25 Kasım’a doğru: 15 yıllık şiddetin karşısında direngenlik

  • 09:02 23 Kasım 2020
  • Güncel
İSTANBUL - Evli olduğu İBDA-C üyesi ve Star gazetesi yazarı Yakup Köse'nin sistematik şiddetine maruz kalan Şenay Köse, bu şiddet karşısında direngenliğinin ne zaman başladığını şöyle dile getiriyor: “Bunun nedenini anlamaya çalıştığımda, üzerimde iktidar kurma düşüncesi olduğunu anladım.” 
 
Erkek şiddetinin, cezasızlık politikalarıyla her geçen gün arttığı günümüzde kadınların direnişi de yayılıyor. Farklı mekanlarda erk zihniyetle mücadelesini sürdüren kadınlar, sistematikleşen şiddete karşı seslerini yükseltmeye devam ediyor. 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nün yaklaştığı şu günlerde çocuk yaşta evlendirilen Şenay Köse’nin hikayesine kulak vereceğiz. 
 
Şenay, 17 yaşında iken İslami Doğu Akıncıları Cephesi (İBDA-C) üyesi ve Star gazetesi yazarı Yakup Köse ile evlendirilir. Evli olduğu 15 yıl boyunca sistematik şiddete maruz bırakılan Şenay, boşanma aşamasında velayeti Yakup Köse’ye verilen çocukları için mücadele eder.
 
‘28 Şubat mağduru’ şiddet faili
 
Cezaevinden çıktıktan sonra Yakup Köse’nin 2 ay sonra kendisini “28 Şubat mağduru” olarak tanıttığını söyleyen Şenay, yaşının küçük olması sebebiyle de  herhangi bir şey anlamaz ve bunu araştırmaz. Yakup Köse’nin bu durumu kullanarak kendi yaşam tarzını dayattığı Şenay, evlendikten sonra erkek şiddetiyle karşı karşıya kalır. Fiziksel şiddetin yanı sıra psikolojik şiddete de maruz kalan Şenay, “Gördüğüm şiddet sonucunda evden uzaklaşmak istedim ama Yakup çamaşır suyu içerek intihara kalkıştı. Cezaevinde geçirdiği süreci bahane ederek evden gitmeme izin vermedi” diyor.
 
‘Henüz doğmamış bir çocuk’ 
 
Hamile olduğu süreçte de şiddetin sürdüğünü dile getiren Şenay sözlerine şöyle devam ediyor: “Anne karnında daha yeni oluşmaya başlayan bir çocuk var ve her gün darp alıyor. Henüz doğmamış bir çocuk babasını değil şiddeti tanıyor. Çocuğumun da benim gibi çocukluğunu yaşayamayacağını daha karnımdayken anladım.”
 
‘Polisi aradım yardım etmediler’
 
Yakup Köse’nin babası tarafından da şiddete uğrayan Şenay o anları şu sözlerle dile getiriyor: “Sonraki zamanlarda eşim tek başına değil, babasıyla birlikte beni dövmeye başladı. ‘Çocuklarını bir daha görmezsin, kimseye bir şey söylemeyeceksin’ diye tehdit edildim. Her an her şeyi yapabilecekleri için ailemi bilgilendirmedim. Kendimi kurtarmaya çalıştım. Gizlice polisi arayarak yardım istedim, evden çıkamadığımı belirttiğim halde en yakın emniyet birimine gitmemi istiyorlardı. Yardım etmediler.” 
 
‘Erken doğum yapmak zorunda kaldım’
 
19 yaşında ikinci çocuğuna hamile  kaldığını ve o zaman da şiddete maruz kaldığını ifade eden Şenay, “Aldığım darplar çok ağırdı. Hastaneye götürüldüm, yatırılmam istendi ama hastanede yatırılmadım. Yakup ve ailesi benim ajitasyon yaptığımı söylediler ve hastanede tutulmadım. Daha sonra mecbur kalarak beni hastaneye götürdüklerinde tedavi için geç kalınmıştı. Erken doğuma alındım” sözleriyle yaşadıklarını dile getiriyor. 
 
‘Ailem tehdit edildi’
 
Kendisini şiddete maruz bırakan erkek tarafından aldatılan Şenay, bu durumu ailesiyle paylaşmak için gittiğinde ise tehdit edilir. Şenay, “Aileme tehdit yağdırmaya başladı. Evimize silahla geldi. Ailem korktuğu için geri dönmemi istedi. Çocuklarım için dişimi sıkmam gerektiğini söyleyerek beni geri gönderdiler” sözleriyle dile getiriyor. 
 
‘Beni yaraladıktan sonra iş kazası dememi istedi’
 
Yakup Köse tarafından 2016 yılında kesici aletle katledilmek istenen Şenay yaralanır.
 
“Beni bıçakladığı sırada sakin olmak gerektiğini, hastaneye gittiğimiz zaman ise bana ‘iş kazası’na uğradığımı belirtmemi söyledi” diyen Şenay, yine de hastanede polislerin ilgilenmediğini, ne olduğunu sormadığını, doktorların polisi çağırmadığına dikkat çekiyor. Başka bir hastaneye giderek rapor alan ve bu süreçte ailesi de psikolojik baskıya maruz kalan Şenay, mahkeme sürecinde de haklarına dair bilgilendirme yapılmadığını, 10 dakikalık mahkeme ile sürecin son bulduğunu ve boşandığını ifade ediyor. 
 
‘Ümit Elönü konuşmamam için beni tehdit etti’
 
Şenay, Yakup Köse tarafından tehditler almaya devam eder. Çevresindeki kişilerce de tehdit edilen Şenay, Kökler Derneği Başkan Yardımcısı Ümit Elönü’nün “Yakup hakkında bir yerde konuşursan elimde ses kaydı var” şeklinde tehdit edilir. 
 
‘Şiddet uyguladı ama kendisini hep haklı gördü’
 
Erkek şiddetine karşı direnç göstermeye başladığında bu kez de psikolojik baskı ile karşı karşıya kalan Şenay, “Töre cinayetine kadar ilerletti. Olmazsa bu olsunlarla süreci ilerletmeye çalıştı. ‘Şiddet olmazsa deli derim hastaneye tıktırırım’ diyerek hakaret etti. Kendisini hep haklı gördü” diye ifade ediyor. 
 
‘Haklarım geride bırakıldı’
 
Şenay, yasal haklarına ilişkin gittiği emniyette kendisine bilgi verilmez ve ifadeleri de tam alınmaz. Şenay o süreci ise şu sözlerle özetliyor: “Ben bu süreçte kendi haklarımın ne kadar yutulduğunu, geride bırakıldığını fark ettim. Kadın olarak yasal haklarımı ve çocuklarımı alabileceğim halde haksız duruma düştüğümü fark ettim. Bundan sonrasında da sesimin duyulmasını istedim.”
 
‘Kadınlar yalnızlaştırılmaya çalışılıyor’
 
Türkiye’de kadınların haklarına dair bilgi edinmesine izin verilmediğini ve kadınların sürekli yalnızlaştırma politikalarıyla karşı karşıya bırakıldığını ifade eden Şenay, “Belki ben yine susabilirdim. Hakkım olmadığını, her şeyin elimden alınabileceği kadar suçlu olduğum düşüncesine kendimi kaptırmıştım. Ama hayır değilmişim. Yıllarca baskı altında tutulduğum sözlerde şu vardı: ‘Yalnız kalacaksın, yalnız öleceksin.’ Ben bunların bana neden söylenildiğine anlam veremiyordum. Bunun nedenini anlamaya çalıştığımda, üzerimde iktidar kurma düşüncesi olduğunu anladım” diyor. 
 
Mahkeme sürecinden sonra Yakup Köse’nin 15 araçla çocuğunu almaya geldiğini belirten Şenay, “15 araç sanki zafer kazanmışlar gibi çocuğumu aldılar. 4 yaşında annesinden alınan bir çocuk ve bunu bile zafer gibi gördüler” diye anlatıyor.
 
‘Çocuklarımı alana dek mücadele edeceğim’
 
Çocuklarını alana kadar mücadele etmekten vazgeçmeyeceğini vurgulayan Şenay, son olarak şöyle devam ediyor: “Benim çocuklarıma yaşam sağlayabilmem için onları toprak gibi sarmalamam lazım. Kökler dışarıda kalırsa kurur, yeşeremez. Evlatlarıma nefes olacağım, sağlıklı bir şekilde büyümelerine filizlenmelerine izin vereceğim.”