İHD ve TİHV hak ihlalleri verilerine göre ‘Kürt sorunu’ ilk sırada
- 15:34 9 Aralık 2020
- Güncel
ANKARA - İHD ve TİHV’in ortak yayınladığı raporda, Türkiye’nin en büyük sorunun Kürt sorunu olduğu vurgulandı. Yapılan basın toplantısında PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması gerektiğine dikkat çekilirken, yargı reformunun da tarafsız olması gerektiği belirtildi.
İnsan Hakları Derneği (İHD) ile Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü’ne ilişkin İHD Ankara Şubesi’nde basın toplantısı düzenledi. Toplantıya, İHD Ankara Şubesi Başkanı Öztürk Türkdoğan, İHD Merkez Yönetim Kurulu (MYK) üyesi Nuray Çevirmen ile TİHV Yönetim Kurulu üyesi Sezai Berber katıldı. İnsan haklarına ilişkin 11 aylık raporunun açıklandığı toplantıda, PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecrit ile beraber Kürt sorununa vurgu yapıldı. Raporda Türkiye’nin en büyük sorunu Kürt sorunu olarak yer alırken, çatışma sürecinde yaşamını yitirenlerin sayısına dikkat çekildi.
‘Kürt sorunu çözülemedi’
İHD adına açıklama yapan Öztürk Türkdoğan, insan haklarının Türkiye’de giderek araçsallaştığını ifade ederken, temel sorunun ise Kürt sorunu olduğuna dikkat çekti. Temmuz 2015’te çatışma sürecinin tekrar başladığını hatırlatan Öztürk, “Kürt sorunu maalesef çözülemedi. Türkiye çok kötü bir tekrara düştü. Türkiye’de fiili bir koalisyon oluştu. Sonra da 15 Temmuz 2016’da darbe teşebbüsü gerçekleşti. Darbe bastırıldığı ve hiç gerekmediği halde olağanüstü hal (OHAL) ilan edildi. Çünkü Kürt sorununda devam eden bir çatışma süreci vardı. OHAL süreci olan 2017’de anayasa değişti. Tek kişi yönetimine dayalı otoriter bir anayasa modeline geçildi. Türkiye’de adeta bir belirsizlik rejimi kuruldu. Hepimizin haklarımız temelinde siyaset yapması gerekiyor” sözlerine yer verdi.
‘Siyasi rehine pozisyonunda olan siyasetçiler niçin hapiste?’
Covid-19 eksenli hak ihlallerinin yoğun bir şekilde yaşandığını dile getiren Öztürk, bu süre içerisinde siyasi tutsakların kapsam dışı bırakıldığını, ayrımcı ve eşitsiz bir infaz düzenlemesi yapıldığını ifade etti. İnfaz yasası kapsamında çok sayıda suç örgütü liderinin de tahliyesinin gerçekleştiğini vurgulayan Öztürk, “Türkiye öyle bir noktaya geldi ki suç örgütü lideri, ana muhalefet liderini tehdit edebiliyor ve koalisyon ortağı olan parti onu savunuyor, Cumhurbaşkanı da bir cümle etmiş değil. Çıkardığınız kanunun neye mal olduğunu iyi kestirmeniz gerekir. Belirsizlik rejimi dediğimiz şey bu. TMK kapsamındaki siyasi mahpuslar neden hapiste? Siyasi rehine pozisyonunda olan siyasetçiler niçin hapiste? Siyasi iktidar reform yapacağız diyor. Reform için öncelikle güçlü bir siyasi irade ortaya koymanız gerekir. Geçmişle yüzleşmeniz, yeniden bir çatışmasızlık sürecine girmeniz gerekir. Reform, yeni ve demokratik bir anayasa yapmak demek. Pandemide siyasi partiler genel kurul yapıyor, bunlarınkinde Covid bulaşmıyor ama barolar genel kurul yapamıyor. Bu keyfi bir rejimdir. Ya kimse genel kurul yapamayacak ya da herkes yapacak. Pandeminin şeffaf bir şekilde yürütülmesi gerektiğini belirten kuruluşlar dışlandı. Sağlık emekçilerinin talepleri yerine getirilmeli” ifadelerini kullandı.
‘Reform yapacaksanız güvenlik konseptinden vazgeçin’
Bu süreçte toplanma ve gösteri hakkının kullanılamaz bir hale geldiğine dikkat çeken Öztürk, “Yandaş kuruluşların protestoları serbest ama muhalif kuruluşların anayasal haklarını kullanması yasak” diyerek şöyle devam etti: “Cumartesi Annelerine, Barış Annelerine, Kayıp Yakınlarına gösteri ve protesto yasak. Türkiye’nin geldiği nokta maalesef bu. İktidar, son 5 yıllık güvenlik konseptinden milim şaşmıyor. Bir yandan sert, katı güvenlik konseptinizi uygularken bir yandan da diyeceksiniz ki reform yapıyoruz. Karar verin, reform yapacaksanız güvenlik konseptinden vazgeçmeniz gerekiyor. Bize göre önce özgürlüklerdir. Özgürlükleri güvence altına alırsanız toplumu güvence altına alırsınız. Sağlığa ve eğitime para harcamak yerine sürekli çatışmaya para harcarsanız varacağınız yer iyi bir nokta değildir.”
‘İmralı Hapishanesi’nde devam eden tecrit kalkmalı’
İfade özgürlüğü noktasında sorunun çok büyük olduğunu kaydeden Öztürk, “Sosyal medya platformlarına yönelik düzenlemeler gösterdi ki böyle giderse, Türkiye 2021 yılında sosyal medyasız bir ülke olabilir” dedi. Türkiye’nin en temel sorununun Kürt sorunu olduğunu bir kez daha vurgulayan Öztürk, “Kürt sorununun çözümü noktasında yeni bir çatışmasızlık sürecine ihtiyacımız var. Bizler en kötü zamanlarda bile barış hakkını savunuruz, her zaman barışı talep ederiz ve barışa giden yolun yeniden inşa edilmesi noktasında ne gerekiyorsa yapılması gerektiğini isteriz ve bunu destekleriz. Bu kapsamda özellikle siyasi rehine pozisyonunda tutulan Kürt siyasetçilerinin salıverilmesini talep ediyoruz, İmralı Hapishanesinde devam eden tecridin kaldırılmasını istiyoruz. Türkiye’nin CPT raporunda tavsiye edilen maddelere uymasını istiyoruz. Bıkmadan, usanmadan tekrar etmeye devam ediyoruz” diye konuştu.
‘AİHM iştihatları esas alınmalıdır’
Adalet Bakanı Abdulhamit Gül ile gerçekleştirdikleri görüşmeyi aktaran Öztürk, “İnsan Hakları Eylem Planı yapılacaksa, kapsamlı sunduğumuz görüşlerimiz vardır. AİHM içtihatları esas alınmalıdır. Yargı reformu yapılacaksa, tarafsız ve bağımsız bir yargı yapılanması noktasında yürütmenin yargı üzerindeki denetiminden vazgeçeceksiniz. Uzatılmış OHAL’in sona ermesini istiyoruz. 7145 sayılı kanunla getirilen yetkilerin geri alınmasını istiyoruz. Bu kadar güvenlik personeline ihtiyacımız yok. Bizim sağlık, eğitim personeline ihtiyacımız var. Bizim daha fazla polise, askere, bekçiye, korucuya, istihbaratçıya ihtiyacımız yok” dedi.
Yaşam Hakkı, İşkence ve Diğer Kötü Muamele, Cezaevleri, Düşünce ve İfade Özgürlüğü, Toplanma ve Gösteri Özgürlüğü, Örgütlenme Özgürlüğü, Kürt Sorunu, Kadına Yönelik Şiddet Sorunu, Çocuk Hakları, Mülteciler/Sığınmacılar/Göçmenler ve Ekonomik ve Sosyal Haklar başlıkları altında, 11 aylık verilere göre yayınlanan rapor şu şekilde:
“Yaşam Hakkı
* Kolluk güçlerinin yargısız infazı, dur ihtarına uyulmadığı gerekçesiyle veya rastgele ateş açması sonucu 12 kişi yaşamını yitirmiş, 10 kişi de yaralanmıştır.
* Ülke içinde yaşanan silahlı çatışmalar sonucunda en az 45 güvenlik görevlisi (32’si asker, 11’i polis, 3’ü korucu), 160 militan, 20 sivil olmak üzere toplam 225 kişi yaşamını yitirmiştir. Bu dönemde en az 50 güvenlik görevlisi (46’sı asker, 2’si polis, 2’si korucu) ve 29 sivil olmak üzere toplam 79 kişi ise yaralanmıştır.
* Güvenlik güçlerine ve veya resmi kurumlara ait araçların çarpması sonucu en az 2 kişi yaşamını yitirmiş, 1 kişi de yaralanmıştır.
* Mayın ve sahipsiz bomba vb. patlaması sonucu 1 kişi yaşamını yitirmiş, 3 kişi de yaralanmıştır.
* İHD’nin verilerine göre hapishanelerde hastalık, intihar, şiddet, ihmal vb. çeşitli gerekçelerle en az 49 kişi yaşamını yitirmiştir.
* Irkçı ve nefret içerikli saldırılar sonucu 10 kişi yaşamını yitirmiş, 22 kişi yaralanmıştır. Aralarında milletvekili, siyasi parti yöneticisi, yazar, gazeteci ve sanatçıların olduğu en az 14 kişi ise ölümle tehdit edilmiştir.
* Zorunlu ya da muvazzaf olarak askerlik görevini yaparken en az 20 kişi kaza, patlama ve/veya şüpheli bir şekilde yaşamını yitirmiş, 20 kişi de yaralanmıştır.
* İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nin (İSİG) verilerine göre iş kazaları/cinayetleri sonucu Türkiye’de 2020 yılının ilk 11 ayında en az 2032 işçi yaşamını yitirmiştir.
* Erkek şiddeti sonucunda en az 260 kadın öldürülmüştür.
* 30 Kasım 2020 tarihi itibariyle resmi açıklamalara göre Covid-19 salgını nedeniyle 13.746 kişi yaşamını yitirmiştir.
* Türk Tabipleri Birliği’nin (TTB) verilerine göre, 28 Kasım 2020 tarihi itibariyle Covid-19 salgını nedeniyle 185 sağlık çalışanı yaşamını yitirmiştir.
* IKBY sınırları içinde yaşanan çatışmalar sonucu 21 güvenlik görevlisi (19 asker, 2 korucu), 12 sivil ve 116 militan olmak üzere toplam 149 kişi yaşamını yitirmiş, 10 asker, 8 sivil olmak üzere toplan 18 kişi ise yaralanmıştır.
* Suriye’de yaşanan çatışmalar sonucu 78 asker, 1 sivil personel olmak üzere toplam 79 kişi yaşamını yitirmiş, 82 asker ise yaralanmıştır.
İşkence ve Diğer Kötü Muamele
* TİHV’e işkence ve diğer kötü muameleye maruz kaldığı iddiasıyla toplam 573 kişi başvurmuştur. Başvuranların 295‘i aynı yıl içinde işkence ve kötü muamele gördüklerini belirtmişlerdir.
* İHD Dokümantasyon Birimi’nin tespitlerine göre resmi gözaltı yerlerinde en az 417 kişi işkence ve diğer kötü muameleye maruz kalmıştır.
* TİHV Dokümantasyon Merkezi’nin tespitlerine göre en az 174 kişinin resmi gözaltı yerlerinde işkence ve diğer kötü muameleye maruz kalmıştır.
* TİHV Dokümantasyon Merkezi’nin verilerine göre kolluk güçlerinin toplanma ve gösteri özgürlüğü kapsamında yapılan barışçıl eylem ve etkinliklere müdahalesi sonucu en az 1929 kişi işkence ve diğer kötü muameleye maruz kalmış, 65 kişi ise yaralanmıştır. Yine aynı dönemde sokakta ve açık alanda 159 kişi, ev baskınlarında ise 32 kişi işkence ve diğer kötü muameleye maruz kalmıştır.
* İHD Dokümantasyon Birimi’nin verilerine göre ise kolluk güçlerinin toplanma ve gösteri özgürlüğü kapsamında yapılan barışçıl eylem ve etkinliklere müdahalesi sonucu en az 2190 kişi işkence ve diğer kötü muameleye maruz kalmıştır.
* TİHV Dokümantasyon Merkezi’nin tespitlerine göre 10 zorla kaçırma vakası yaşanmıştır. Daha sonra gözaltında olukları öğrenilen ve serbest bırakılan bu kişilerin işkence ve kötü muameleye maruz kaldıkları anlaşılmıştır.
* 6 Ağustos 2019 tarihinde Ankara'da kaybolan Yusuf Bilge Tunç’un akıbeti üzerinden 16 ay geçmesine karşın hala bilinmemektedir.
* İHD Dokümantasyon Birimi’nin verilerine göre baskı ve tehdit yöntemleri ile ajanlaştırma teklif edilip işkence ve diğer kötü muameleye maruz kaldığını belirten 160 kişi tespit edilmiş, bunlardan 45’i bizzat İHD genel merkez veya şubelerine başvuru yapmıştır.
* TİHV Dokümantasyon Merkezi’nin verilerine göre 14 kişi ajanlaştırma gerekçesiyle işkence ve kötü muameleye maruz kaldığını iddia etmiştir.
Cezaevleri
* İHD Dokümantasyon Birimi’nin tespitlerine göre hapishanelerde hastalık, intihar, şiddet, ihmal vb. çeşitli gerekçelerle en az 49 kişi yaşamını yitirmiş, bunlardan 8 mahpus hastane dönüşü tutuldukları karantina koğuşunda yaşamını yitirmiştir.
* İHD Dokümantasyon Birimi’nin tespitlerine göre hapishanelerde 604’ü ağır olmak üzere toplam 1605 hasta mahpus bulunmaktadır.
* TİHV Dokümantasyon Merkezi’nin tespitlerine göre 2020 yılının ilk 11 ayında en az 8 mahpus Covid-19 nedeniyle yaşamanı yitirmiştir.
* Özgürce müzik yapabilmek ve adil yargılanma hakkı için 17 Mayıs 2019 tarihinde Grup Yorum üyelerinin başlattığı, cezaevinden salındıktan sonra da sürdükleri açlık grevleri sonucu Helin Bölek, 3 Nisan 2020 tarihinde (açlık grevinin 288. gününde), İbrahim Gökçek ise 7 Mayıs 2019 tarihinde (açlık grevinin 323. gününde) yaşamlarını yitirdiler.
* Adil yargılanma hakkını, keyfi ve yasadışı baskı ve yasakların önlenmesini de içeren temel hakların korunmasını sağlamak amacıyla 3 Temmuz 2019 tarihinde açlık grevine başlayan Mustafa Koçak 24 Nisan 2010 tarihinde (açlık grevinin 297. gününde) yaşamını yitirdi.
* Yine adil yargılanma hakkını, keyfi ve yasadışı baskı ve yasakların önlenmesini de içeren temel hakların korunmasını sağlamak amacıyla 3 Şubat 2020 tarihinde açlık grevine başlayan Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) üyesi avukat Ebru Timtik, 27 Ağustos 2020 tarihinde (açlık grevinin 238. gününde) yaşamını yitirmiştir.
Düşünce ve İfade Özgürlüğü
* Uluslararası Basın Enstitüsü (International Press Institute/IPI) tarafından 2 Aralık 2020 tarihinde yayınlanan rapora göre Türkiye’de 79 gazeteci cezaevinde tutulmaktadır. Bu sayı Çağdaş Gazeteciler Derneği’nin (ÇGD) verilerine göre 127’dir.
* 62 basın çalışanı ve 2 yazar gözaltına alındı. 25 basın çalışanı tutuklanırken 14 basın çalışanı adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
* 5 gazeteci saldırıya uğradı. 3 gazeteciye saldırı girişiminde bulunuldu. 4 gazeteci tehdit edildi. 1 gazeteci ise kendilerini istihbaratçı olarak tanıtan kişilerce ajanlık dayatmasına maruz kaldı.
* 2 basın kuruluşuna, 1 ilde ise Gazeteciler Cemiyeti’ne ait araca saldırılar düzenlendi. Bir haber ajansının ofisi 2 kez polis tarafından basıldı.
* 253 gazeteci ve basın çalışanı haklarında açılan 132 davada yargılandılar. Sonuçlanan davalarda 32 gazeteci toplam 131 yıl 8 ay 22 gün hapis cezası ve 14 bin 660 TL para cezası ile cezalandırıldı. Bir gazeteci 20 bin TL tazminat ödemeye mahkum edildi. Ayrıca 41 gazeteci hakkında soruşturma başlatıldı.
* Basın İlan Kurumu (BİK) tarafından 7 gazeteye toplam 135 gün ilan kesme cezası verildi. Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) tarafından 30 basın-yayın kuruluşuna toplam 29 kez program durdurma, 5 gün yayın durdurma, 34 kez ise idari yaptırım ve para cezaları verildi.
* İçişleri Bakanlığı verilerine göre 1 Ocak 2020 ile 1 Kasım 2020 tarihleri arasında toplam 29 bin 19 sosyal medya hesabı hakkında inceleme yapıldı, 12 bin 163 sosyal medya kullanıcısı hakkında ise adli işlem başlatıldı.
* İçişleri Bakanlığı’nın 5 Mayıs 2020 tarihinde yaptığı açıklamaya göre sadece Covid-19 salgını ile ilgili olarak Türkiye genelinde toplam 7 bin 127 sosyal medya hesabı incelendi. Covid-19 salgını ile ilgili sosyal medya paylaşımları gerekçesiyle 496 kişi gözaltına alındı ve bu kişilerden 10’u tutuklandı.
* Sosyal medya paylaşımları gerekçesiyle görülen 7 davada 4 kişi 19 yıl 5 ay 27 gün hapis cezası ile cezalandırıldı.
* 4 Kasım 2020 tarihinde Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) Türkiye’den günlük erişimi 1 milyondan fazla olan sosyal ağ sağlayıcıları Facebook, Twitter, YouTube, TikTok, Periscope ve Instagram’a temsilci belirleme ve bildirme yükümlülüklerini yerine getirmedikleri gerekçesiyle 10’ar milyon TL para cezası verdi. 3 Aralık 2020 tarihinde aynı gerekçeyle söz konusu kuruluşlara 30’ar milyon TL para cezası daha verildi.
* 165 habere, 862 internet sitesine, 10 sosyal medya hesabına ve 71 internet içeriğine erişim mahkeme kararlarıyla engellendi.
* Ana muhalefet partisi CHP tarafından hazırlanan ‘21 soruda FETÖ’nün siyasi ayağı’, ‘Kıdem Tazminatında Fon Aldatmacası’ ve ‘Arpalık Aile Şirketi…’ isimli 3 kitap hakkında toplatma kararı verildi. Henüz basılmamış olan bir kitap ile bir gazete sayısı da mahkeme kararıyla yasaklandı.
* Cumhurbaşkanı’na hakaret suçunu düzenleyen TCK’nin 299. maddesine muhalefet gerekçesiyle En az 28 kişi gözaltına alındı, 3 kişi tutuklandı, 1 kişi hakkında soruşturma başlatıldı. 1 kişi ise hakkında bu gerekçeyle açılan davada Cumhurbaşkanı’na hakaret suçunu düzenleyen 299. madde uyarınca değil, hakaret suçunu düzenleyen 125. madde uyarınca 5 ay hapis cezası ile cezalandırıldı.
* 5 gazeteci Cumhurbaşkanı’na hakaret iddiasıyla haklarında açılan davalarda yargılandılar, 2 gazeteci beraat etti, 1 gazeteci ise 11 ay 20 gün hapis cezası ile cezalandırıldı. 30 Kasım 2020 tarihine dek tamamlanmış olan yargılamalarda 10 kişi 12 yıl 1 ay 10 gün hapis cezası ile 2 kişi de para cezası ile cezalandırıldı.
* Eski milletvekili Fikri Sağlar ise Cumhurbaşkanı’na hakaret suçundan 10 ay hapis cezası ile cezalandırıldı.
* Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ hakkında Cumhurbaşkanı’na hakaret iddiasıyla Van 7. Asliye Ceza Mahkemesi’nde açılan davada 1740 TL para cezası ile cezalandırıldı.
Toplanma ve Gösteri Özgürlüğü
* Valilik ve kaymakamlıklar tarafından 35 ilde, en kısası 1 gün, en uzunu ise 30 gün süreyle olmak üzere 115 kez tüm eylem ve etkinliklerin yasaklanması sonucu TÜİK 2019 verilerine göre söz konusu illerde yaşamakta olan toplam 61 milyon 520 bin 385 yurttaş, Anayasa’da ‘güvence’ altına alınan barışçıl toplanma ve gösteri yapma hak ve özgürlüğünden mahrum bırakılmıştır.
* Bu akıl ve hukuk dışı yasaklar silsilesinin en uç örneği Van’da yaşanmaktadır. Van Valiliği 20 Kasım 2020 itibarıyla aldığı 15 günlük yasak kararı ile Van’da 21 Kasım 2016 tarihinden bu yana kesintisiz olarak uygulanan eylem ve etkinlik yasağı 1474 güne uzatılmış oldu. Başka bir ifade ile Van’da yaşayan yaklaşık 1 milyon 136 bin civarındaki yurttaş en temel demokratik hak ve özgürlüklerini 4 yıldır kesintisiz olarak kullanamaz durumdadır.
* Valiler ve kaymakamlar tarafından aynı dönemde bir güne ve/veya eyleme yönelik olarak ise 29 yasak kararı alınmıştır.
* En az 731 barışçıl toplantı ve gösteriye kolluk güçlerinin müdahalesi sonucunda 1929 kişi işkence ve diğer kötü muamele niteliğinde uygulamalara maruz kalarak gözaltına alındı, 65 kişi yaralandı ve 1’i çocuk olmak üzere 9 kişi de tutuklandı. 100 kişi adli kontrol şartıyla serbest bırakılırken en az 88 kişiye de para cezaları uygulandı.
* İHD Dokümantasyon Birimi’nin verilerine göre ise kolluk güçlerinin toplanma ve gösteri özgürlüğü kapsamında yapılan barışçıl eylem ve etkinliklere müdahalesi sonucu en az 2190 kişi işkence ve diğer kötü muameleye maruz kalmıştır.
* Covid-19 salgınına yönelik alınan önlemlere ve artan polis şiddetine dair yapılmak istenen en az 11 toplantı ve gösteriye kolluk güçlerinin müdahalesi sonucu 76 kişi işkence ve diğer kötü muamele niteliğinde uygulamalara maruz kalarak gözaltına alındı. Gözaltına alınan 24 kişiye para cezası kesildi.
* Siyasi parti ve örgütler tarafından yapılmak istenen en az 24 toplantı ve gösteriye kolluk güçlerinin müdahalesi sonucu 151 kişi işkence ve diğer kötü muamele niteliğinde uygulamalara maruz kalarak gözaltına alındı, 13 kişi yaralandı. 24 toplantı ve gösteri ise fiilen engellendi.
* Kadın ve LGBTİQ+ hakları için yapılmak istenen en az 14 barışçıl toplantı ve gösteriye kolluk güçleri müdahale etti, 9 toplantı ve gösteri fiilen engellendi. Bu müdahaleler sonucu en az 153 kişi işkence ve diğer kötü muamele niteliğinde uygulamalara maruz kalarak gözaltına alındı, 27 kişi yaralandı. Gözaltına alınan 10 kişiye para cezası kesildi. Ayrıca, İstanbul Sözleşmesi ile ilgili basın açıklamalarına katıldıkları için 18 kadına 3 bin 150’şer Türk Lirası para cezası verildi.
* Çevre ve kent hakkına dair yapılmak istenen en az 12 barışçıl toplantı ve gösteriye kolluk güçlerinin müdahalesi sonucu 84 kişi işkence ve diğer kötü muamele niteliğinde uygulamalara maruz kalarak gözaltına alındı, en az 3 kişi yaralandı. Ayrıca bu eylemlere katılan 9 kişi evleri basılarak gözaltına alındı, bu kişilerin 5’i adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı, doğa nöbetine katılan 4 kişiye ise para cezası kesildi.
* Çeşitli toplantı ve gösterilere katıldıkları gerekçesiyle 507 kişi hakkında açılan davaların görülmesine devam edildi. Yargılanan 130 kişi toplam 253 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırıldı, 61 kişi ise beraat etti.
Örgütlenme Özgürlüğü
* Farklı dernek, vakıf, sendika ve meslek örgütlerinin üye ve yöneticisi olan en az 337 kişi gözaltına alındı, 87 kişi tutuklandı, 139 kişi adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
* Farklı dernek, vakıf, sendika, meslek örgütlerinin üye ve yöneticisi 74 kişi hakkında açılmış olan davaların görülmesine devam edildi, 4 kişi hakkında soruşturma başlatıldı. Tamamlanan davalarda 3 kişi toplam 11 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırıldı. Ayrıca 3 kurum hakkında soruşturma başlatıldı.
* Mahkeme kararıyla 1 sendika (Tüm Emekli-Sen) kapatıldı, 1 vakfa (Bilim ve Sanat Vakfı) kayyım atandı.
* ‘Örgüte yardım ve yataklık etmek’, ‘örgüt propagandası yapmak’ ve ‘örgüt üyesi olmak’ gibi gerekçeler ile en az 1.145 kişi gözaltına alındı, 174 kişi tutuklandı, 277 kişi adli kontrol şartıyla, 23 kişi ise ev hapsi şartıyla serbest bırakıldı.
* En az 916 kişi hakkında ‘örgüte yardım ve yataklık etmek’, ‘örgüt propagandası yapmak’ ve ‘örgüt üyesi olmak’ gibi gerekçeler ile daha önceden açılmış davaların görülmesine devam edildi.
* İçişleri Bakanlığı 28 Kasım 2020 tarihinde yaptığı açıklamaya göre PKK/KCK soruşturmaları kapsamında 27-28 Kasım 2020 tarihlerinde 42 ilde düzenlenen operasyonlarda 641 kişi gözaltına alındı.
* 40’ı belediye eş başkanı, 2’si seçilmiş ancak KHK’lı oldukları için mazbataları verilmemiş belediye eş başkanı, 54’ü belediye meclisi üyesi, 1’i il genel meclisi üyesi, 7’si muhtar olmak üzere yerel yönetimlere seçilmiş 104 kişi gözaltına alındı. Ayrıca belediyelerde çalışan 11 kişi de bu soruşturmalarda gözaltına alındı.
* 12’si belediye eş başkanı, 7’si belediye meclisi üyesi ve 1’i muhtar olmak üzere 20 kişi tutuklanırken, 27 kişi adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
* 3’ü il, 11’i ilçe ve 2’si belde olmak üzere toplam 15 belediyenin başkanı İçişleri Bakanlığı tarafından görevden alınarak yerine kayyım atandı. 31 Mart 2019’da yapılan yerel seçimlerden bu yana, 5 büyükşehir, 3 il, 33 ilçe, 7 belde belediyesi olmak üzere HDP’li 48 belediyeye ve CHP’li 1 ilçe belediyesine kayyım atandı.
* 31 Mart’ta seçilmiş belediye eş başkanlarının 33’ü tutuklandı, 14 belediye eş başkanı hâlâ tutuklu. Ayrıca görevden alınan 1 CHP’li belediye başkanı tutuklandı.
* 1 il belediye başkanı İçişleri Bakanlığı tarafından görevden uzaklaştırıldı, 1 ilçe belediye başkanın da mazbatası Yüksek Seçim Kurulu (YSK) tarafından, hakkında kesinleşmiş hapis cezası hükmü olduğu gerekçesiyle iptal edildi.
* Belediye meclisi üyesi 22 kişi, il genel meclisi üyesi 7 kişi İçişleri Bakanlığı tarafından görevden alındı.
* 5 muhtar ile 1 muhtar azası görevden alındı.
* İki belediye başkanı (İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve Rize Fındıklı Belediye Başkanı) hakkında İçişleri Bakanlığı tarafından farklı gerekçeler ile soruşturma başlatıldı.
* 42 belediye eş başkanının haklarında daha önceden açılmış davaların görülmesine devam edildi.
* 3 milletvekilinin vekillikleri, haklarındaki kesinleşmiş mahkeme kararlarına dayanarak düşürüldü ve tutuklandı.
* Önceki dönemlerde milletvekilliği yapmış 4 kişi gözaltına alındı, 3’ü tutuklandı.
* 4 milletvekili ile önceki dönemde milletvekilliği yapmış 1 kişi hakkında çeşitli gerekçeler ile soruşturma açıldı.
* 1 milletvekili hakkında açılan davada ‘örgüt üyesi olmak’ suçundan 6 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırıldı.
* Önceki dönemlerde milletvekilliği yapmış 12 kişi hakkında önceden açılmış davaların görülmesine devam edildi.
* 64 milletvekili hakkında 260 fezleke hazırlandı (AKP’den 2 milletvekili hakkında 2 fezleke, CHP’den 9 milletvekili hakkında 12 fezleke, DBP’den 1 milletvekili hakkında 13 fezleke, HDP’den 42 milletvekili hakkında 217 fezleke, İYİ Parti’den 5 milletvekili hakkında 6 fezleke, MHP’den 1 milletvekili hakkında 1 fezleke, TİP’ten 1 milletvekili hakkında 1 fezleke ve bağımsız 3 milletvekili hakkında 8 fezleke).
* Siyasi parti üye ve yöneticisi olan en az 492 kişi gözaltına alındı. [Halkların Demokratik Partisi’nden (HDP) 412 kişi, Demokratik Bölgeler Partisi’nden (DBP) 11 kişi, Emek Partisi’nden (EMEP) 3 kişi, Ezilenlerin Sosyalist Partisi’nden (ESP) 52kişi, Gelecek Partisi’nden 5 kişi, Cumhuriyet Halk Partisi’nden (CHP) 1 kişi, Emekçi Hareket Partisi’nden (EHP) 4 kişi, Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi’nden (SYKP) 1 kişi, İYİ Parti’den 1 kişi, Türkiye İşçi Partisi’nden 1 kişi, Devrimci Parti’den 1 kişi].
* 121’i HDP’nin, 2’si DBP’nin, 19’u ESP’nin, 1’i CHP’nin, 1’i SYKP’nin üye ve yöneticisi olan en az 144 kişi tutuklandı.
* Değişik il ve ilçelerde 7 parti binasına kimliği belirsiz kişi ya da kişiler tarafından saldırıya uğradı. Daha sonra kendisi polise teslim olan 1 saldırgan tutuklandı.
* Siyasi parti üye ve yönetici olan en az 112 kişi hakkında daha önceden açılmış davaların görülmesine devam edildi. 11 kişi hakkında ise soruşturma başlatıldı.
Kürt Sorunu
* Kürtlere yönelik ırkçı ve nefret içerikli 9 ayrı saldırı sonucu 2 kişi yaşamını yitirmiş, 7 kişi yaralanmıştır. Bu saldırılardan 2’si zorunlu askerlik hizmetini yapan kişilere diğer askerler tarafından yapılmıştır.
Kadına Yönelik Şiddet Sorunu
* Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun Nisan ve Mayıs 2020 Başvuru Karşılama Raporları’na göre, önceki aylara göre başvuru hatlarını arayanların sayısı Nisan ayında yüzde 55, Mayıs ayında yüzde 78 artmıştır.
* 8 Mart Dünya Kadınlar Günü için yapılmak istenen çok sayıda etkinlik bu yıl da yasaklama, engelleme ve müdahalelerle karşılaştı. 2003 yılından bu yana gerçekleştirilen, 2019 yılında müdahale edilen 8 Mart Feminist Gece Yürüyüşü, bu yıl İstanbul Valiliği tarafından yasakladı. Yürüyüş için Sıraselviler Caddesi’nde toplanan kadınlara polis biber gazı ve plastik mermi ile müdahale etti. Müdahale sonucu en az 32 kadın gözaltına alındı.
* 15 Mayıs 2020 tarihinde İstanbul’un Kadıköy ilçesinde 17 Mayıs Uluslararası Homofobi, Bifobi ve Transfobi Karşıtı Gün dolayısıyla yapılan eyleme müdahale eden polis 2 kişiyi fiziksel şiddet uygulayarak gözaltına aldı.
* Batman’da bir kız çocuğunun bir uzman çavuşun cinsel saldırısına maruz kalmasını protesto etmek için Batman’da Atatürk Parkı’nda 17 Temmuz 2020 tarihinde yapılan oturma eylemine müdahale eden polis aralarında çocukların da olduğu 10 kişiyi gözaltına aldı.
* Muğla’da yaşayan Pınar Gültekin isimli bir kadının Cemal Metin Avcı isimli bir erkek tarafından öldürülmesini protesto etmek için 21 Temmuz 2020 tarihinde İzmir Alsancak’ta Kadınlar Birlikte Güçlü Platformu tarafından yapılan basın açıklamasının ardından yürüyüş yapanlara müdahale eden polis 12 kişiyi fiziksel şiddet kullanarak gözaltına aldı.
* 26 Temmuz 2020 tarihinde İstanbul’un Beşiktaş ilçesindeki Abbasağa Parkı’nda Kadınlar Birlikte Güçlü Kolektifi’nin çağrısıyla düzenlenecek olan İstanbul Sözleşmesi ile ilgili foruma polis tarafından valiliğin yasaklama kararı gerekçe gösterilerek izin verilmedi. Forumun sona ermesinin ardından 8 kişi polis tarafından fiziksel şiddet kullanılarak gözaltına alındı.
* İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanması talebiyle 5 Ağustos 2020 tarihinde İzmir’de İzmir Kadın Platformu tarafından yapılan yürüyüşe müdahale eden polis, 16 kişiyi fiziksel şiddet kullanarak ve ters kelepçeleyerek gözaltına aldı. Gözaltına alınanların serbest bırakılması için yapılan oturma eylemi sonrasında 5 kişinin daha gözaltına alındığı öğrenildi.
* Ankara Kadın Platformu tarafından İstanbul Sözleşmesi’nden imza çekilmesi girişimini protesto etmek için 12 Ağustos 2020 tarihinde yapılan basın açıklamasına polis müdahale etti ve 33 kişiyi fiziksel şiddet kullanılarak gözaltına aldı.
* 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü kapsamında İstanbul Taksim’de Kadın Komiteleri tarafından yapılmak istenen yürüyüşe ve basın açıklamasına polis tarafından izin verilmedi. Polis barikatı önünde oturma eylemi yapan kadınları yaklaşık 5 saat boyunca abluka altına alan polis, daha sonra 10 kadını fiziksel şiddet kullanarak ve ters kelepçeleyerek gözaltına aldı. Müdahale sırasında 1 kadının ise yaralandığı öğrenildi.
Çocuk Hakları
* EBA üzerinden yürütülen canlı derslere katılım, bu tür imkânsızlıklardan dolayı yüzde 15-20 dolaylarında kaldı. Anayasal bir hak olan eğitim hakkı kullanılamaz hale geldi. İstanbul’da 8 yaşındaki Çınar Mert, EBA’ya girebilmek için internet hattı çekmek üzere babasıyla birlikte çatıya çıktı, ayağının kayması sonucunda 4’üncü kattan düşerek hayatını kaybetti.
* Pandemi döneminde mevsimlik tarım işçisi çocuklar çalışmaya devam etti. Çocukların eğitim hakkından yararlanmalarını sağlamakla yükümlü olan Milli Eğitim Bakanı tarlada çalışan işçi çocuklarla fotoğraf çektirip sosyal medya hesabında paylaşmakla yetinirken, Urfa’da 15 yaşındaki mevsimlik tarım işçisi Ayşe Daş, işçileri taşıyan minibüsün devrilmesi sonucu hayatını kaybetti.
* Covid-19 salgını önlemleri dahilinde çıkarılan İnfaz Yasası, hapishanelerdeki çocukları doğrudan kapsamadı. Ceza indirimleriyle bırakılan çocuklara dair de aydınlatıcı bir açıklama yapılmadı. Çocuk hapishanelerinden çocuklar ile ilgili yeterli bilgi alınamadı. Halen hapishanelerde kaç çocuğun tutulduğu bilgisi kamuoyuyla paylaşılmıyor.
* Mayıs ayında pandemi önlemleri dahilinde uygulanan sokağa çıkma yasakları sırasında, Nusaybin’de sitenin bahçesinde oynayan çocukları polis havaya ateş açarak kovaladı. Olayın çekilen bir video ile kamuoyuna yansımasıyla oluşan baskı üzerine, polis açığa alındı.
* Temmuz ayında Şırnak’ta bir uzman çavuş, 13 yaşındaki bir kız çocuğuna cinsel saldırı girişiminde bulundu. Cinsel saldırı faili uzman çavuş, çocuğun çığlık atması üzerine mahalle halkı tarafından yakalandı.
* Evlilik yoluyla çocuk istismarına cezasızlık getiren yasa tasarısı, çocuk hakları ve kadın örgütlerinin baskısı üzerine rafa kaldırıldı.
* 30 Ekim’de İzmir’de meydana gelen depremde 27 çocuk hayatını kaybetti, çok sayıda çocuk yaralandı ya da ebeveyn kaybı yaşadı. Enkaz altından çıkarılan çocukların hakları hiçe sayılarak görüntüleri, kimlik bilgileri yayınlandı. Çocuklar travmatize oldukları bir süreçte korunmak yerine ihmal ve istismar edildi.
Mülteciler, Sığınmacılar, Göçmenler
* Türkiye’deki geçici koruma altındaki kayıtlı Suriyeli sayısı 18 Kasım 2020 tarihi itibarıyla 3 milyon 635 bin 410 kişi oldu. Bu kişilerin 1 milyon 699 bin 107’sini (yüzde 46,7) 0-18 yaş arası çocuklar oluşturuyor. 0-18 yaş arası çocukların ve kadınların toplam sayısı ise 2 milyon 565 bin 823 kişi. (yüzde 70,5). Ayrıca 330 bine yakın kayıtlı mülteci ve diğer milletlerden sığınmacı da Türkiye’de yaşıyor.
* Binlerce mülteci/sığınmacı kimisi kendi imkanlarıyla kimisi de belediyeler tarafından tesis edilen otobüslerle Edirne’deki Pazarkule Sınır Kapısı’na ulaştı. 5 Mart 2020 tarihinde sınırın açılmasını bekleyenlere açılan ateş sonucu 1 sığınmacı yaşamını yitirdi, 5 sığınmacı ise yaralandı. Edirne Valiliği, Yunanistan tarafından açılan ateş sonucu daha önce de 2 sığınmacının yaşamını yitirdiğini belirtmişti.
* İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 6 Mart 2020 tarihinde Twitter hesabından yaptığı açıklamada Meriç’ten Yunanistan’a geçen sığınmacı sayısını, 142.175 olarak açıkladı.
* İzmir ve Van’da mülteci/sığınmacı/göçmenleri taşıyan teknelerin batması ve yine Van’da soğukta donma sonucu 3 ayrı olayda 85 kişi yaşamını yitirdi.
* 9 ayrı olayda ırkçı ve nefret içerikli saldırılar sonucu 4’ü çocuk 6 kişi yaşamını yitirdi,5 kişi ise yaralandı.
* Güvenlik güçlerinin açtığı ateş veya müdahalesi sonucu 2 ayrı olayda 5 kişi yaşamını yitirdi.
* 3 olayda 33 kişi gözaltında işkence ve kötü muameleye maruz kaldı.
* 1 kadın gözaltında cinsel saldırıya maruz kaldı.
* İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nin (İSİG) verilerine göre 2020 yılının ilk 11 ayında iş kazaları/cinayetleri sonucu en az 84 mülteci/sığınmacı/göçmen yaşamını yitirmiştir.
Ekonomik ve Sosyal Haklar
* Bu ihlallerin en başında ise iş cinayetleri gelmektedir. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nin (İSİG) verilerine göre iş kazaları/cinayetleri sonucu, Türkiye’de 2020 yılının ilk 11 ayında en az 2 bin 32 işçi yaşamını yitirmiştir.”