
HDK: Tüm renklerimizle 25 Kasım’da sokaklardayız
- 17:46 22 Kasım 2020
- Güncel
İSTANBUL - HDK Kadın Meclisleri, 25 Kasım’a ilişkin gerçekleştirdikleri basın açıklamasında, “Patriarkaya- faşizme biat etmeyen, kadın özgürlük mücadelesinden aldığımız tarihsel mirasla, bu 25 Kasım’da da tüm renklerimiz, dillerimiz ve farklılıklarımızla sokaklarda olacağız ” dedi.
İstanbul’da Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Kadın Meclisleri 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü dolayısıyla Kadıköy Süreyya Operası önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. HDK Eşsözcüsü İdil Uğurlu, Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekili Züleyha Gülüm, HDP İstanbul İl Eşbaşkanı Elif Bulut ve çok sayıda kadının katıldığı açıklamada "Erkek-devlet şiddetini teşhir ediyor, kadın dayanışması ile yaşıyoruz" pankartı açıldı, "Erkek-devlet şiddetine son", “Gözaltında tacize-tecavüze son” dövizleri taşındı.
‘Özsavunma yapan kadınlar cezaevlerinde’
Açıklama öncesi söz alan HDK Eşsözcüsü İdil Uğurlu, Dominik’te 60 yıl önce tecavüz edildikten sonra katledilen Mirabal Kardeşler’i anarak, “Dünyanın dört bir yanında kadına yönelik şiddet, taciz, tecavüz devam ediyor. Fakat kadınların mücadelesi de devam ediyor. Özsavunma yapan kadınlar cezaevlerinde ölümlere terk edildiler. Kadınları katledenler, şiddet uygulayanlar ve tecavüz edenler yeniden salıverildiler. Biz kadınlar dünyanın farklı yerlerinde katledilmeye devam ediyoruz. Bizler bütün bu baskılara karşı mücadele etmeye devam ediyoruz. Biz birlikte güçlüyüz” dedi.
‘Sokakta olmaya devam edeceğiz’
Ardından konuşan Sosyalist Kadın Meclisleri (SKM) Sözcüsü Deniz Aktaş, 25 Kasım’a giderken erkek-devlet şiddetinin arttığına dikkat çekerek, “Kadınlar bu süreci faşizme karşı mücadele olarak da görüyorlar. Sokaktan bir adım geri atmadık, atmayacağız. Bu 25 Kasım’da da sokakta olmaya devam edeceğiz” dedi.
'Mücadeleyi büyütmekte kararlıyız'
HDP İstanbul Milletvekili Züleyha Gülüm ise kadına yönelik şiddet ve katliamların cezasızlık ile sonuçlandığına dikkat çekerek, bunun bir devlet politikası olduğunu kaydetti. Mücadeleyi büyütmekte kararlı olduklarını ifade eden Züleyha, “Erkek devlet şiddetine boyun eğmeyeceğiz. Gözaltılarınız, tutuklamalarınız, baskılarınız bizi özgürlük mücadelemizden vazgeçiremez. Kadın özgürlük mücadelesi için içerde, dışarda, nerede olursa olsun mücadeleyi büyütmekte kararlıyız” diye belirtti.
‘Kadına şiddet erkekliği inşa etme aracı’
Konuşmaların ardından HDK İstanbul Kadın Meclisi Sözcüsü Aynur Cengiz, basın metnini okudu. Dünyada kapitalizm ve ataerkinin muhafazakar-popülist iktidarlarla kadınların kazanımlarına saldırdığını belirten Aynur, Türkiye’de ise AKP-MHP iktidar bloğunun kadın bedeni, kimliği ve emek sömürüsü üzerinden kendilerini var ettiğini söyledi. Aynur, kadına yönelik şiddet ve baskının erkekliği inşa etme aracı haline getirildiğini kaydetti.
‘Şiddet üniformaya bürünüyor’
Faşizmin kurumsallaştırılmaya çalışılmasına dikkat çeken Aynur, “Devletin diyanet dahil neredeyse bütün kurumsallıklarının kadın üzerine politika belirlediği bu süreç ve yaşanan tüm saldırılar faşizmin kurumsallaşmasını, kadınların kimliksizleştirilmesi üzerine kurduğunu açığa çıkarmaktadır. Özellikle Kürt kentlerinde yürütülen özel savaş politikalarıyla kadın ve çocuklara yönelen taciz ve tecavüzler, intihar süsü verilen şüpheli kadın ölümleri, kaçırmalar ile şiddet üniformaya bürünürken, yargının cezasızlık politikalarıyla failler korunmaya, olayların üstü örtülmeye çalışılmaktadır” ifadelerini kullandı.
‘Tüm farklılıklarımızla sokaklarda olacağız’
Açıklamada İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırılmaya çalışıldığını hatırlatan Aynur, “AKP-MHP iktidar bloğu kendi devamlılığını bu politikalarında görmektedir. ‘Kutsal aile’, ‘makul kadın’ söylemini şiar edinen eril zihniyet, şiddeti arttırarak cinsiyetçi zihniyet kodlarını topluma hakim kılmaya çalışmaktadır” şeklinde konuştu. Kadın kazanımlarına dönük saldırıları da toplumun rehin alınması olarak değerlendiren Aynur, şunları söyledi: “8 Martlarda, 25 Kasımlarda, Feminist Gece Yürüyüşlerinde tüm engellemelere rağmen açığa çıkan kadın iradesi ve mücadelesi hem AKP-MHP şahsında erkek devlet şiddetini teşhir ediyor, hem de ortak mücadele ve dayanışmanın gerekliliğine ve kadın mücadelesinin gücüne işaret ediyor. Patriarkaya-faşizme biat etmeyen, kadın özgürlük mücadelesinden aldığımız tarihsel mirasla, bu 25 Kasım’da da tüm renklerimiz, tüm dillerimiz ve tüm farklılıklarımızla sokaklarda olacağız.”