
‘Açlık grevindekilerin talepleri barış getirir’
- 09:04 9 Aralık 2020
- Güncel
İZMİR - PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerinde süreklileşen tecrit için cezaevlerinde süresiz dönüşümlü açlık grevleri 13'üncü gününde. Açlık grevlerinin son bulması için Adalet Bakanlığı’nın sorumluluk alması gerektiğini ifade eden Barış Anneleri, müzakerelerin başlamasının Türk ve Kürt halklarına fayda sağlayacağını dile getirdi.
PKK Lideri Abdullah Öcalan’a uygulanan ağırlaştırılmış tecrit ve salgınla beraber cezaevinde artan hak ihlallerine karşı çok sayıda tutuklu 27 Kasım’da süresiz dönüşümlü açlık grevi eylemine başladı. 13'üncü gününe giren açlık grevini önceki gün 3’üncü grup devraldı. İzmir Barış Anneleri İnisiyatifinden kadınlar açlık grevlerinin sonlandırılması için sadece açlık grevine girenlerin ailelerin değil herkesin sorumluluk alması gerektiğine işaret etti. İzmir Barış Anneleri İnisiyatifi Sözcüsü Behiye Yalçın sorumluluğun Adalet Bakanlığı’nda olduğunu belirtirken oğlu cezaevinde bulunan Hanife Gümüş ise açlık grevindekilerin taleplerinin yerine getirilmesinin barış getireceğini işaret etti.
‘İstekleri insanidir ve kabul edilmelidir’
Devletin cezaevlerinde bulunanlara karşı sorumlu olduğunu dikkat çeken Behiye çocuklarının cenazelerinin dışarıya çıkmadan Adalet Bakanlığı’nın isteklerini kabul etmesi gerektiğini söyledi. Behiye, “Onların bedenlerinden başka bir şeyi yok ancak bedenleriyle bu zulme karşı koyabilirler. Ancak bedenleri bu açlık grevini bile karşılayamayacak duruma gelmiş. Bu açlık grevinde çocuklarımızın cenazeleri dışarıya çıkabilir. İstekleri insanidir ve bu istekler kabul edilmelidir. Pandemide bütün çeteleri saldılar ama siyasileri bırakmadılar. Koronavirüse rağmen ayakları üzerinde duramayan hasta bir anneyi bile bırakmıyorlar. Biz bu açlık grevinin büyümeden bitirilmesini istiyoruz. Sorumluluk Adalet Bakanlığındadır. Bakanlık bu istekleri kabul etsin ve biz artık çocuklarımızın cezaevinden tabutlarının çıkmasını istemiyoruz” diye konuştu.
‘ Çocuklarımız uzun süredir cezaevinde ve hasta’
Yaklaşık 22 yıldır cezaevinde bulunan ve şu an Buca Kırıklar Cezaevi’nde olan Mehmet Nezir Gümüş’ün annesi Hanife Gümüş pandemi gerekçesiyle açık görüşlerin gerçekleşmediğini haftalık telefon görüşlerinin ise sürekli kesintilere uğradığını belirtti. Hanife, “Oğlumun telefonda da ne dediği anlaşılmıyor. Oğlum uzun süredir cezaevinde ve daha önce de 4 ay açlık grevine girdi. Uzun süredir cezaevinde oldukları için zaten hastalar çoğunda şeker, mide diş gibi hastalıklar var. Kimin tutukluları içerdeyse bu şekilde olmaz bir çözüm bulmamız gerekiyor. Bugün benim çocuğun içerde ama içerde kimin çocuğu varsa yan yana gelsin. Başkaları da destek vermeli. Çocuklarımız gençler daha kötü sonuçlara varmadan önlem almalıyız” şeklinde belirtti.
‘ Tecrit tüm topluma uygulanıyor ‘
İmralı’da Abdullah Öcalan üzerinde başlatılan ve tüm topluma yaydırılan tecridin pandemi gerekçe gösterilerek tüm cezaevlerinden uygulandığına vurgu yapan Hanife, “Milletvekillerimiz başkanlarımız üzerinde de baskı var hepsi içeride. Hiçbir devlette bu kadar zulüm yok. 28 sene hiç kimse içerde kalmamış. Türk devletinin hiç vicdanı yok. Başka bir yerde olsa en fazla 20 yıl kalır sadece. Türkiye’de insanlar 30 yıl kalıyor içeride. Adalet Bakanlığı kulağını gözünü açsın cezaevlerine. Devlet bir çözüm bulması lazım devlet çetecilere tecavüzcüleri dışarı salarken bizim çocuklarımız neden içeride, bu nasıl bir adalettir?” şeklinde sordu.
‘ Tek çözüm oturup anlaşmaktır ’
Müzakerelerin başlatılmasının hem Türkler hem Kürtler için olumlu sonuç vereceğini ifade eden Hanife, “Bu savaştan kimse faydalanmaz. Gözlerini açsınlar. Bunun tek çözümü oturup anlaşmaktır. Bu savaş artık yeter. Çocukların talepleri yerine gelsin, Kürt ve Türk halkı barış içinde yaşaması için” diye belirtti.