Fidan Ataselim: Gerekli adımlar atılmasa faili meçhul kadın cinayetleri yaşanacak

  • 15:17 19 Kasım 2020
  • Güncel
VAN -TJA’nın 25 Kasım kapsamında gerçekleştirdiği panelde konuşan KCDP Genel Sekreteri Fidan Ataselim, gerekli adımlar atılmadığı takdirde faili meçhul kadın cinayetlerinin yaşanacağını belirtirken, Rosa Kadın Derneği Başkanı Adalet Kaya ise, Kürt illerinde üniformalı şiddettin ortaya çıktığını belirtti.
 
Tevgera Jinên Azad (TJA) 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddette Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında Kamu Emekçiler Sendikası (KESK) binasında panel düzenledi. Panelde “Em Xwe Diparêzîn” pankartı asıldı. TJA aktivisti Tülin Yeşil’in moderatörlüğünü yaptığı panele; Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu (KCDP) Genel Sekreteri Fidan Ataselim ve Rosa Kadın Derneği Başkanı Adalet Kaya katılımcı olarak katılırken, panele çok sayıda kadın katıldı.
 
‘Kadınların özgürlüğü için mücadele ediyoruz’
 
İlk olarak panelde söz alan KCDP Genel Sekreteri Fidan Ataselim, her gün kadınların katledildiği, faillerin cezasız bırakıldığı ve kadınların “ölmek istemiyoruz” diyerek korunmadığı dönemden geçildiğini kaydetti. Fidan, KCDP’nin ilk kuruluş yıllarından söz ederek, “Kadınlar aslında değişiyor ve daha fazla hak talep ediyor. Modernleşme ile ne kadar geri adım atılsa da kadınlar daha fazla hak talep ediyor. Daha fazla kadın okumak istiyor. Herkes için hak olan şeyler kadınlar bunu kullanmak istediğinde erkeklikle karşılaşıyorlar. Bunun karşısında bu topraklarda kadınlar ölüm tehdidi almalarına rağmen hayatlarından asla vazgeçmiyorlar. 2010 yıllından bu yana kadın cinayetlerinin verilerini paylaşıyoruz. Bundan sonra katledilen kadınların aileleri de bize ulaşıyor. O günlerden bugünlere kadın cinayetlerini durdurmak ve başta kadınların özgürlüğü için mücadele ediyoruz” dedi.
 
‘Siyasi iktidarın söylemleri faillerin ifadelerine yansımaya başladı’
 
Kadınların kurtuluşunu sağlayacak olan yasaların etkin bir şekilde yürütülmesi gerektiğini ifade eden Fidan, Ayşe Paşalı’nın katledilmesinin ardından İstanbul Sözleşmesinin kadınlar tarafından kazanıldığına işaret etti.  İstanbul sözleşmesinin imzalandığı yılda sadece kadın cinayetlerinde düşüşlerin yaşandığını anımsatan Fidan, “Bu mücadeleyi sürekli hale getirirsek bunları gerçekleştirebilecek ölçüde kadın cinayetlerini durdurmak mümkün. Boşanma hakkı, eğitim hakkı, çalışma hakkı. Bir erkek bu haklarını kullanabilirken, bir kadın bunları kullanmak istediği zaman öldürülebiliyor. Bunu değiştirmek yine kadınların örgütlü mücadelesi ile olacak. İstanbul Sözleşmesinin tartışılmaya açılması tesadüf değildi.  Gerekli adımlar atılmadığı için ve siyasi iktidar ayak direttiği için siyasetçilerin söylemleri bile kadınları öldüren faillerin ifadelerine bile yansıyor. Son zamanlarda her türlü siyasal sürece göre bahaneler üretmeye başladılar. Toprağın altına koydukları kadınların haklarında her türlü şeyi söyleyebileceklerini düşünüyorlar. Kravat taktığı için indirim alan katiler var. “başka biri ile görüşüyordu” dediği için indirim aldı katiler” diye belirtti. 
 
‘Gerekli adımlar atılmasa faili meçhul kadın cinayetleri olacak’
 
İktidarın ‘kadınlara her ne yaşarsan yaşa buna mahkumsunuz’u dayattığını ve ekranlara çıkarak, ‘yasalar etkinleşmesine rağmen çözüm olmuyor’ söylemleri ile karşılaştıklarını belirten Fidan, konuşmasına şöyle devam etti: “Hangi yetkili zihniyet değişmiyor diyorsa inanmayın. Gerekli adımlar atılmadığı için kadın cinayetleri arttı ve boyut değiştirildi. Erkeklik güçlendirildikçe mahkemedeki her karar başka bir katilin sırtını sıvazlamaya başladı.  Gerekli adımlar atılmasa fail meçhul kadın cinayetleri olacak.  Halan Gülistan Doku nerede bile bilmiyoruz. Bir kadının nerede olduğunu ‘kudretli devlet’ nasıl bulamıyor. Bunlar hepsi adalette inancın kaybına neden oluyor. Bundan kaynaklı aileler kadın kurumlarına başvuruyor.”
 
‘Kadınlar yaşam savaşı veriyor’
 
2020 yılında 259 kadının katledildiğini 152 kadının şüpheli bir şekilde katledildiğini söyleyen Fidan, kadın katliamlarındaki sayılarının ‘savaş rakamları’ olarak gördüklerini kaydetti.  Fidan, kadınların yaşam savaşı verdiğine işaret ederek, kadınların sadece bir arada oluşunun artık yetmediğini bundan kaynaklı kadınların önlerinde politik hedeflerin olması gerektiğini  vurguladı.
 
‘8 kurumdan oluşan bir ağ kurduk’
 
Rosa Kadın Derneğinin hangi ihtiyaçlar doğrultusunda ortaya çıktığını anlatan Rosa Kadın Derneği Başkanı Adalet Kaya,  Olağanüstü Hal (OHAL) dönemi ile kapatılan kadın kurumları ardından OHAL’in kalkması ile bir kadın kurumunun ihtiyaç duyulduğunu söyledi. Adalet, “Kapatmaların ardından kadına yönelik şiddet, fuhuş, çocuk istismarı arttan oranlarda kentlerde platformlar kurduk.  Platformlar üzerinde kadınlar bize ulaşmaya başladı. 7 arkadaş bir araya gelerek hızlı bir şekilde derneği kurduk.  Yaşadığımız süreç bitmeyen, şiddetin yükseldiği bir dönemdi. Başta başvuru alma gibi bir durumumuz yoktu ama kadınlardan yoğun gelen başvurular oldu. Yaşam hakkı tehdidi ile karşı karşıya kalan bir kadının hukuki desteğin nasıl verileceği, nereye yerleştireceğimizi bilmiyorduk.  Bizde 8 kurumdan oluşan bir ağ oluşturduk. En azından birbirimizi destekleyerek bir çözüm bularak şehrin şiddet haritasını ortaya çıkarmak.  Hızlıca bir hukuk komisyonu kurduk, psikologlardan destek aldık. Bu ağ bizi güçlendirdi” dedi. 
 
‘Kadınların öldürülmesi bu iktidar için sakıncalı değil mi?’
 
OHAL dönemin politikaları, devlet şiddetinin erkek şiddetinin görmezden gelinmesi bir kadın kırımına neden olduğunu dile getiren Adalet, son üç ayda 8 şüpheli kadın katliamı yaşandığı bilgisini paylaştı. Artan kadın katliamlarına karşı yargısal süreçlerin bir çözüm üretmediğini belirten Adalet, şöyle devam etti: “AKP iktidarının geldiği güne baktığımız zaman kadın cinayetleri 60’larda iken, bugün 400 oranında. Kadınların öldürülmesinin bu iktidar tarafından bir sakıncası yok mu?  Yasayı neden uygulamaktan itina ediyorlar? Bu soruları bu kadar sorarken, mahkemeleri takip ettiğimiz de ciddi yargılama durumlarında katil yargılanmıyor kadın yargılanıyor. Kadını özel hayatı, yaşam tarzı yargılanıyor. 10 yıl önce mahkemelere giderken, erkekler biraz daha özgüvensizken, orada kadını öldürmediğini ispat etmeye çalışıyordu ama şimdi öyle bir durum yok.  Söylediği gerekçelerle öldürmesinin haklılık payına bakıyor”
 
‘Kürt kentlerinde üniformalı şiddet görüyoruz’
 
Batman’da İpek Er’e tecavüz ederek intihara sürükleyen Musa Orhan’a değinen Adalet, “ Kürt kentlerinde üniformalı şiddet görüyoruz. Devletin nüfuzuna sırtını dayandırarak, genç kadınlara aşk adı altında iş tecavüze varınca kadının tepkisi ortaya çıkınca kadını öldürmeye gidiyor. Buna üniformalı şiddet diyoruz.  Evdeki kadın emek açısından, genç kadınlar devletin üniformalı görevlileri tarafından gördüğü şiddet, namus adı altında öldürülen kadın cinayetlerine baktığımız da kadın kırımı ile karşı karşıyayız. Bu başka bir mücadele şeklini gösteriyor bize.  Varlığımıza yönelik bir saldırı var. Potansiyel olarak hepimiz ölümle karşı karşıyayız. Bundan kaynaklı farklı mücadele hatlarına ihtiyacımız var” sözlerini kaydetti.
 
Panel soru ve cevap bölümünün ardından son buldu.