
Sakarya’da ırkçı saldırıya uğrayan kadınlar yaşadıklarını anlattı
- 13:13 5 Eylül 2020
- Güncel
Medine Mamedoğlu
MARDİN – Sakarya’da ırkçı saldırıya uğrayan tarım işçisi kadınlar, “Bu olayın üstünün kapanmaması için elimizden geleni yapacağız” dedi.
Mardin'in Mazıdağı ilçesinden Sakarya'ya giden, aralarında kadın ve çocukların da olduğu 16 mevsimlik tarım işçisi, dün sabah saatlerinde işveren ve köylülerin ırkçı saldırısına uğradı. Ardından memleketlerine dönen tarım işçisi kadınlar, maruz bırakıldıkları saldırıyı ajansımıza anlattı.
Mazıdağı’na bağlı Yücebağ Mahallesi’nin Dere mezrasında yaşayan Sultan Demir, ırkçı saldırıya şu sözlerle tepki gösterdi: “Benim iki kızım, bir oğlum, yeğenlerim ve akrabalarım orada darp edildi. Orada hakarete uğrayıp linç edilmişler. Bunu yapanlarda Allah hakkımızı bırakmasın. Tarla sahibi onlara hakaret etmiş, sonra bizimkiler de hakareti kabul etmeyip iş bırakınca o da kendi çocuklarını çağırıp bizim çocuklarımızı dövmüşler. Oğlum Bawer’in yüzünü mahvetmişlerdi. Balta ile çocuklarımızın üzerine gitmişler. Bawer’in üstüne 5-6 kişi gitmiş. Ablası üstüne düşmüş onu korumak için. Bu yaptıkları insanlık değil. Eğer biraz daha kalsalardı onları öldüreceklerdi. Hepsini ölümle tehdit etmişler.”
‘Bunlarda insanlık yok’
Saldırıya uğrayanlardan Ş.D. şu sözleri kullandı: “Biz Cuma sabahı tarlada çalışıyorduk. Tarlanın başka tarafına kayınca bize hakaret edildi. Ağza alınmayacak şeyler söylendi. Sonra biz de ‘jandarmayı arayacağız’ dedik. O da bize ‘istediğinizi arayın jandarma bizim tarafımızda onlar bizim’ dediler. ‘Siz Doğulusunuz size inanmazlar’ dediler. Bu laflardan sonra bize saldırmaya başladılar. İçlerinden bir kadın eline balta alarak 'bunları öldürün' diyerek, halamın oğlunun üstüne yürüdü. Bir kadını yere atıp tekmelediler. ‘Sizi ateşe vereceğiz' diyerek üstümüze geliyorlardı. Söylemedik şey bırakmadılar. Bunlarda insanlık yok.”
‘Neye uğradığımı şaşırdım’
Saldırı esnasında tarladan çıkmaya çalıştığını, ancak bir kişinin gelip kendisini darp ettiğini söyleyen T.D., sonrasında eve gittiklerini belirtti. T. şöyle devam etti: “Evimize gittiğimizde adamın oğullarını çağırdığını gördük. ‘Babama hakaret ettiniz’ diyerek üstümüze geldiler. ‘Bize hakaret edemezsiniz’ diyerek biz de söylediklerini kabul etmedik. Jandarma deyince ‘bütün Jandarmayı çağırın onlar bizim tarafımızda’ dediler. Bize, ‘Barış Demir’i çağırın onun kafasını balta ile keseceğiz’ dediler. Ben o esnada neye uğradığımı şaşırdım. Bunun onların yanına kalmaması gerekiyor. Bize ‘başlarınızı keseceğiz, eğer 5 dakika içinde gitmezseniz hepinizi ateşe veririm cenazenizi bile kimse bulamaz’ dediler. Gittikten sonra bile üstümüze ateş açmaya kalktılar.”
‘Biz onların kölesi değiliz’
“Hem bize hakaret ettiler hem de bizi darp ettiler” diyen T. devamında şöyle konuştu: “Onların misafirperver olması gerekirken bize yapmadıklarını bırakmadılar. Türkler Kürtleri kendi köleleri olarak görüyor. Ama biz onların kölesi değiliz. Kendi paramız, ekmeğimiz için oraya gittik. Onlar kendiliğinden bize para vermiyor. Şimdi benim kuzenim Bawer hastaneye darp raporu almaya gitti. Raporu aldıktan sonra savcılığa gidip ifade verip şikayette bulunacağız. Bu olayın üstünün kapanmaması için elimizden geleni yapacağız.”
‘Kimse onların yanında çalışmaya gitmesin’
Leylan Demir ise, saldırı anını şu sözlerle dile getirdi: “Bu yaptıkları faşizmden başka bir şey değil. Bize sürekli hakaret ediyorlardı. Kardeşimi onların elinden zor aldım. Eve girdik, evde bile camı vurup hakaret ediyorlardı. İçeri gelip kardeşim Bawer’i öldürmeye çalışıyorlardı. Bu davanın kapanmaması için elimizden geleni yapacağız. Bu ırkçılık başka insanların başına gelmesin. Herkesin elinde yüzünde bir yara izi var. Bu yaptıkları nereye kadar devam edecek. Kimse onların yanına çalışmaya gitmesin artık.”
‘Belki evimize dönemezdik’
Araya girerek tarafları ayırmaya çalışan Şilan Demir de, “Böyle yapmayın dediğim anda içlerinden biri yüzüme iki kere yumruk attıktan sonra ben yere düştüm. Ondan sonra kalkıp arabaya bindim. Bize yapılanlar onların yanına kar kalmamalı. Ne olursa olsun ceza almaları gerekiyor. Bir şey yapmadığımız halde bizi az kalsın orada öldüreceklerdi. Eğer araç bulup oradan çıkmasaydık belki evimize dönemezdik” diye konuştu.
Mahalle muhtarına Ankara’dan telefon
Öte yandan mezranın bağlı olduğu mahallenin muhtarının Ankara’dan arandığı ve “Bir olay yaşandı ama siyasi boyutlara çekiliyor. Buna karşı siz de dikkatli olun” dediği öğrenildi.