Metal işçisi kadınlar ‘İstanbul Sözleşmesi yaşatır’ dedi

  • 19:32 29 Temmuz 2020
  • Güncel
KOCAELİ - Erkek şiddeti ve İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmek istenmesine karşı açıklama yapan Birleşik Metal-İş üyesi kadınlar, “Kadınların tarihi aynı zamanda hayatta kalma mücadelelerinin tarihidir. Ne İstanbul Sözleşmesi’nden ne kazanımlarımızdan ne de hayatlarımızdan vazgeçeriz” diye vurguladı.
 
Kocaeli’nin Gebze ilçesinde Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu’na (DİSK) bağlı Birleşik Metal İşçileri Sendikası (Birleşik Metal-İş) üyesi kadınlar, Sendika Kadın Komisyonu’nun çağrısıyla basın açıklaması yaptı. Erkek şiddetini protesto etmek ve İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanmasını talep etmek amacıyla Inform ve Legrand fabrikalarında yapılan basın açıklamalarına, işçi kadınlar katıldı.
 
‘Şiddet artarak devam ediyor’
 
“İstanbul Sözleşmesi yaşatır”, “Kadın cinayetleri durdurulsun”, “Aile içi şiddet son bulsun” dövizlerinin taşındığı eylemlerde okunan basın metninde şu ifadeler kullanıldı:
 
“Kadın cinayetleri, kadına yönelik şiddet ve taciz artarak devam ediyor. En temel hak olan yaşam hakkını güvence altına almak, kadın cinayetlerini durdurmak devletlerin görevi iken, AKP hükümeti belki de 17 yıllık iktidarı döneminde yapmış olduğu tek doğru işten de vazgeçmek için kolları sıvadı. AKP Hükümeti, 11 Mayıs 2011 tarihinde İstanbul’da imzaya açılan ve Türkiye’nin ilk imzacısı olduğu Kadınlara Yönelik Şiddet ve Ev içi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadele Hakkında Avrupa Konseyi Sözleşmesi’nden, bilinen adıyla İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılmasını gündeme getirdi.
 
Kadına şiddet insan hakkı ihlalidir
 
Kadına yönelik şiddet bir insan hakkı ihlalidir ve kadınların en temel haklarının erişimi ve kullanılmasının önünde engeldir. Kadın erkek eşitliğini kabul etmeyen gerici zihniyet, şimdi biz kadınların en önemli kazanımı olan İstanbul Sözleşmesi’ne savaş açtı. Hükümet yanlısı medyanın desteği ile yalan yanlış bilgilerle kamuoyunda bilgi kirliği yaratıp, sözleşme maddelerini çarpıtıyor. Sözleşme şiddetin olduğu yerde özel yaşam kavramının ortadan kalktığını, burada artık kamunun sorumluluğunun başladığını anlatıyor bize. Devletleri de kadına yönelik şiddet karşısında tutum almaya, yasalar çıkarmaya, takip mekanizmaları oluşturmaya davet ediyor.
 
Kadınlar tarih boyunca yakıldılar, taşlandılar, namus cinayetlerine kurban gittiler. Hâlâ da erkek şiddeti son bulmuş değil. Kadınların tarihi aynı zamanda hayatta kalma mücadelelerinin tarihidir. Çok yol kat ettik, asla elde ettiklerimizden vazgeçmeyiz. Ne İstanbul Sözleşmesi’nden ne kazanımlarımızdan ne de hayatlarımızdan vazgeçeriz.”