
‘Avukatları soruşturmak hukuk faaliyetlerine baltadır’
- 10:25 25 Kasım 2020
- Güncel
DİYARBAKIR - Gözaltına alınmalarının hukuka dayanmadığını söyleyen avukat Pirozhan Karali, “Avukatı sadece avukatlık faaliyetlerinden kaynaklı soruşturmak, kovuşturmaya tabi tutmak hukuku uygulama faaliyetine bir baltadır. Hukuk herkese lazımdır” dedi.
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Demokratik Toplum Kongresi’ne (DTK) yönelik yürütülen soruşturma kapsamında 20 Kasım’da birçok eve baskın düzenlendi. Yürütülen soruşturmada 101 kişi hakkında gözaltı kararı çıkarılırken 24'ü avukat toplamda 72 kişi gözaltına alınmıştı. 24 avukatın 21’i gözaltına alındıkları günün akşamı serbest bırakılırken diğer üç avukat ise daha sonra çıkarıldıkları savcılık ve mahkemede adli kontrol şartı ile serbest bırakıldı.
Gözaltına alınıp serbest bırakılan avukatlardan Pirozhan Karali, gözaltına alındıktan sonra nezarete götürüldüklerini ve saatler sonra gözaltı gerekçelerini öğrendiklerine vurgu yaptı.
‘Nezarethaneler salgına uygun değildi’
Sabaha karşı saat 04.30 civarı evinin basıldığını söyleyen Pirozhan, evinin arandığını ve ardından hastaneye götürüldüklerini, doktorun sadece soru sorarak muayeneyi tamamladığını belirtti. Pirozhan, sonrasında nezarethaneye götürüldüklerini ve var olan salgından kaynaklı nezaret koşullarının sağlıksız olduğunu kaydetti. Pirozhan, “Yan nezarethanede istifra eden, eklem ağrısı çeken ve yüksek ateşi olan bir kadın vardı ve bunun Covid-19 olmadığını kim nerden bilecek. Ayrıca bu kişi eğer Covid ise ortak lavaboyu, ortak koridoru ve ortak nezareti kullanıyorduk. Sabun yoktu, havalandırması yoktu, evet çift maske kullanıyorduk ama bu yeterli bir tedbir değildi” dedi.
‘Hem sağlık hem de yaşam hakkı ihlali vardı’
Akşam yapılan sağlık kontrolünün ise avukat görüş odasında yapıldığını aktaran Pirozhan, “Doktor bizi tek tek muayene için çağırdı ama yine sorudan öteye geçilmedi. Bu durum hem sağlık hakkı hem de yaşam hakkı ihlalidir. Koronaya ilişkin tedbirleri söyleyebilirdi ki koronanın öldürücü bir hastalık olduğunu herkes biliyor” sözlerine yer verdi.
‘Tek gerekçe ismimizin çıkması’
Pirozhan, gözaltı gerekçelerini ise gözaltına alındıktan saatler sonra öğrendiklerine dikkat çekti. Pirozhan, “Sadece genel bir ‘PKK, KCK ve DTK’ denilmişti. Tamam, bize bunu gösterdiniz ama bu çok geniş bir kavram. Bize somut herhangi bir şey ile gelinmiyor. Benim de bundan bir çıkarım yapmam mümkün değil. Ardından DTK’de ele geçirilen dijital bir materyalde adımız olduğunu ve bundan kaynaklı biz avukatların alındığını biliyoruz fakat diğer vatandaşların neden alındığını bilmiyoruz. Bize dijital materyalde adımızın olduğunu ve neden adımızın olduğunu sordu. Zaten başka da bir gerekçe yoktu” diye ifade etti.
‘Avukat herkese lazım’
Son olarak avukatlara yönelik baskıyı değerlendiren Pirozhan, “Avukatlara mesleki faaliyetlerden dolayı dava açılması ciddi anlamda problem teşkil ediyor. Çünkü avukat savunma dışında bir şey yapmaz, işi savunmanlıktır. Yeri geldiğinde bir hırsızı savunuruz, yeri geldiğinde siyasi suçtan ceza alan birini savunuruz. Savundun diye ne bir hırsız olursun ne de siyasetçi olursun. Aslında biz yasaların uygulanmasını sağlıyoruz. Avukatı sadece avukatlık faaliyetlerinden kaynaklı soruşturmak, kovuşturmaya tabi tutmak hukuku uygulama faaliyetine bir baltadır. Hukuk herkese lazımdır bu başımıza geldi ve avukatın herkese lazım olduğunu gördük” ifadelerini kullandı.