'Annelerin ve çocukların yeri cezaevi değil'

  • 09:03 27 Kasım 2020
  • Güncel
MARDİN - 3 ve 5 yaşlarındaki iki çocuğu ile yaklaşık 2 yıl cezaevinde kalan Vesile Yüksel, çağrı yaptı: “Kimse üzerinde çok durmuyor ama bu durumun gündemde olması gerekiyor. Şu anda cezaevinde hasta olan çocuklar var psikolojisi yıpranan çocuklar, anneler var. Çocukların ya da annelerin yeri cezaevi değil.”
 
Türkiye ve bölge cezaevlerinde hak ihlalleri artarken, cezaevi koşulları da tutsaklarda başta sağlık sorunları olmak üzere birçok sorunun açığa çıkmasına neden oluyor. Koronavirüs (Covid-19) pandemisi nedeniyle daha da tehlikeli hale gelen cezaevlerinde hasta ve yaşlı tutsaklardan sonra kadınlar ve çocuklar risk grubunda bulunuyor. 1 yıl 10 ay boyunca 3 ve 5 yaşlarındaki iki çocuğuyla cezaevinde kalan Vesile Yüksel, cezaevindeki çocuklar için duyarlılık çağrısında bulundu.
 
Mardin’de 2017 yılı Şubat ayında sosyal medya paylaşımları gerekçesiyle gözaltına alınan ve çıkarıldığı mahkemece "PKK bir terör örgütü müdür?" sorusuna verdiği "Hayır" yanıtını verdiği için 1 yıl 10 ay hapis cezası verilen Vesile, cezasının onaylanmasının ardından 3 ve 5 yaşlarındaki iki çocuğu ile cezaevine konuldu. 2019 Temmuz ayında cezasının bitmesi ile tahliye edilen Vesile, bu süreç içerisinde yaşadığı zorlukların çocuklar üzerindeki etkisinin halen devam ettiğini söyledi.  
 
'Koğuştaki çocuklara süt getirmiyorlardı'
 
İlk tutuklandığında çocuklarının duruma uzun süre alışamadığını anlatan Vesile, "İlk gözaltına alınıp tutuklandığımda adliyede bile çocuklarımın yanıma gelmesine izin vermediler. Daha sonra avukatlar aracılığıyla kızlarım yanıma geldi. Mardin'de kaldığımız sürede Arin bir gün bile yaşadığı durumu kabul edemedi. Akşamları uyuyamıyordu. O zamanlar çok zahmetliydi. Arin koğuştayken sürekli elini kapıya atıp beni dışarı çıkar diyordu bana. Bu hem benim hem de çocuklarım için çok çok zordu. Koğuşta benim çocuklarım dışında başka çocuklar da vardı. Doğru düzgün yemek bile yiyemiyorlardı. Ne süt ne de başka besinleri çocuklara getirmiyorlardı. Bayburt'a sürgün edilmeden önce bir gece Erzincan'da kaldık. Orada çocuklarıma su vermem için bana bardak bile vermediler. Ben kendi ellerime çeşmeden su doldurup çocuklarıma verdim" dedi.
 
'Çocuğuma bakarak ‘çocuklara ekmek yok’ dediler’
 
Bayburt'ta her ay koğuşlara yapılan baskınlar nedeniyle kızlarının gece uykudan bağırarak uyandığına dikkat çeken Vesile, "Avesta onları görmek bile istemiyordu. Kızım her gün kapının önüne gidip şeker istiyordu ama kantinde şeker bile yoktu. Arin 9 ay boyunca onlardan jelibon istedi ama keyfi bir şekilde yok dediler. Bazen kapıya gelip Arin'e bakıp ‘Çocuklara ekmek yok’ diyorlardı. Arin bu sözü hala hatırlıyor ve bana söylüyor. Orada çocuğunun bir şey isteyip senin yapamaman çok zor" ifadelerini kullandı.
 
'Çocukların yeri cezaevi değil'
 
Cezaevinde anneleri ile birlikte kalan çocukların bir gün daha geçmeden tahliye edilmesi gerektiğini söyleyen Vesile, şunları belirtti: "Eminim ki şimdi cezaevinde olan çocukların hepsi bu zorlukları yaşıyor. İnsani olarak o durumda kendini değil çocukları düşünüyorsun. Kimse üzerinde çok durmuyor ama bu durumun gündemde olması gerekiyor. Şu anda cezaevinde hasta olan çocuklar var psikolojisi yıpranan çocuklar, anneler var. Ben onlar için herkese bütün insan hakları savunucularına çağrı yapıyorum. Bu durumu kabul etmesinler. Bir gün daha geçmeden bütün anneler ve çocuklar cezaevinden çıkarılsın. Çocukların ya da annelerin yeri cezaevi değil" ifadelerini kullandı.