görmekteyiz. Halk sağlığını tehdit eden dünya ülkelerinin başa çıkamadığı ve aylarca mücadele ettiği Covid-19 salgını dahi iktidar tarafından tecridin derinleşmesi için kullanıyor" dedi.
 
‘Tecrit bir yöntem tekniği’
 
Salgın döneminde cezaevlerindeki tecridin daha da derinleştiğini vurgulayan Mehmet, "Tecrit sistemi ayırmayı  zorlamayı amaçlamaktadır. Bu açıda tecrit sistemi sadece bir cezalandırma değil, bir yöntem tekniğidir. Bu demokrasi ile hukukla bağdaşmamaktadır. Tecrit, sadece içerdeki mahpus için değil, başta aileler olmak üzere toplum üzerinde de bir baskı aracı olarak uygulanmaktadır. Cezaevlerinde psikoloji baskı uygulanırken dışarda da mahpusların manipüle edilmesine ilişkin toplum etki altına alınmaya çalışılmaktadır tepkisiz bırakılmak istenmektedir. İmralı'da uygulanan yasaya aykırı tecrit rejimi de dünyada eşi ve benzeri görülmemiş bir boyuta ulaşmıştır. Tecrit rejimi infaz yasasına ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırıdır. Bu bir insanlık suçu olup derhal eşitlikçi bir yasal düzenlemeye gidilmelidir" ifadelerini kullandı.
 
‘Öcalan özgürlüğüne kavuşturulmalı’
 
İmralı tecridinin bir an önce sonlandırılmasını isteyen Mehmet, "Sayın Öcalan ile bir an önce görüşmeler sağlanarak tecrit kaldırılıp özgürlüğüne kavuşması sağlanmalıdır. Başta İmralı gerçekliği siyasi tutsakların eşitlikçi bir infaz yasası ile özgürlükleri yasal ve yaşamsal kavuşturulup güvence altına alınmalıdır. Talepler kabul edilir makul ölçüde düzenlemeye gidilmelidir" şeklinde konuştu.