Ankaralılara vaka sayılarını sorduk: ‘Evde kalın’ demekle olmuyor

  • 09:07 28 Kasım 2020
  • Güncel
ANKARA - Sağlık Bakanlığı’nın ilk kez açıkladığı vaka sayılarını değerlendiren Ankaralı yurttaşlar, salgının başından beri açıklanan rakamlara inanmadıklarını ve sürecin şeffaf yürütülmediğini kaydetti. Betül Boyabaklı isimli yurttaş hastanelerdeki yoğunluktan dolayı tetkiklerini aksatmak zorunda kaldığını ve meme kanseri tanısı konulduğunu belirterek, “Bu şekilde salgınla baş edemeyiz” diyor. 
 
Türkiye’de koronavirüs salgınının görüldüğü mart ayından bu yana Sağlık Bakanlığı’nın açıkladığı vaka sayıları ve alınan tedbirler tartışma konusu. Verilerin gerçeği yansıtmadığı sık sık dillendirilirken 25 Kasım’da Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ilk kez vaka sayısını paylaştı. Salgının başından bu yana testi pozitif olan ancak semptom göstermeyenler tabloya yansımıyordu. Türkiye’de 25 Kasım’da 28 bin 351 vaka tespit edildiğinin açıklamasının ardından başta TTB olmak üzere birçok yerden Bakan’a istifa çağrısı geldi. 
 
Açıklanan vaka sayısı ile birlikte Dünya Sağlık Örgütü'nün ( WHO) tüm dünyaya ilişkin verilerine göre, Türkiye vaka sıralamasında Avrupa'da birinci, dünyada ise 3'üncü sırada yer aldı.
 
TTB, sosyal medya hesabından “Aylardır söylediğimiz gerçekler doğrulandı. Süreci şeffaf yürütmediniz, gerçekleri sakladınız. Yurttaşlara yalan söyleyerek, gerçeği saklayarak algılarla pandeminin yayılmasına neden oldunuz” diyerek duruma tepki gösterdi. TTB ayrıca söz konusu süreçte dört hafta kapanmanın elzem olduğuna dikkat çekti.
 
Salgının en etkili olduğu kentlerin başında gelen Ankara’da ‘normalleşme’ adımlarının hayata geçirildiği nisan ayından bu yana vaka sayılarında ve hastane doluluk oranında ciddi artış yaşanıyor. Bizde bu kapsamda Sağlık Bakanlığı’nın açıkladığı verileri ve alınan tedbirleri Ankara’da yaşayan yurttaşlara sorduk.
 
Ayhan Kılıçarslan: Net bir açıklama yok, her gün farklı açıklamalar yapılıyor. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı başka söylüyor,  Sağlık Bakanı ayrı konuşuyor. Buna ilişkin net sayıyı öğrenmek istiyoruz.  Ne kadar insan hasta, ne kadar insan sağlıklı onu öğrenelim vatandaş olarak. Şeffaf bilgi istiyoruz. Türkiye vatandaşıyız ama hastanelere gidemiyoruz. Emekli insanlarız,  özel de 250 lira verip test yaptıramıyoruz. Böyle giderse hiç evden dışarı çıkmayacağız, kuru ekmekle yetineceğiz. Emekli olarak çalışma imkânımız da yok.
 
 ‘Tedbirler daha sıkı alınmalı’
 
Ayşe Tekel: Düzeni önce kuruyorlar ondan sonra tekrar değiştiriyorlar. En başından beri aynı sistemle gidilmeliydi.  Bir taraf kapatılıyor öbür taraf açılıyor. Bu şekilde sağlıklı bir korunmadan bahsetmek mümkün değil. Kapanacaksa her yer kapanmalı. Tedbirler daha sıkı alınmalı.  Ayrıca açıklanan vakaların gerçekçiliğine de inanmıyorum. Korona 8’den sonra gelmiyor diye bir olay mı var? Belli bir saate kadar yapacaksanız her gün yapın. Böyle devam ederse sürecin düzeleceğini zannetmiyorum. Sıkı bir önlem alınması lazım. Ayrıca getirilen yasaklar da anlaşılır değil. Toplum neyin yasak olduğunu ya da ne zaman dışarı çıkacağını bilmiyor.
 
 ‘Hastaneye gidemedim, meme kanseri olmuşum’
 
Betül Boyabaklı: Doğru düzgün karantina olmuyor. Bakın yine tedbirler alınmadı, bu şekilde salgınla baş edemeyiz. Bu durum bizi çok tedirgin ediyor. Çocukları daha yürüyüşe bile çıkaramadım, okula gidemiyorlar boşuna okul ve yurt parası veriyoruz. Hiçbir şekilde tedbir yok. Ne yapacağımızı şaşırdık. Hastayız hastaneye gidemiyoruz, kontrollerimi yapamadığım için meme kanseri olmuşum, geciktirmek zorunda kaldığım için yeni öğrendim. Üç ayda bir kontrole gitmem gerekiyordu,  hastanelerdeki yoğunluktan dolayı hiç birine gidemedim.
 
‘Ne olursa olsun süreç şeffaf olmalı’
 
Pervin Başak: Neden sakladıklarını az çok tahmin edebiliyorum ama ne olursa olsun şeffaf bir sürecin yaşanması gerekiyor. Alınan tedbirler kesinlikle yeterli değil. Hastanelerin ve dışarısını durumu belli. Daha ciddi tedbirler alınabilir. Başından beri hayata geçirilen tek tedbir maske takmak. Bazı tedbirler alınıyor ancak bunda da başarılı olunamıyor. Bu durumda sürecin iyi yönetilmediğini gösteriyor.
 
‘Devlet çalışanlara destek verecek ki her taraf kapanabilsin’
 
Nurcan Altıntaş: Bugün Covid testi yaptırdım doktor ‘test yapılanlardan yüzde 20’si kovid’ dedi. Ancak açıklanana bakıyorsunuz,  tablo çok farklı. Herkesin kafası karışık. Kafeleri kapattılar ama burada çalışan insanlar ne yapıyor bunu hiç düşünmediler. Sağlıkçılar, çalışanlar ve tüm yurttaşlar açısından köklü bir çözümün hayata geçirilmesi gerekiyor. Devlet çalışanlara destek verecek ki her taraf kapanabilsin. Başka çözüm yok. Bununla gurur mu duyacağız hiç iyi bir durum değil. En baştan beri ‘Türkiye’ye girmedi, girmeyecek çok iyi tedbir alıyoruz’  dediler şu durumuna bakın.
 
‘Hiçbir zaman açıklanan verilere inanmıyorduk’
 
Emel Arslaner: Zaten hiçbir zaman üç binli dört binli sayılara inanmıyorduk. Artık öyle bir noktaya geldi ki insanlar tedbiri elden bırakmasın diye açıklamak durumunda kaldılar. Hatta gerçek verilerin 28 binden bile daha yüksek olduğunu düşünüyorum.
 
Meral Bilir: Herkes başka bir şey söylüyor. Hafta sonu 8.00’dan sonra yasak getirdiler. Virüs 8’den sonra mı bulaşıyor bulaşacaksa zaten bulaşır. Süreç bizi çok tedirgin ediyor hepimiz korku içerisindeyiz. İnsanlarda bu konuda çok bilinçli değil.
 
Deniz Pektaş: Rakamları güvenilir bulmuyorum en azından açıklama yaptıklarına sevinebiliyorum. Çalışma hayatı bu süreçten çok etkileniyor insanlar işsiz kalıyorlar. Çalışanlara yapılan yardımların artırılması gerekiyor.
 
Songül Aksu: Fahrettin Koca’yı seviyorum ama biraz daha Bakanlığının verdiği yetki ile hareket etsin. İnsanlara gerçek rakamları açıklasın. Sadece ‘rehavete kapılmayın ve mümkün oldukça evde kalın’ diyor ama bu çözüm değil. Sokağa çıkmak ve çalışmak zorundayız. Daha sıkı tedbirlerin alınması gerekiyor. 65 yaş üzeri evde ama gençler sokakta. Alınan önlemleri yeterli bulmuyorum. Çevremden gözlemlediğim kadarıyla her şey çok yetersiz. Mesela otobüs sayıları artırabilir insanlar işine gitmek zorunda yani sefer sayılarını artırabilirler teması ve insan yoğunluğunu önlemek için. İnsanlara sokağa çıkmayın demekle salgın yönetilemez.