
Failleri cezasızlıkla ödüllendirilen Pelda’nın annesi: Sesimiz duyulsun
- 11:26 1 Aralık 2020
- Güncel
Şehriban Aslan
DİYARBAKIR - Pelda Karaduman’ı katleden fail Hüseyin Oruç’a 18 yıl hapis cezası veren mahkeme, azmettiricilere ise herhangi bir ceza vermeyerek cezasızlıkla ödüllendirdi. 3 yıldır adalet arayan Pelda’nın annesi Leyla Karaduman, “Kızımın vücudunda işkence izleri vardı. Sesimiz duyulsun artık” dedi.
Kadına yönelik şiddet ve katliam her geçen gün artıyor. Kadın hakları için mücadele edenler açısından artışın temel nedeni, mahkemelerin cezasızlık politikaları olarak görülüyor.12 yaşında alıkonulan, tecavüze maruz kalan, istemediği bir evlilik yapmak zorunda bırakılan ve katledilen Pelda Karaduman da faili ödüllendirilmiş kadınlardan biri.
Diyarbakır’da yaşayan Pelda, akraba olduğu Haşim Oruç ve Hüseyin Oruç tarafından alıkonularak Hüseyin Oruç tarafından önce tecavüze maruz bırakıldı, sonra ise imam nikahı ile evlendirildi. 6 yıl boyunca şiddete ve istismara maruz bırakılan Pelda, 2017 yılında Hüseyin Oruç tarafından katledildi. Pelda için adalet arayışını bırakmayan annesi Leyla Karaduman, yetkililere “Sesimizi artık duyun” çağrısında bulundu.
Kayıtlara “intihar” olarak geçirilen Pelda’nın katledilmesinde bütün delillerin Hüseyin Oruç’u işaret etmesine rağmen 3 yıl boyunca faile gerekli ceza verilmedi. Pelda’nın ailesinin şikayeti ve çabaları sonucunda başlatılan soruşturma üzerine açılan dava, 3 yıl sonra 2019 yılında sonuca bağlandı.
Şahin Oruç’un tutuklanması talebi reddedildi
9 Mayıs 2019'da Diyarbakır 7’nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada mahkeme, Hüseyin Oruç'un suçu "haksız tahrik altında işlediği" kanaatine vararak, Hüseyin Oruç'a 18 yıl hapis cezası verdi. Taraflar karara itiraz etti ve istinaf kanunu yoluna başvurdular. Pelda'nın annesi Leyla ve babası Mehmet Karaduman'ın talebi üzerine Diyarbakır Barosu Kadın Hakları Merkezi istinaf sürecindeki davayı üstlendi. Gaziantep 2’nci Ceza Dairesi, dosyada yapılan eksik incelemeler nedeniyle duruşmalı yargılama yapmaya karar verdi ve ilk duruşma 16 Kasım'da gerçekleşti.
Hüseyin Oruç, koronavirüse yakalandığı gerekçesiyle duruşmaya katılmazken, kardeşi Şahin Oruç'un “öldürme fiiline iştirak ettiği” ve bu yüzden tutuklanması gerektiği talebi ise mahkeme tarafından reddedildi.
‘Kızım 12 yaşındayken kaçırıldı’
Pelda’nın annesi Leyla, Pelda’nın neler yaşadığını ve adalet arayışlarını anlatarak, Pelda’nın sadece Hüseyin Oruç tarafından değil, eve gelen failin yakını tarafından da cinsel istismara maruz bırakıldığını kaydetti.
Pelda’nın 2011 yılında abisinin 2 oğlu tarafından kaçırıldığını belirten Leyla, kaçırılmasının ardından polise haber verdiklerini fakat herhangi bir işlem yapılmadığını ve sonuç alamadıklarını söyledi. Leyla, abisinin daha öncesinden Pelda’yı oğluyla evlendirmek istediğini anlatarak, “Ben izin vermiyordum. ‘Kızım daha küçük, evlenemez’ diyordum. Biz kabul etmeyince kızımı kaçırdılar. Kızımı görmek için çok ısrar ettim önceleri kabul etmediler, beni görüştürmediler kızımla. Daha sonra polise gitmemem şartıyla bizi görüştüreceklerini söylediler. Kızımı öldürmekle tehdit ettiler. Ben de şartlarını kabul ettim. Kızımı görmeye gittim ve ne kadar korktuğunu gördüm. Kızımı alıp eve getirmek istedim, izin vermediler. Tehdit ettiler. Kızımı almak için çok uğraştım, çok mücadele ettim ama başaramadım. Kızımı alamayınca Osmaniye’ye taşındım” diye aktardı.
‘Mahkeme detaylı inceleme yapmadı’
Pelda’nın ayrıca böbrek rahatsızlığı olduğunu kaydeden Leyla, tedavisinin yapılmadığını bundan dolayı da böbreğinin çürüdüğünü söyledi. Polislerin, Pelda’nın durumunu öğrenmemesi için Pelda’yı başka bir kadının kimliğiyle hastaneye götürüldüğünü söyleyen Leyla, “Kızım başka birinin kimliği üzerinden ameliyat edildi. Eğer mahkeme detaylı bir inceleme isteseydi kızımın sahte evraklarla ameliyat ettirildiğini görecekti. Ayrıca, kızımın kemik yaşının tespiti için de başka biri yerine teste götürülmüş. 14 yaşında olan kızım 18 yaşında gösterilmiş” şeklinde konuştu.
‘Yaşı küçük olduğundan gebeliğe son verildi’
1 yıl boyunca Pelda’yı göremediğini dile getiren Leyla, abisinin bunu engellediğine işaret etti. 1 yılın ardından Pelda’yı Osmaniye’ye yanına götürdüğünü belirten Leyla, psikolojisinin bozulduğunu, saçlarının döküldüğünü aktararak, “Kızım çok hastaydı, aldım hastaneye götürdüm. Hastanede yapılan tahlillerde hamile olduğunu öğrendik. Doktor kızımın böbrek yetmezliği olduğunu ve yaşının küçük olmasından dolayı bebeği doğuramayacağını söyledi. Gebeliği sonlandırması gerektiğine dair rapor verdi. Gebeliğine son verildikten sonra Pelda’yı Diyarbakır’a göndermedim. Savcılıktan da karar aldım. Kızımı okula kayıt ettirdim. Sonra yine bizi buldular, kızımı yine kaçırdılar, Diyarbakır’a getirdiler” sözlerine yer verdi.
‘Kızımı katlettiler ama intihar denildi’
Leyla, Pelda’ya sistematik işkence yapıldığını kaydederek, “Kızıma tecavüz edildi, insanlık dışı muamelelere maruz bırakıldı. Kızımın vücudunda yanık izleri ve farklı darp izleri vardı. Hüseyin Oruç kızıma her türlü işkenceyi yaptı. Pelda’yı bize bir şey anlatmaması için ölümle tehdit ediyorlardı. Kızıma yapılanları öğrendikçe kahroluyordum. Daha fazla dayanamadım tekrar Diyarbakır’a taşındım. Pelda katledilmeden iki gün önce evimize geldi. O zaman bile kıyafetlerinde kan lekeleri gördüm. Pelda, eve gittikten sonra Hüseyin Oruç’u aradım, kızıma ulaşamadığımı söyledim. Bahaneler sıraladı. Sonra bana ‘Pelda odasına girmiş kapıyı kilitlemiş, kapıyı açmazsa onu öldüreceğim’ dedi. Bir süre beni arayıp ‘Pelda intihar etti’ dedi” diye anlattı.
‘Tanıklık edenler tehdit edildi’
Leyla, Pelda katledildiğinde 9 aylık gebe olduğunu belirterek, Hüseyin Oruç’la yaptığı telefon konuşmasının ardından sancılarının tuttuğunu ve hastaneye kaldırıldığını ekledi. Kızının defnedildiğini göremediğinin altını çizen Leyla, “Kızımı yıkayan kadınlarla konuştum. Konuşurken ağlıyorlardı, Pelda’nın vücudunu görmüşler. Her yerinde darp izleri varmış, her yeri yanık izleriyle doluymuş. Yıkarken çok zorlandıklarını söylediler. Herkes bunu görürken, otopsi yapan savcı bunu nasıl görmedi? Savcı vücudunda sadece kurşun izi olduğunu yazmış. Tüm komşuları, kızımı yıkayanlar, ben yalan mı söylüyoruz? Herkes tanıklık etti ama abim herkesi tek tek arayıp tehdit etti. Herkes ifadesini geri çekti. Bu bile delil değil midir?” diye sordu.
‘Sesimiz duyulsun artık’
Yaşadıklarının cümlelerle anlatılamayacağını, yaşadığının acının çok büyük olduğunu dile getiren Leyla, devamında şunları söyledi: “Pelda’nın 4 ve 6 yaşında iki çocuğu var. Büyük çocuğun velayeti bende olmasına rağmen kaçırdılar. O çocuklar sağlıksız bir ortamda büyüdükleri için psikolojileri yerinde değil. Yıllardır çekiyoruz o küçük çocuklarda mı bizim gibi çeksin. Neler çektiğimizi ben ve çocuklarım biliriz. Sürekli tehdit telefonları ve mesajları alıyorum. Özellikle konuyu basına verdiğim için ayrıca tehdit ediliyorum. Kızımı katleden Hüseyin Oruç’a 18 yıl hapis cezası verildi. Ona yardım edenler de elini kolunu sallayarak dışarıda geziyor. Bunların tutuklanması için daha neler olmalı? Sesimiz ne zaman duyulacak? Bize bir zarar daha geldikten sonra mı harekete geçilecek. Artık duyun sesimizi, kadın kurumlarından, kadınlardan destek bekliyorum.”