DİYARBAKIR - SES Diyarbakır Şubesi, gardiyan Halil İbrahim Sert tarafından katledilen Dilan Toptaş için yaptığı açıklamada, “Kadına yönelik şiddeti meşrulaştıran dil ve politikalar değişinceye, failler gerekli cezaları alıncaya ve  İstanbul Sözleşmesi layıkıyla uygulanıncaya kadar susmuyoruz” dedi. 

 

İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmenin tartışılmaya devam edildiği bugünlerde kadına yönelik erkek şiddeti ve katliamları da giderek artıyor. Bunlardan biri de, geçtiğimiz günlerde gardiyan Halil İbrahim Sert tarafından katledilen Dilan Toptaş.  Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikaları (SES)  Diyarbakır Şubesi, Dilan için açıklama yaptı. 

 

‘Kadınların sesine ses oluyoruz’

 

SES Diyarbakır Şube binasında yapılan açıklamada konuşan SES Şube Sekreteri Rozerin Çatak, son günlerde giderek artan sağlık emekçisi kadınların çığlığına dikkat çekerek, “Israrlı takibe maruz bırakılan, cinsel istismarla tehdit edilen, öldürülen kadınların sesini duyuyor seslerine ses oluyoruz. İstanbul Sözleşmesi hayata geçirilmediği gibi hala tartışmaya açık bir şekilde bekletilmektedir. Bu tartışmalar sürdükçe de her gün yeni bir kadın katliamı ya da tecavüz olayı ile uyanıyoruz” dedi. 

 

‘Susmuyoruz’

 

Dilan’ın bir sağlık emekçisi olduğunun altını çizen Rozerin şöyle devam etti: “Hayatının baharında yaşamını yitiren Dilan için ve tacize, tecavüze, şiddete maruz bırakılmış tüm kadınlar için, bu şiddet son bulsun diye fiili ve meşru mücadele hattında yürümeye devam edeceğiz. Kadına yönelik bütün bu suçların failleri gerekli cezayı almıyor, Twitter’da binlerce kişinin tepkisi sonucunda yapılan göstermelik gözaltılar birkaç saat sonrasında failin tekrar serbest bırakılmasıyla bu suçu duyuran kadınların ölüm korkusunu daha derinden yaşamasıyla sosyal medya hesaplarını kapatmak zorunda kalmalarıyla sonuçlanıyor. Kabul etmiyoruz! Kadına yönelik şiddeti meşrulaştıran dil ve politikalar değişinceye, failler gerekli cezaları alıncaya ve  İstanbul Sözleşmesi layıkıyla uygulanıncaya kadar susmuyoruz” sözlerini kullandı. 

 

‘Devlet korumacı yasalardan vazgeçmeli’

 

Devletin koruyucu yasalarından cesaret alanların son bir ayda 27 kadını katlettiğini söyleyen Rozerin,  “Salgın bahane edilerek af yasasıyla serbest bırakılan katil, taciz ve tecavüzcüler herkes için tehlike arz etmektedir. Dışardakiler yetmezmiş gibi bir de içerdekiler serbest bırakıldı. Devlet nezdinde sanki bu suçlardan tutuklanan kişiler, demokratik temelde siyaset yapanlardan daha az tehlikeli... Boşaltılan cezaevlerine binlerce siyasetçi, gazeteci, STK üyeleri, kadın aktivistler alınmıştır. Devlet korumacı yasalarından derhal vazgeçmelidir. Kadın mücadelesi ve kadın bedeninden elini çekmelidir” ifadelerine yer verdi. 

 

Hashtag çalışması yapılacak 

 

Rozerin son olarak,  “Tüm sağlık sosyal hizmet kurumlarında tüm sağlık ve sosyal hizmet emekçilerini tepkilerini göstermesi için  2 Eylül Çarşamba gününden 4 Eylül Cuma gününe kadar üç gün boyunca siyah kurdele ile çalışmaya, 4 Eylül Cuma akşamı ise SES Genel Merkezi tarafından başlatılacak olan hashtag çalışması ile sosyal medya paylaşımları yapmaya davet ediyoruz” dedi.