Dilan Babat

 

Kendi topraklarında yaşanan savaşlar sonucu topraklarını terk etmek zorunda kalanları, göç yollarında büyük zorluklar karşılıyor. Bu zorlu yolculuğa çıkan mülteci kadınlar da şiddetin her türlüsüne uğruyor. Son olarak Van’daki Kurubaş Geri Gönderme Merkezi’nde İ.H.K. ve Y.V. isimli iki güvenlik görevlisi ile teşhis edilemeyen bir kişinin daha 22 Temmuz günü mülteci bir kadına tecavüz ettiğinin ortaya çıkması, mülteci kadınların karşı karşıya oldukları koşulları bir kez daha gösterdi. Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Mülteci Komisyonu üyesi Fatma Kılıçaslan, mültecilerin yaşadıkları sorunlara ilişkin 13-14-15 Kasım tarihlerinde Van’da gerçekleştirdikleri temasları ve gözlemlerini paylaştı. 

 

‘Kadınlar göç yollarında istismara açık hale getiriliyor’

 

Mültecilerin yaşadıkları sorunların sosyolojik ve siyasal boyutlarının da olduğunu ifade eden Fatma, Ortadoğu’daki savaş halinin genişlemesiyle mültecilerin sorunlarının daha fazla baş gösterdiğini kaydetti.  Fatma, “Kimse keyfi yerinden ayrılmıyor ama bu süreçlerde insanlığa yakışmayacak olaylar yaşıyorlar.  Hepsini görmezden gelen insanlar kadınların ve çocukların yaşadıkları sorunları da görmezden geliyor.  Kadınlar zaten erk bir zihniyetle ezilirken, göç yollarında daha fazla istismara açık bir hale geliyor. Türkiye’ye geçişlerde ise insanlık dramları yaşanmaya başlıyor. Sınır geçişlerinde yüzlerce mülteci bunların içerisinde çocuk ve kadınlar donarak yaşamlarını yitirirken, kadınlar tecavüze maruz kalabiliyor” dedi.

 

‘Mülteciler kaderine terk ediliyor’

 

Van’ın sınıra yakın olması nedeniyle mültecilerin geçiş güzergahı olduğunu hatırlatan Fatma, üç günlük programları kapsamında bu güzergahı incelediklerini ifade etti. Fatma, “Gözlemediğimiz durumlardan biri de her yede kalekolların inşa edilmesi. Bu insanlar kalekolların olduğu bölgelerden geçmelerine rağmen yaşadıkları dram görmezden gelinerek ölüme terk ediliyorlar. Mültecilerin ticaret amaçlı kullanıldığı bir kez daha ortaya çıktı. Her yerde kalekolların olması ve mültecilerin geçişlerine izin verilmesine rağmen bu insanlar insan tacirlerinin ellerinde kaderlerine terk ediliyor. Mültecilerin yaşamları aslında bir sektöre dönmüş durumda. Bunların herkes tarafından görülmesini ve hazırlayacağımız bir raporla durumun ciddiyetini göstermek istedik” şeklinde konuştu.

 

‘Sorun mülteciliği yaratan koşullar’

 

Avrupa ülkeleri ve Türkiye arasında mülteci krizinin yıllardır devam ettiğini kaydeden Fatma, “Mülteci sorununu bir kriz olarak görüyoruz. Türkiye’den yola çıkarak bir araya geldik.  Sorunların çok fazla belirgin bir şekilde yaşandığına yeniden tanıklık ettik.  Mültecilik sorun değildir, mülteciliği yaratan koşullar sorundur. Bu sorunların derhal çözüme ulaşılması gerekiyor” dedi.