
Binevş Sarya: Denizlerin mücadelesini zaferle taçlandıracağız
- 09:05 7 Ağustos 2020
- Güncel
Dîcle Demhat
KOBANÊ - Gazeteci Deniz Fırat’ın yaşamını yitirişinin altıncı yıldönümünde gazeteci yoldaşı ve kardeşi olan Binevş Sarya, onun ardından şu cümleleri kuruyor: “Deniz bütün kadınların sesini dünyaya duyurma çabası içerisindeydi. Bizler Denizlerin takipçisi olarak bu mücadeleyi zaferle taçlandıracağız.”
Gazeteci Deniz Fırat 8 Ağustos 2014’te, DAİŞ’in Maxmur Kampı’na saldırılarını takip ettiği sırada ağır yaralanarak, kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirdi. Yaşamını yitirişinin altıncı yıldönümünde Deniz’in kardeşi ve yoldaşı gazeteci Binevş Sarya, Deniz’in yaşamını ve mücadelesini anlatıyor.
‘İki yürek İki kız kardeş’
Binevş, Deniz’i kaybetmenin acısının her sene katlanarak arttığını söylüyor. Deniz’i anlatmanın çok zor olduğunu söylüyor ama yine de devam ediyor: “6 sene olacak Deniz’i kaybedeli. Hem kardeşi hem de yoldaşı olarak onun yolunun takipçisi olmak, basın çalışmasında da takipçisi olarak yer almak zordur. Deniz herkesin gönlünde yer edinmişti. Hem benim için hem de aile için 8 Ağustos sadece Deniz’i anma günü değil, aynı zamanda Heval Sarya’yı da anma günüdür. Her iki kız kardeşim aynı sene içinde Kürt özgürlük hareketine katıldılar. Her ikisini de aynı tarihte kaybettik. Her ikisinin de şahadet yıldönemleri 8 Ağustos’tur. Her sene her iki kardeşin anma yıldönemlerini beraber yapıyoruz.”
‘Deniz her ortamda sevilirdi’
“Derler ya sana nasıl yaşamını yitirdiğini anlatamam ama nasıl yaşadığını anlatacağım. İşte Deniz’i anlatmak da böyledir” diyor Binevş. Deniz’in yaşamını yitirişinden öte “onun yaşama ne kadar büyük bir aşkla bağlı olduğunu anlatmak gerektiğini” söyleyen Binevş, “Deniz, küçük yaşta özgürlük mücadelesine katıldı. Yani aileden çok bu halkın çocuğuydu. Deniz’in çocukluk arkadaşları onunla aynı saflarda yer alan, aynı düşünceyi paylaşan, aynı yolda yürüyen, özgürlük için aynı silahı omuzlayan ve basın çalışmalarında beraber yaşadığı yoldaşlarıydı. Deniz Kürt özgürlük hareketinden aldığı karakterle büyüdü ve yaşama öyle katıldı. En belirgin ve insanı etkileyen özelliği mütevaziliği, alçakgönüllülüğü ve sevgi dolu yüreğiydi. Deniz ortamda pek sevilmeyen kişilerle bağ kurardı. Birçok defa Deniz’e ‘neden bunlarla yoldaşlık kuruyorsun’ diye sorduğumda ‘Herkes tarafından sevilenler yaşamda bir boşluk yaşamazlar ama sevilmeyen insanlar sevgiye muhtaçtır ondan onlara değerli olduklarını ve sevildiklerini hissettirmek lazım ki yaşamı sevip tutunmaya çalışsınlar’ yanıtını vermişti. Deniz böyle bir kişiliğe sahipti” sözlerine yer veriyor.
‘Yazı yazmak Deniz için tarifi olmayan bir aşktı’
Binevş, Deniz’in nerede, hangi çalışmada bir boşluk varsa orayı doldurduğunu ifade ederken, onun gazetecilik sürecinde daha çok kadın basın çalışmalarında yer aldığını dile getiriyor. İki seneye yakın Tanrıca Zilan dergisinde çalışan Deniz için yazılı çalışmaların çok önemli olduğunu söyleyen Binevş, şöyle devam ediyor: “Yaşadığı veya söylemek istediği her şeyi yazardı. Yaklaşık 9-10 günlüğü var. Günlüklerinde yaşamın her anını mutluluğunu, sevincini, hüznünü, acısını, yoldaşlığını ve yoldaşlarının gülüşlerini dile getirmiş. Onun için de basın çalışmalarının yazınsal alanına daha büyük bir önemle yaklaşırdı. Yazınsal alanla yetinmeyip görsel alanda da yer aldı. Bir dönem radyo çalışmalarında yer alıp, Denge Kürdistan radyosunda program sundu. Çalışmalar dışında da Deniz çok toplumcul biriydi, hangi ortama gitse ortamı erken etkilerdi. Bazen beni ziyarete geldiğinde yanımdaki yoldaşlarımın yanında Deniz’in ayrı bir yeri vardı. Deniz güzel ve etkileyici bir üsluba sahipti, ondan ortamdaki herkes tarafından sevilirdi. Etkileyici bir üsluba sahip olduğu kadar narin ve zarif bir fiziğe de sahipti. Devrimci denildiğinde etkileyici, zarif, narin bir kişiliğe sahip olup, doğayı sevip ve doğal devrimler yaratırlar. Deniz’de böyle bir kişiliğe sahipti.”
‘Kendi topraklarımızda göçebe olduk’
Binevş, uzun bir dönem boyunca Deniz’i görmediğini belirtiyor. Bu uzun sürecin ardından ilk kez 2000 yılında onu görebildiğini söyleyen Binevş, O zaman Deniz benim yaşamımın bir idolü oldu. Deniz gibi yaşama katılmalıydım. Küçük olduğum için okumayla pek aram yoktu. Kitap okuma alışkanlığı kazanmam için Heval Deniz benimle çok uğraştı. Deniz’in yardımıyla okuyup kendimi geliştirdim. Birçok insan okul okumanın önemli olduğunu söyler, mutlaka önemlidir fakat Heval Deniz hiç okumamıştı. Kuzey Kürdistan’da devlet baskılarından kaynaklı köyümüzü bırakmak zorunda kaldık. Uzun bir dönem bir yerden bir yere göç etmek zorunda kaldık. Kendi topraklarımız üzerinde göçebe olduk. Ondan kaynaklı Deniz’in okumaya fırsatı olmadı. Okumaya olan sevgisiyle kendini hem yazınsal konuda hem de okuma boyutunda hem Kürtçe hem de Türkçe dilinde kendini geliştirdi. Onun için Deniz şunda iknaydı; herkes yaşamı kendisine bir okul haline getirip her konuda kendini geliştirebilir” diyor.
‘Deniz’in kalemini ve makinasını yerde bırakmadım’
Deniz yaşamını yitirdikten sonra gazeteciliğe başladığını ifade eden Binevş, Deniz gibi Tanrıca Zilan dergisi, Denge Kürdistan radyosu ve kadın ajansında gazeteci olarak çalıştığını dile getiriyor. “Tek çabam Deniz’in kalemini, fotoğraf makinesini yerde bırakmamak” diyen Binevş, bütün kadınların sesi olma çabasıyla çalışmaya başladığını söylüyor. Deniz’in yaşamını yitirmesinin üzerinden 6 sene geçmesine rağmen DAİŞ’e karşı mücadelenin devam ettiğine işaret eden Binevş, “Bütün dünya DAİŞ çetelerine karşı bir korku içerisinde yaşarken, Kürt özgürlük savaşçıları şunu kanıtladı ki DAİŞ bitirilip özgür bir yaşam inşa edilebilir. Heval Deniz de DAİŞ saldırılarında ilk şehit düşen gazeteci arkadaşlardan biriydi” sözlerine yer veriyor.
‘Deniz’in takipçileri olarak bu mücadeleyi zaferle taçlandıracağız’
Binevş, Deniz’in yaşamını yitirdiğini öğrendiklerinde Maxmur Kampı’na gittiklerinde Deniz’in telefonunu teslim aldıklarını söylüyor ve şunları ekliyor: “Heval Deniz Maxmur’da muhabirlik yaparken, aynı zamanda Şengal’e de muhabirlik yapıyordu. Deniz bütün kadınların sesi olmak istiyordu. Bütün kadınların sesini dünyaya duyurma çabası içerisindeydi. DAİŞ’in elinde olan alanlar kurtarıldı, Şengal’deki halk şu an özgür bir şekilde yaşamakta. DAİŞ’in tamamlayamadığını şu an Türkiye hava saldırılarıyla hem Şengal alanına hem de Kuzey ve Doğu Suriye alanlarına saldırarak bunu tamamlamak istiyor. Deniz’den sonra basın alanında birçok arkadaşımız şahadete ulaştı. Hepsinin tek amacı var olan savaş gerçekliğini dünyaya duyurmaktı. Ortadoğu topraklarında yaşayan halkların, insanlık hakları çiğnenmekte, bu halkın sesi olmak için Deniz ve diğer yaşamını yitiren gazeteci yoldaşlarımız bunun mücadelesini verdiler. Her alanda basın sendikaları ve örgütlenmeleri oldu. Kadın Tv’leri, ajansları ve kadın çalışmaları daha da aktifleşti. Son gelişme olarak YRJ’yi kurduk. Deniz’den sonra yüzlerce genç kadın basın alanında yer aldı. Bizler Denizlerin takipçisi olarak bu mücadeleyi zaferle taçlandıracağız.”