
'Kayıplarımızla ilgili bir şey yapmayan yargı bizim için harekete geçti'
- 13:46 24 Kasım 2020
- Güncel
İSTANBUL - 700'üncü hafta eyleminde gözaltına alınan 46 kişi hakkında dava açılmasına ilişkin açıklama yapan Cumartesi Anneleri, "Kayıplarımızla ilgili hiçbir şey yapmayan yargı makamları bizim için harekete geçti. Kayıplarımızdan ve adalet talebimizden vazgeçmeyeceğiz. Şimdi vicdan sahibi herkes için her zamankinden daha yüksek bir sesle ‘Cumartesi Anneleri yalnız değildir’ deme vakti" dedi.
Cumartesi Anneleri, İstanbul’da 700'üncü haftada yapılmak istenen eyleme yapılan polis saldırısında gözaltına alınan 46 kişi hakkında dava açılmasına ilişkin sosyal medya hesapları üzerinden basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamayı Cumartesi Anneleri adına gözaltında kaybedilen Fehmi Tosun’un kızı Jiyan Tosun yaptı.
‘İktidarlar değişti, cezasızlık siyaseti değişmedi’
Jiyan, “Kayıplar bulunsun, adalet sağlansın!” talebiyle başlattıkları barışçıl buluşmaların 700’ üncü haftasında maruz kaldıkları polis şiddetini hatırlatarak, 119 haftadır Galatasaray Meydanı’nın Cumartesi Anneleri’ne ve tüm barışçıl etkinliklere kapatıldığının altına dikkat çekti. Jiyan, “Biz Galatasaray’a çıktığımızdan beri birçok iktidar değişti ancak kayıplarımızla ilgili inkar ve cezasızlık siyaseti hiç değişmedi. Çünkü cezasızlık, ihlalin bir devlet politikası olarak uygulanmasının ortaya çıkardığı sonuçtur ve ihlal rejimi, iktidarlar değişse de değişmeyen bir Türkiye gerçeği olarak varlığını sürdürmektedir” dedi.
‘Buluşmalarımız birden bire suç haline getirildi’
Evrensel hukuk standartlarından uzak bir yargı mekanizması üreten siyasal sistemin kayıpların akıbetinin açığa çıkarılmasını ve bu suçu işleyenlerin hesap vermesini engellediğini vurgulayan Jiyan, adında “adalet” sözcüğü bulunan iktidarın son dönem uygulamalarının adalet isteyen Cumartesi Anneleri’ni yargılama noktasına geldiğini kaydetti. Jiyan, “Galatasaray’da gerçekleştirdiğimiz barışçıl buluşmalarımızın 700’üncü haftası nedeniyle İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosu’nun hazırladığı iddianame İstanbul Asliye Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi ve 18 Kasım 2020 tarihinde hakkımızda dava açıldı. 700’üncü hafta ve sonrasında maruz kaldığımız polis şiddeti ve ağır hak ihlalleri ile ilgili yaptığımız tüm suç duyurularını sonuçsuz bırakan savcılık makamı, anayasal hakkımız olan düşünce ve ifade özgürlüğümüzü kullandığımız için hakkımızda dava açılmasını talep etti. Savcı Fatih Sönmez imzalı iddianame ile 699 haftadır devam eden Galatasaray’daki buluşmalarımız birden bire suç haline getirilerek hakkımızda Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nun 31/1 Maddesi uyarınca 3 yıla kadar hapis cezası istendi” şeklinde konuştu.
‘Yargıyı araçsallaştıran siyasetinize son verin’
Açıklamada Jiyan, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a ve Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’e seslenerek, şu ifadeleri kullandı: “Demokratik bir devlette, mevcut adaletsizliklere itiraz edenler, hak ve özgürlük talep edenler, düşüncelerini barışçıl yöntemlerle ifade etme imkanı bulmalıdır. Eğer bu imkan yoksa hukuktan, demokrasiden, adaletten, reformdan bahsedilemez. Türkiye’nin yapısal sorunlarını çözmek yerine, sadece siyasi krizleri aşmak için gündeme getirilen reformlardan demokrasi ve adalet çıkmaz. Demokrasi, adalet ve reform gibi kavramları, karşı karşıya kaldığınız açmazları ötelemek için başvurduğunuz hamleler olmaktan çıkarın. Önce yargıyı araçsallaştıran siyasetinize son verin. Hak ve adalet arayışını suç sayan zihniyetinizi değiştirin. Cezasızlığa son vererek, adaleti sağlayacak bütünlüklü politikaları hayata geçirin. Sözde reformlarınızla bizi oyalamayın, toplumun ve bizim adalet talebimizi duyun ve adliyelerin kapılarını artık adalete açın.”
‘Biz Galatasaray’da büyüdük, yaşlandık…’
Ardından gözaltında kaybedilen Hüseyin Taşkaya'nın kızı Serpil Taşkaya konuşarak, babasının 27 yıl önce ailesinin ve tüm mahallenin gözleri önünde “devletin güvenlik güçlerince kaybedildiğini” anlattı. 4 kuşaktır babasını aradıklarını vurgulayan Serpil, yaptıkları tüm başvurulara rağmen etkin bir soruşturmanın yürütülmediğini belirtti. Serpil, “699 hafta boyunca Galatasaray Meydanı sesimizi duyurma, başımıza gelenleri anlatma mekanımız oldu. Ben ve kardeşlerim Galatasaray’da büyüdük. Daha sonra çocuklarımızı orada büyüttük. Annem orada yaşlandı. Babaannemi orada kaybettik. Biz kayıplarımızın mezarlarına bırakamadığımız karanfillerimizle Galatasaray’da buluştuk. 700’üncü haftamızda ağır bir polis şiddeti ile karşılaştık. Şimdi de hakkımızda dava açıldı. Kayıplarımızla ilgili hiçbir şey yapmayan yargı makamları bizim için harekete geçti. Kaybedilen sevdiklerimizi aramak suç değildir. Kayıplarımızdan ve adalet talebimizden vazgeçmeyeceğiz” diye belirtti.
‘Biz 25 senedir biat etmedik’
Gözaltında kaybedilen Hasan Ocak’ın abisi Ali Ocak da demokratik haklarını kullanırken şiddet görerek gözaltına alındıklarını anımsattı. Ali, “Devletin bize karşı işlenen suçları soruşturması ve cezalandırması gerekirken suçları örtmek için Cumartesi İnsanları’na yönelik yeni bir dava açtı. Bu açılan davayla saldırılarını meşrulaştırmaya çalışıyorlar. Biz 25 senedir biat etmedik. Yapılan suçları yetkililerin suratlarına haykırdık. Bundan sonra da saldırılara karşı hakikati ve adaleti savunarak cevap vermeye devam edeceğiz” şeklinde konuştu.
‘Şimdi ‘Cumartesi Anneleri yalnız değildir’ deme vakti’
İHD İstanbul Şubesi Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyon Üyesi Sebla Arcan yaşanan süreci “hukukun yok sayılması” olarak değerlendirerek, yurttaşa karşı suç işlendiğini kaydetti. Sebla, “Bu suçla ilgili tüm başvurularımızı yanıtsız bırakarak Cumartesi Anneleri ve İnsanları hakkında dava açtı. Açılan bu dava hukuki ve insani dayanaktan yoksundur. Bir kez daha hatırlatıyoruz; ifade özgürlüğünün öznesi herkestir. Anayasa Mahkemesi’ne göre ‘Herhangi bir kimsenin düşünceyi açıklama ve yayma özgürlüğüne müdahale edilmesini haklı kılmak mümkün değildir. Kural olarak ayrımsız bir şekilde herkesin ifade özgürlüğü Anayasa’nın koruması altındadır’. Biz Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerin ve Anayasa’nın güvencesi altında olan haklarımızı sürdüreceğiz. Şimdi vicdan sahibi herkes için her zamankinden daha yüksek bir sesle ‘Cumartesi Anneleri yalnız değildir’ deme vakti” dedi.
‘Annelerimizden aldığımız güç ve cesaretle direneceğiz’
İHD Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan ise Galatasaray Meydanı’nın bir hafıza mekanı olduğunu hatırlatarak, “Annelerimizin uzun zamandır adalet ve hakikat arayışı bu tür davalarla engellenmeye çalışılsa da buna izin vermeyeceğiz. Gösteri hakkı herkes içindir. Özellikle son dönemde insan hakları savunucularına, hak arayışçılarına, siyasetçilere ve tüm muhaliflere yönelik yargı yoluyla baskı uygulanmasının bu kadar çok artması sonucunda bizler inancımızı ve direnişimizi annelerimizden aldığımız güç ve cesaretle sürdüreceğiz” ifadelerini kullandı.
‘Herkesi bu mücadeleye destek olmaya çağırıyoruz’
Son olarak konuşan kayıp ailelerinin avukatı Ve İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri, şunları söyledi: “Yargı yapılan hukuki girişimlere cevabı dava açarak gösterdi. Hakikat ve adalet mücadelesine dönük tahammülsüzlüğün bir göstergesi olan bu dava bize bu mücadeleye daha fazla güç vermek gerektiğini göstermiş oldu. İnsan hakları savunucuları olarak mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz. Herkesi bu mücadeleye destek olmaya çağırıyoruz.”