ÇHD raporu: Tutsaklar pandemi nedeniyle mutlak tecrit yaşıyor

  • 10:01 3 Aralık 2020
  • Güncel
ANKARA -  ÇHD Ankara Şube Kadın ve Toplumsal Cinsiyet Çalışmaları Komisyonu Sincan Kadın Kapalı Cezaevi’ne yönelik raporunda, hastaneye giden bazı tutsaklar hakkında, kelepçeleri dahi çözülmeden, herhangi bir soru sorulmadan ve fiziki bir kontrol yapılmadan yalnızca suç tipine bakılarak olumsuz görüş verildiği kaydedildi. 
 
Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Ankara Şube Kadın ve Toplumsal Cinsiyet Çalışmaları Komisyonu 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü kapsamında, Sincan Kadın Kapalı Cezaevi’ne ziyaret gerçekleştirdi. Tutuklu ve hükümlü tutsaklar ile dayanışma ve hapishanedeki sorunların tespiti amacıyla gerçekleştirilen ziyaret, komisyon tarafından raporlaştırıldı. 
 
Çağdaş Hukukçular Derneği Ankara Kadın ve Toplumsal Cinsiyet Çalışmaları Komisyonu adına avukat Kübra Ekmen,  Evin Konuk ve Nergiz Görnaz kadın tutsaklar ile yaptıkları görüşmeler sonucu ortak deneyimler ve şikayetlerin yer aldığı raporda pandemi koşulları nedeniyle getirilen uygulamaların, halihazırda var olan tecridin ağırlaşmasına neden olduğuna dikkat çekildi. 
 
‘Sohbet ve havalandırma hakkı uygulanmıyor’
 
Tutsaklara ve infaz koruma memurlarına düzenli olarak Covid-19 testleri yapıldığı ve karantina kuralları uygulandığı halde, tutsakların havalandırma ve sohbet haklarının kullandırılmadığı belirtilen raporda, “Kapalı görüş hakkı ayda iki kere, telefonla konuşma hakları ise haftada iki kere 10'ar dakika şeklinde kullandırılmaktadır. Açık görüş hakkı bulunmamaktadır. İki kişilik koğuşta kalan tutsaklar, koğuş arkadaşlarının hücre cezası alması durumunda yalnız kalmakta, adeta ceza almayana da tecrit uygulanmış olmaktadır. Bu nedenle en az üç kişi kalmak istemelerine rağmen talepleri kabul edilmemektedir. Sohbet, havalandırma, görüş gibi haklarını ya kullanamayan ya da sınırlı kullanabilen tutsaklar bu nedenle bir kez daha tecrit koşullarına maruz kalmaktadır” denildi. 
 
‘Görüntülü sohbet uygulaması mutlak tecrit anlamına gelecek’
 
Yine pandemi koşulları nedeniyle, tutsakların kendi aralarında yaptıkları etkinliklerin kısıtlandığı belirtilen raporda,  etkinlik yasakları ile ilgili tutsakların muhatap bulamadığı ve konu ile ilgili Adalet Bakanlığına ve cezaevi idaresine başvuruların sonuçsuz kaldığı kaydedildi.  Tutsakların görüşçü olarak üç isim bildirme hakkı bulunmaktayken, bu isimler üzerinde güvenlik soruşturması yapılması zorunluluğu getirildiği vurgulanan raporda, “Bazen aylar sürebilen bu güvenlik soruşturmalarının neye dayanılarak yapıldığı, hangi kriterlerin gözetildiği belirsizdir. Özellikle yakın zamanda tutuklanan tutsakların görüşçüleri üzerindeki uzun süren güvenlik soruşturmaları, kapalı görüş haklarının dahi kullanılamaması anlamına gelmektedir.  Adalet Bakanlığı tarafından mahkumların yakınlarıyla görüntülü sohbet edebilecekleri bir sistemin getirileceği, bu uygulama için pilot kurumun Sincan Kadın Kapalı Cezaevi olduğu duyurulmuştur. Akabinde, gerekli teknik altyapı kurulmaya başlanmıştır. Ancak görüşülen tutsaklar, bu uygulamaya temkinli yaklaşmaktadırlar. Bahsi geçen cihazların koğuş ve odalara yerleştirileceğini, yaşam alanları içinde ses ve görüntü kaydeden ve dışarıdan kontrol edilen bir cihazın sürekli takip anlamına geldiğini ve bulunmasını istemediklerini ifade etmişlerdir. Ayrıca bu cihazların yalnızca aile ile görüşmeler sırasında değil, sayım, duruşmalar, hekimler ile görüntülü/sözlü uzaktan muayene amacıyla da kullanılacağı, zamanla bu kullanımların zorunlu tutulacağı ve bunun da mutlak tecrit anlamına geleceği kaygısını taşımaktadırlar. Bahsi geçen cihazları ancak ayrı bir görüşme odasında ve isteğe bağlı olarak kullanma imkânı verilmesi durumunda kullanabileceklerini, aksi takdirde kullanmayacaklarını belirtmişlerdir” diye belirtildi. 
 
Raporun devamında ihlaller şöyle sıralandı:
 
* Tutsakların kişisel ihtiyaçlarını kısa sürede temin edebilmeleri de mümkün olmamaktadır. Kantin siparişleri ya çok geç gelmekte ya da istedikleri ürünler gelmemektedir. Kantinde besleyici gıdalar, iyi veya orta kalitede ürünler bulunmamaktadır.
 
*  İstedikleri çoğu ürüne ulaşamadıkları ya da düşük kalitelisine ulaşabildikleri halde kantin fiyatları çok yüksektir. Gazete, dergi gibi süreli yayınlara ulaşmakta sorun yaşanmaktadır. İstedikleri gazetelere ulaşamamakta, diğerlerine de 1-2 gün gecikmeli ulaşabilmektedirler. Dışarıdan gönderilen kitaplar çok uzun süre bekletilmektedir. Politik yayınların üzerinde adeta fiili bir yasak bulunmaktadır, talep ettiklerinde kabul edilmemektedir
 
* Kargoların tutsaklara ulaştırılması da çok uzun sürmektedir. Tutsakların yakınları tarafından gönderilen kargoları incelemekle görevli yalnızca bir görevli bulunduğu ve o görevli izinli/farklı yerde görevli/meşgul olduğu zamanlarda kargo incelemesinin yapılamadığı ve bu nedenle kargoların bazen haftalarca bekletildiği belirtilmiştir. Ailelerin görüş günlerinde getirdikleri kıyafetlerin kabul edilmemesi nedeniyle kargoyla gönderilen kıyafet veya eşyalar bu sefer de kargo incelemesi engeline takılmaktadır. 
 
* Yemekler besleyicilikten uzak, lezzetsiz ve yetersizdir. Havaların soğuması ve Covid19 tehlikesinden dolayı tutsakların iyi beslenmeleri daha önemli hale gelmiştir. Ancak ne yemekhane ne de kantinden bu imkâna ulaşabilmektedirler. Ayrıca, hastalıkları veya yaşam tarzları gereği farklı bir diyetle beslenen tutsaklar ciddi sorunlar yaşamaktadırlar. Çölyak hastası bir tutsak, doktor raporu bulunduğu ve cezaevi hekimi tarafından da onaylandığı halde kendisine uygun yemeklere ulaşamamaktadır. Yine vejetaryen beslenen bir tutsağa yalnızca haşlanmış patates verildiği ifade edilmiştir. Diyabet hastalarının da benzer sorunlar yaşadığı bilinmektedir. Ayrıca tutsaklar arasında mide hastalıklarının arttığı gözlemlenmiştir. Cezaevi hekiminin görüşü, bu rahatsızlıkların yemekhanede kullanılan yağlardan dolayı olduğu yönündedir. 
 
* Tutsakların sağlık hizmetlerine erişimi de sorunlar barındırmaktadır. Öncelikli sorunlar hapishanenin olumsuz şartları neticesinde ortaya çıkmaktadır. Koğuşlar yeterince ısınmamaktadır. Eldiven, bere gibi kıyafetlere izin verilmemektedir. Hastaneye götürülen tutsaklar dönüşte karantinada tutuldukları için, genellikle sağlık sorunları ilerleyene kadar muayene talebinde bulunmadıklarını, birden fazla sağlık sorunları varsa hepsi için tek seferde gitmeye çalıştıklarını belirtmişlerdir. Ancak genellikle tek bir sağlık şikâyeti için dahi tek seferde gitmeleri mümkün olmamaktadır.
 
* Acil müdahale gerektiren şikayetlerde de gecikmeler yaşanmaktadır. Görüşülen tutsaklardan biri, yakın zamanda kalp krizi şüphesiyle hastaneye götürüldüğünü, ancak koğuştan çıkarılıp hastaneye getirilene kadar geçen sürenin 1 saati geçtiğini belirtmiştir. Bahsi geçen olayda kişinin kalp krizi geçirmediği anlaşılmıştır ancak aksi bir durumda hayati bir tehlikenin doğması kaçınılmazdır. Ayrıca kimi mahkûmlar hekim muayenesi sırasında yargılama konularına bakılarak ayrımcı muamelelere maruz kaldıklarını ifade etmişlerdir. "Hücrede kalmalarının sağlıkları açısından uygun olmadığı" yönünde rapor almak amacıyla hastaneye giden kimi mahkûmlar hakkında, kelepçeleri dahi çözülmeden, herhangi bir soru sorulmadan ve fiziki bir kontrol yapılmadan yalnızca suç tipine bakılarak olumsuz görüş verilmiştir.
 
* Geçen aylarda mevcut olan su borularının paslı olması ve borulardan kirli sular akıyor olması sorunu komisyonumuzun Kasım-2019 tarihli cezaevi raporunda da belirtilmiştir. Bu arızaların büyük oranda giderildiği ancak ara ara yine suların kirli akması sorunu ile karşılaştıkları tutsaklar tarafından ifade edilmiştir. 
 
* Hapishanedeki tutsakların çamaşır makinesine erişimi bulunmamaktadır. Çamaşırlar tutsaklar tarafından elde yıkanarak koğuşun içerisinde kurutulmaya çalışılmaktadır. Çok uzun süre kapalı alanda kalmanın sonucu olarak kas ve eklem rahatsızlıkları yaşayan tutsakların bir de çamaşır yıkamak gibi zahmetli bir işin sonucu olarak bu tip rahatsızlıkları artmaktadır. Cezaevi tarafından yalnızca nevresim takımları yıkanmak üzere alınmakta ve temizleriyle değiştirilmektedir. Ancak bir süredir çamaşır makinelerinin bozuk olduğu gerekçesiyle çoğu koğuşun nevresimleri yıkanmamaktadır. Tutsakların kendi imkanları ile çamaşır makinesi alıp koğuşlarında kullanmasına da imkan tanınmamaktadır. 
 
* Her koğuşta bulunan ortak alanlarda prizler çalışmamaktadır. Yalnızca odalarda bulunan prizler çalışmaktadır. Ortak kullanılan televizyon gibi eşyalar için genellikle tutsaklardan birinin odası kullanılmaktadır. Bu durumda da odada kalan kişinin yaşam alanı daralmaktadır. Görüşülen tutsaklar, ortak alanlardaki bu arızaların bilinçli olarak yapıldığını, cezaevi idaresi tarafından her odaya ayrı bir televizyon alınmasının amaçlanıyor olabileceğini ifade etmişlerdir.
 
* Komisyonumuz tarafından ziyaretin yapıldığı tarihte hapishanede bir kısım tutsak politik talepler ve hapishanelerdeki hak ihlallerinin -özellikle tecridin- yoğunlaşması nedeniyle süreli dönüşümlü açlık grevine başladıklarını duyurmuşlardır.
 
‘Tecrit koşulları normalleşiyor’
 
Raporun sonuç kısmında hapishanelerde özellikle pandemi koşullarının da etkisiyle keyfi uygulamaların arttığı ve artmaya devam edeceği belirtilerek, “Pandemi süreci sona erdiğinde dahi bazı uygulamaların kalıcı hale gelebileceği, sorunların çözümünde çoğu zaman muhatap birim veya kişinin bulunamadığı ve sürecin uzadığı, tecrit koşullarının adeta normalleştiği tespit edilmiştir” denildi.