
'İmralı Adası’nda insan hakları ihlal ediliyor'
- 09:02 10 Aralık 2020
- Güncel
Dîcle Demhat
KOBANÊ - PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik ağırlaştırılmış tecride ilişkin konuşan Fırat Bölgesi Kongreya Star Koordinasyon üyesi Rewşen Hacim, “21 yıldır Rêber Apo İmralı Adası’nda ağır tecrit koşulları altında yaşamakta. Rêber Apo ve cezaevlerinde yürütülen tecrit dışarıda Kürt halkı üzerinde uygulanmaktadır. Rêber Apo’nun özgürlüğü için sesimize ses verin” çağrısı yaptı.
21 yıldır İmralı Adası’nda ağırlaştırılmış tecrit koşullarında tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan 8 yıl aradan sonra 2-22 Mayıs, 12-18 Haziran ve 7 Ağustos 2019 tarihlerinde avukatlarıyla görüşme gerçekleştirebilmişti. Yapılan bütün başvurulara rağmen Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı 23 Eylül’de Abdullah Öcalan’a 2009 yılında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) gönderdiği savunmasına ek olarak hazırladığı “Yol Haritası”nı gerekçe göstererek halihazırda yapılması engellenen avukat görüşleri için 6 aylık görüş yasağı kararı vermişti. Başsavcılığın, ailelerin son görüşme talebini reddetmesine gerekçe olarak “30 Eylül’de verilen disiplin cezası” gösterilmişti. Kuzey ve Doğu Suriye’de Fırat Bölgesi Kongreya Star Koordinasyon üyesi Rewşen Hacim, yasaklar, tecrit ve hak ihlallerinin gölgesinde karşılanan 10 Aralık İnsan Hakları Günü’nde Abdullah Öcalan’a uygulanan tecridi ve cezaevlerindeki hak ihlallerini değerlendirdi.
‘İçeride de dışarıda da tecrit var’
Abdullah Öcalan’a yönelik 21 yıldır süren tecridin her geçen gün ağırlaştığını belirten Rewşen, tecridin bütün dünyanın gözü önünde uygulandığını ifade etti. Rewşen, tecridin durması ve Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü için mücadele edilmesi gerektiğine işaret ederken, “Her tutsak gibi ailesi yanına gidemiyor, avukatları ile görüştürülmüyor ve sağlık durumu hakkında da herhangi bir bilgi yok. Hangi sağlık kuruluşu İmralı’ya gitti? Koronavirüs salgınının yoğun olduğu bir dönemdeyiz. Türkiye’de gün geçtikçe bu salgın yayılmakta ve cezaevlerine dönük herhangi bir önlem yok. Rêber Apo’nun böyle bir dönemde sağlık durumu nasıl ve nasıl beslendiğini bilmek halkın hakkıdır. Rêber Apo üzerinde uygulanan tecrit Türkiye cezaevlerinde bütün PKK’li ve PAJK’lı tutsaklara uygulanmakla kalmıyor, dışarıda da halka karşı uygulanıyor. Rêber Apo üzerindeki tecrit bitmeden halkın ve cezaevlerindeki tecrit son bulmaz” dedi.
‘Sloganımız Rêber Apo’nun özgürlüğü’
Kongreya Star olarak Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü ve saldırı altında olan alanların özgürleşmesi için başlattıkları hamleyi değerlendiren Rewşen, “Koronavirüs nedeniyle Özerk Yönetim’in aldığı kararlar neticesinde dışarı çıkma yasağı uygulanınca programımız durdu. Bölgemizin sağlık koşulları temelinde hamlemizin geri kalan programlarını da tamamlayacağız. Rêber Apo’nun özgürlüğü için sadece hamle çerçevesinde değil, her gün ayakta olmalıyız. Eğer bugün kadınlar hakları için mücadele ediyorsa ve yaşamın her alanında diplomasi, askeri, siyasi ve kadın olarak örgütlerini oluşturmuşsa Rêber Apo’nun sayesindedir. Bu temelde biz bütün kadınlar Rêber Apo’ya borçluyuz. Onun için de eylemlerimiz aralıksız bir şekilde devam etmelidir. Rêber Apo özgürleşmeden biz kadınlar hep eylemde olacağız ve tek sloganımız da Rêber Apo’nun özgürlüğü olacaktır” ifadelerini kullandı.
‘Ortadoğu’da yaşayan halkların hakları çiğnenmekte’
Rewşen, 10 Aralık İnsan Hakları Günü karşılanırken, Türkiye cezaevlerinde ve İmralı’da insan haklarının çiğnendiğine işaret etti. Kürtlere yönelik asimilasyon politikalarına karşı Abdullah Öcalan’ın bir mücadele başlattığını kaydeden Rewşen, PKK Lideri’nin bu nedenle uluslararası komplo ile Türkiye’ye getirildiğini vurguladı. Rewşen, “Gün geçtikçe İmralı tecridi ağırlaştı. Uluslararası devletler insan hakları çerçevesinde hareket ettiklerini dile getiriyorlar fakat İmralı Adası’nda yaşananlar gözler önünde. Neden şu ana kadar devletler bu tecride karşı sessizler. Bütün dünyanın gözleri önünde Ortadoğu’da yaşayan halkların hakları yenmekte. Şu an Efrîn, Girê Spî ve Serêkaniyê’de yaşayan kadınlar bir işkence altında. Tecavüz edilmekte, kaçırılmakta. Çocuklar okullarına gidemiyor, kendi anadillerinde eğitimlerini alamıyor. Bütün emeklerini arkalarında bırakıp, çetelerin himayesi altında yaşamak istemeyen aileler çadırlarda zor koşullar altında yaşamak zorunda kalıyor. Bu zorlu koşullara rağmen Türkiye ve çetelerinin saldırılarına da maruz kalmaktalar ve uluslararası insan hakları örgütleri bunların hepsini görmekte. Bunca yaşananlara karşı da susup, hala bir hesap verilmemiş ve istenilmemiştir” diye konuştu.
‘Sesimize ses verin’
Ortadoğu’da sadece Kürtler değil birçok halkın yer aldığını ve Abdullah Öcalan’ın konfederalizm sistemi altında bütün halkların birliğini oluşturmak istediğini dile getiren Rewşen, son olarak şunları söyledi: “Devletler Rêber Apo’nun İmralı’da yaşadığı tecride karşı net tavırlarını ortaya koymadılar. Rêber Apo şahsında bütün cezaevlerinde tutulanların durumlarını değerlendiriyorum. Eğer devletler Rêber Apo veya cezaevindeki tutuklular için bir şeyler yaparlarsa ya da Türkiye bu konuda mahkemede yargılanırsa, bütün devletler o zaman kendi bireysel kaygılarını hiçe saymış olacak ve Türkiye’ye yardım ve onların ülkesindeki çiğnenen insan haklarından kaynaklı yargılanacaklar. Egemen devletler hiçbir zaman halkların iradesini esas almamıştır. Biz tüm insan hakları örgütlerine, insan hakları savunucularına sesleniyoruz. 21 yıldır Rêber Apo İmralı Adası’nda ağır tecrit koşulları altında yaşamakta. Aynı zamanda Türkiye cezaevlerinde tutuklular ağır insan hakları ihlallerine ve işkencelere maruz bırakılmakta. Rêber Apo ve cezaevlerinde yürütülen tecrit dışarıda Kürt halkı üzerinde uygulanmaktadır. Rêber Apo’nun özgürlüğü için sesimize ses verin. Kongreya Star olarak da 10 Aralık İnsan Hakları Günü vesilesiyle şunu belirtiyoruz: İmralı Adası’nda insan hakları ihlal ediliyor.”