
Eylem Oyunlu: Cezaevi idaresi ‘mama için banyo suyu kullan’ dedi
- 09:29 7 Eylül 2020
- Güncel
DİYARBAKIR - Cezaevinde 2 buçuk ay boyunca 2 çocuğuyla birlikte kalan Eylem Oyunlu, tahliye edilmesinin ardından cezaevinde yaşadıklarını anlattı. Eylem, cezaevi idaresinin “Mama için banyo suyu kullan” dediğini aktararak, sağlıksız ve kötü koşullarda kaldıklarını söyledi.
Diyarbakır Lice Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında 19 Haziran'da ifadeye çağırıldıktan sonra 10 günlük bebeği ve iki yaşındaki kızı ile tutuklanarak cezaevine gönderilen Eylem Oyunlu, 4 Eylül tarihinde tahliye edildi. Cezaevinde bulunduğu süreçte 18 gün karantinada kalmak zorunda kalan Eylem, çocuklarıyla beraber yaşadığı zorlukları ve sağlıksız koşulları anlattı.
‘Mama için banyo suyunu kullanmamı söylediler’
Henüz hamile iken ifadeye çağrıldığını fakat gidemediğini söyleyen Eylem, bebeğini dünyaya getirdikten sonra ifadeye gittiğini ve sonrasında ise hakkında tutuklama kararının çıkartıldığını belirtti. Tutuklanmasının ardından Diyarbakır Kadın Kapalı Cezaevi’ne götürüldüğünü dile getiren Eylem, cezaevine giriş sırasında çıplak aramanın dayatıldığını ve bunu kabul etmemesi üzerine hücreye götürüldüğünü söyledi.
‘Hijyen koşulları çok kötüydü’
Çocuğunun nüfus cüzdanı olmadığı için cezaevi idaresinin zorluk çıkardığını belirten Eylem, “Kızım henüz dünyaya yeni gelmişti ve kimlik çıkarmama izin dahi verilmemişti” dedi. Hücreye götürüldüğü sırada asker ve gardiyanların hakaretlerine maruz kaldığını ifade eden Eylem, 2 çocuğuyla beraber 18 gün hücrede kaldığını aktardı. Eylem, “Hijyen koşulları çok kötüydü. Temizlik yapılmıyordu ve bana temizlik malzemesi verilmiyordu. Sütüm olmadığı için kızıma mama veriyordum ama mama için bana temiz su vermiyorlardı. Su istediğimde ise bana banyo suyunu kullanmamı söylüyorlardı” diye anlattı.
'Kızımın gözleri hücrede enfeksiyon kaptı'
Lohusa döneminde olduğu için fiziksel ve ruhsal anlamda zorlandığını söyleyen Eylem, "2 yaşında olan kızım dışarıya çıkmak için sürekli ağlıyordu. Annem ve ablam da aynı cezaevinde oldukları için kızımı yanlarına almak için dilekçe vermişlerdi. Fakat pandemi gerekçe gösterilerek kızım onların yanına götürülmedi. 10 günlük olan kızım doğduğu zaman gözyaşı damarı kapalı olduğu için gözlerini açamıyordu. Gözleri hücrede enfeksiyon kaptı. Koğuşa gittikten sonra hijyenine dikkat ettiğimiz için iyi olmaya başladı. Genel olarak cezaevleri çok kötü durumda. Özellikle hücreler çok kötü. Temizlik yok, iletişim de pandemi nedeniyle çok kısıtlıydı. Bunlar bizi genel olarak çok etkiliyordu" diye kaydetti.
‘Her kapı açıldığında kapıya koşuyordu’
Hem psikolojik hem de sosyal anlamda 18 gün boyunca yaşadığı işkenceye dikkat çeken Eylem, “Cezaevi herkes için zor ama çocuklar ve anneler için iki kat zor oluyor. Çocukların oyun alanı olmuyor, televizyon olmuyor, oyalanacak hiçbir şeyleri yok içeride. Ellerine verebileceğim iki oyuncak bile bulamıyordum. Kaşık, tabaklarla oyuncak yapıp oynuyordum kızımla” sözlerine yer verdi. 18 günün ardından koğuşa geçtiklerini aktaran Eylem, koğuşa gittikten sonra biraz daha rahatladıklarını belirtti. Eylem, “Annem ve ablamın olduğu koğuşa götürüldük. Oraya gidince çocuklarım biraz daha evdelermiş gibi hissettiler. Kızım önceleri kalabalık bir ortam gördüğü için bir nebze de olsa rahatladı. Fakat sonraki süreçlerde her koğuş kapısı açıldığında kapıya doğru koşuyordu. Ayrıca koğuşta bulunan merdivenlerin korkuluklarından kendini aşağıya sarkıyordu. Birkaç defa düşme tehlikesi geçirdi. Elimizde olan çarşaflarla merdivenin korkuluklarını bağlamıştık" diye koğuşta yaşadıklarını anlattı.
Duyarlılık çağrısında bulundu
Eylem, çocuklarıyla beraber cezaevinde kalan anneler için çağrı yaparak, hepsinin tahliye edilmesi gerektiğine işaret etti. Cezaevi koşullarının çocuklar için uygun olmadığını kaydeden Eylem, tüm çevreleri bu konuda duyarlı olmaya çağırdı.