
Kadınlar Beşiktaş’ta buluştu: Adalet yoksa barış da yok
- 19:07 29 Ağustos 2020
- Güncel
İSTANBUL-HDK, HDP ve TJA, 1 Eylül Dünya Barış Günü dolayısıyla Beşiktaş Barbaros Meydanı'nda gerçekleştirdiği buluşmada, adil yargılanma talebiyle ölüm orucunda yaşamını yitiren avukat Ebru Timtik’e dikkat çekerek, "Adalet yoksa barış da yok" diye seslendi.
Halkların Demokratik Kongresi (HDK), Halkların Demokratik Partisi (HDP) ve Tevgera Jinên Azad (TJA) Dünya Barış Günü dolayısıyla Beşiktaş Barbaros Meydanı'nda buluşma gerçekleştirdi. HDP Milletvekili Ebru Günay’ın yanı sıra çok sayıda kadının katıldığı buluşmada, meydana Türkçe ve Kürtçe yazılı "Adalet olmadan barış olmaz" pankartı serildi.
Buluşmaya beyaz tülbentler takarak gelen kadınlar, "Adalet yoksa barış da yok”, "O barış bu ülkeye ya gelecek, ya gelecek hem de şimdi", "İçişleri Bakanlığı tecavüz savunucusudur", "Barış demenin suç olmadığı bir ülkede yaşamak istiyorum", "Musa Orhan serbest, Ebru Timtik katledildi" dövizleri ile katledilen kadınların fotoğraflarını taşıdı.
'Adaletsizliği en derin yaşayan kadınlardır'
Buluşmada ilk olarak konuşan HDK İstanbul Kadın Meclisi Sözcüsü Aynur Cengiz, Patriarkal kapitalizmin var oluşundan bu yana adaletsizliği en derinden yaşayan kesimlerin kadınlar olmasının bir tesadüf olmadığını belirterek, "Kadın etrafında gelişen ilk toplumsallaşmadan, kapitalist modernitenin gelişmesiyle birlikte; topluma karşı devletin ve mülkiyetin korunması, kadına karşı erkeğin, yoksula karşı zenginin korunmasına dayalı bir eksende adalet ve barış mekanizmaları sürekli olarak aşındırılmıştır. Erkek egemenliğinde hiyerarşiler, sınıfsal sistemler oluşturulurken, kadın ataerkil devlet ve aile yapıları içinde erkeğin mülkiyeti, sözde namusu haline getirildi ve kadın kimliği erkeğin annesi, kızı, kardeşi, eşi olma ilişkisine dayalı olarak belirlendi. Böylelikle kadın bir nesne haline getirtilerek zaman içinde tüm haklarından mahrum bırakıldı" ifadelerini kullandı.
'Adalet ve barış dileğiyle...'
Aynur şöyle devam etti:" Şiddetsiz, sömürüsüz eşit adil ve barış içinde yeni bir yaşamın inşası mümkünken, barışın toplumun her alanında eşitliğin sağlanmasıyla geleceği açıktır. Yaşamın ve toplumun yaratıcıları olan kadınlar adaletin ve barışın da en güçlü savunucusu olmaya devam edecekler. Dünya barış gününde barışın ve adaletin bu topraklarda yaşayan tüm halklara eşit bir şekilde bir an önce gelmesi dileğiyle... "
'Adalet gelmeden barış gelemez'
Ardından söz alan HDP Milletvekili Ebru Günay ise, kadınlara dönük devlet eliyle yaşanan şiddet ve katliamlara dikkat çekerken, adil yargılanma talebiyle başlattığı ölüm orucunun 238'inci gününde yaşamını yitiren Ebru Timtik'i hatırlatarak, "Adalet gelmeden barış gelmez" dedi.
'Musa sokakta geziyor, Ebru ise adalet için ölümsüzleşiyor'
Ebru devamında şunları belirtti: "Adalet olmazsa barış olmaz, adalet olmazsa, eşitlik, özgürlük olmaz. Ve daha önemlisi ise kadına yönelik her türlü şiddet faillere dönük cezasızlık devam ederken... İktidardaki erkekler kadın kazanımlarımıza hiç olmadığı kadar saldırmıştır. İstanbul Sözleşmesi’nden imzanın çekilmesini ve biz kadınları savunmasız, hukuksuz bırakabilmeyi amaçlıyor. Bunu yaparak aslında erkeklere 'kadına şiddet uygulayabilirsiniz' demek istiyorlar. Gülistan Doku'yu kaybedenler, İpek Er'i katledenler sokakta ellerini kollarını sallaya sallaya dolaşmalarındaki sorumluları biliyoruz. Musa Orhan gibiler sokakta geziyor, Ebru Timtik gibiler adalet için ölümsüzleşiyorlar.”
Kadınlara dönük saldırılara dikkat çekti
Ardından ortak basın açıklamasını ise kadınlar adına Beste Argat okudu. 1 Eylül Dünya Barış günü 1939 da Nazilerin Polonya ya saldırması ile başlayan ve milyonlarca insanın yaşamını yitirmesine yol açan bir trajedinin sonucu olarak Birleşmiş Milletler (BM) tarafından barış günü olarak ilan edildiğini hatırlatan Beste Argat, tarih boyunca dünya yaşamının başladığı günden günümüze kadar savaş sürecinin devam ettiğini söyledi. Erkek egemen hegemonyanın tüm güç ilişkisini savaş üzerinden devşirdiğini, kendisini tek doğru ve mutlak olarak kavramsallaştırdığını belirten Beste, dünyadaki ilk büyük ve derin savaşın kadına karşı başlatılan sistematik, egemen, tahakkümcü iktidar ilişki formu olduğunu kaydetti. Beste, "Kadın bütün kamusal alanlardan dışlanmış, tarihsel anlatıların dışına itilmiş, bütün tarihsel hikayelerin, felsefenin, bilimin kapsamından çıkarılmıştır. Erk- devlet güç savaş, talan, yıkım, ölümle egemen sistemin devamlılığı sürdürmüştür" dedi.
'İmralı'ya uygulanan tecridi tüm topluma yaymıştır'
Devletlerin en büyük sermayesi olan savaşın, ilk olarak kadınları hedeflediğini dile getiren Beste, Türkiye’de ve bölgede yaşananların ise bunun en büyük örneklerinden biri olduğuna dikkat çekti. Beste, Kürtlerin defalarca barış çağrısı yapmasına rağmen devletin inkar, imha ve asimilasyon politikalarından vazgeçmediğini vurgulayarak, "2013’de İmralı’da başlatılan ‘çözüm süreci’ ülkede kısada olsa bir ‘barış’ umudu doğurmuştur. Ancak AKP bir iktidar uğruna tüm halkların beklentilerini boşa çıkarmış İmralı'ya uyguladığı tecridi tüm topluma yaymıştır" sözlerini kullandı.
'Halkların kurtuluşu barışta'
"Sürekli savaş hali toplumu nefessiz bırakmış adalet ve özgürlük her geçen gün daha da uzaklaştırılmıştır" diyen Beste, önceki gün adil yargılanma talebiyle başlattığı ölüm orucunun 238'inci gününde yaşamını yitiren Ebru Timtik'i anımsattı. “Beste, “Avukat Ebru Timtik göz göre göre ölüme terk edilmiştir. Biz kadınlar daha adil daha eşitlikçi bir toplum için yaşamı savunmaktan barışta ısrar etmekten vazgeçemeyeceğiz. Tüm halkların kurtuluşunun barışta olduğunu biz kadınlar biliyoruz" dedi.
Etkinliğe çağrı
Beste son olarak herkesi salı günü saat 17.00'da Kadıköy'de bulunan Süreyya Operası önünde, saat 18.00'da Kadıköy meydanında gerçekleştirecekleri açıklamaya katılmaya çağırdı.
Buluşma sloganlar eşliğinde sona erdi.