ANKARA - Ankara Gar Katliamı’nda yaşamını yitirenleri 62’nci ayında konuşan 10 Ekim Der Başkanı Mehtap Sakinci Coşgun, “Artık burada anıt istiyoruz. Sembolik anıt önünde değil gerçek bir anıtın önünde anma yapmak istiyoruz” dedi.

 

Ankara Gar Katliamı’nın 62’nci ayında yaşamını yitiren 103 kişi Ankara Gar Meydanı’nda anıldı. Anmaya, 10 Ekim Barış ve Dayanışma Derneği (10 Ekim-Der) yöneticileri, yaşamını yitirenlerin aileleri ile birlikte Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Başkanı Mehmet Bozgeyik katıldı. Katliamda yaşamını yitirenler anısına gerçekleşen bir dakikalık saygı duruşunun ardından başlayan anmada, yaşamını yitirenlerin fotoğraflarının yer aldığı pankartlar taşındı. Yanı sıra anmada sıklıkla “10 Ekim’i unutma unutturma” sloganı atıldı.

 

‘62 ayda acımıza saygı duyulmadı’

 

Anmada konuşan 10 Ekim Barış ve Dayanışma Derneği (10 Ekim-Der) Başkanı Mehtap Sakinci Coşgun, öfkelerinin nedeninin açık olduğunu belirterek, “Gerçek adalete ulaşamadığımız her an daha çok öfkeleniyoruz. Mücadele etmeden vazgeçeceğimizi sanıyorlar, 62 ay geçti. 62 ayda acımıza saygı duyulmadı, duyulmuyor. Hukuk arayışımızda hiçbir ilerleme olmadı. Yargılama kapsamında yaklaşık 4 yıldır devam eden bir 10 Ekim katliam sürecini takip ediyoruz hep birlikte. 15 Aralık 2020’de Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edecek, toplamda sadece bir tutuklu sanığın olduğu sanık sandalyelerinin boş kaldığı bir yargılama sürecimiz var” şeklinde konuştu.

 

‘10 Ekim 2015’ten bu yana gerçek anlamda yaşamıyoruz’

 

Covid-19 nedeniyle sayılarının azaldığını ama öfkelerinin her geçen ay daha fazla büyüdüğünü belirten Mehtap, “Öfkemizin nedeni açık gerçek adalete ulaşamadığımız her an daha çok öfkeleniyoruz. Mücadele etmeden vazgeçeceğimizi sanıyorlar. Ama bilinsin ki biz 10 Ekim 2015’ten bu yana gerçek anlamda yaşamıyoruz. Bu süreçte şunu anladık zaman acımızı duyduğumuz öfkeyi azaltmıyor” dedi.

 

‘Bu Cumhuriyet tarihinin en büyük sivil davası’

 

Yargılanma sürecine dair bilgiler veren Mehtap şöyle devam etti: “Bu Cumhuriyet tarihinin en büyük sivil davası. Birçok delil ortaya çıkarılmaya bekliyor. Mücadelenin devam etmesi için bu süreçte hepimize görev düşüyor. Hepimiz hukuk ordusunun bir parçasıyız. Her şeye rağmen salonları doldurmak zorundayız. Sadece öfkemizi dillendirmekle olmaz başka şeyler de yapmak lazım. Artık burada anıt istiyoruz. Sembolik anıt önünde değil gerçek bir anıtın önünde anma yapmak istiyoruz. Önümüzdeki ay da burada olacağız. Herkes şunu bilmeli; bunun bir katliamdan çok gerçek adalet talebi olduğunu ve gerçek adalete ulaşana kadar devam edecek.”