
Kadın katliamlarına tepki: Hesabını soracağız
- 14:45 22 Temmuz 2020
- Güncel
İZMİR - Katledilen Pınar için bir araya gelen TÜM BEL-SEN'li kadınlar, "Eril söylemlerle sözleşmenin gereğini yapmayan kolluk kuvvetlerine, erkek yargıya, patriyarkaya, iktidara, Cemal Metin Avcı’ya hep birlikte Pınar Gültekin’in ve tüm kadınların katledilişinin hesabını soracağız" dedi.
Muğla’nın Ula ilçesinde Akyaka Mahallesi yakınlarındaki Yerkesik mevkiinde Cemal Metin Avcı’nın katlettiği ortaya çıkan Pınar Gültekin için birçok yerde kadınlar alanlara çıkarak tepkilerini dile getirmeye devam ediyor.
'Cezasızlık erkek şiddetine cesaret veriyor'
Tüm Belediye ve Yerel Yönetim Hizmetleri Emekçileri Sendikası (TÜM BEL-SEN) İzmir 1 No’lu Şube Kadın Komisyonu da yaptığı açıklama ile tepkisini dile getirdi. İzmir Büyükşehir Belediyesi önünde bir araya gelen kadınlar, “Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz” pankartını açtı. Kadınlar adına konuşan Buse Engin, “Neredeyse her gün öldürülüyoruz, cezasızlık ve cezalarda indirim erkek şiddetine cesaret veriyor” dedi.
'Kabul etmiyoruz'
“Bizler artık haberlerde ya da sosyal medyada her kaybolan kadın veya çocuğun ‘cansız bedenleri bulundu’ denilerek bir kaç kınama mesajı ile geçiştirilmesinden bıktık” diyen Buse, devamında şunları dile getirdi: “Bizler yaşamak istiyoruz, eşit ve özgür yaşamak istiyoruz. Faillerimiz cezasız kalmasın erkek şiddeti ve katliamlar dursun istiyoruz, bizlerin yaşamını teminat altına alan İstanbul Sözleşmesi'nden geri adım atılmasını kabul etmiyoruz, İstanbul Sözleşmesi yaşatır diyoruz. İstanbul Sözleşmesi diyor ki, eğer şiddeti önleyemediyseniz, o zaman şiddete maruz bırakılanı koruyacak mekanizmalar geliştirin. Yani, bir kadın karakola gelip şiddete maruz bırakıldığını söylediyse, onu şiddet failinin yanına geri göndermeyin, kaldığı sığınma evinin adresini şiddet failine vermeyin, yeterli sayıda güvenli sığınma evleri, tecavüz kriz merkezleri açın. İstanbul Sözleşmesi diyor ki, kovuşturma sürecini etkin yürütün. Yani şiddet failine takım elbise giydi diye iyi hal indirimi vermeyin, haksız tahrik indirimleri vermeyin, konuyla bağlantısı olmayan kadının özel yaşamına dair bilgileri mahkemenin konusu yapmayın, failleri aklamayın, ‘bir kereden bir şey olmaz’ demeyin. İstanbul Sözleşmesi diyor ki, politika geliştirin, ulusal ve uluslararası düzeydeki tüm kurumlarla koordinasyon kurun.”
'Yasaları uygulayın, yaşatın'
Kadın ve çocukları koruyacak yasalar varken, her gün şiddet ve katliam haberleri ile karşılaştıklarını kaydeden Buse, “Yasaları uygulayın,yaşatın! ‘namus’ algısıyla cezai indirim, iyi hal indirimi, tahrik indirimi uygulamayın. Gerçek gündem biziz belediyenin renkli kolonları değil. Farklılıklara tahammülü olmayan, renklerle bile kavga edenlerin İzmir’de belediye binasının kolonları üzerinden nefret söylemlerine şahit olduğumuz bir haftada İBB personelleri olarak tüm ayrıştıran ötekileştiren açıklamaların farklı renkleri İzmir’in gökyüzüne göndererek tarih boyunca bir çok medeniyete ev sahipliği yapan kültür mozaiği bu kente karşı işlenen nefret suçlarını protesto ediyoruz. Gökkuşağının renklerinden rahatsız olup gri kuşananlar nefret suçu işliyor. Şiddeti körüklüyor. Kadını aileye, anneliğe ve eve hapseden toplumsal cinsiyet rollerine karşı kadın erkek çocuk LGBTi+ tüm bireyler için eşit ve özgür bir dünya istiyoruz” sözlerini kullandı.
Dün akşam saatlerinde Pınar ve diğer katledilen kadınlar için yapılan eylemde kadınların işkence edilerek gözaltına alındığını anımsatan Buse, “Kadınlar kendi yaşam haklarını savunurken de devletin kolluk güçleri tarafından şiddet görmektedir” diyerek tepki gösterdi.
'İzin vermeyeceğiz'
Buse son olarak, “Buradan sesleniyoruz. İstanbul Sözleşmesi yaşatır. Bizler İstanbul Sözleşmesi’nin, 6284 sayılı kanunun kaldırılmasına izin vermeyeceğiz. Eril söylemlerle sözleşmenin gereğini yapmayan kolluk kuvvetlerine, erkek yargıya, patriyarkaya, iktidara, Cemal Metin Avcı’ya hep birlikte Pınar Gültekin’in ve tüm kadınlar katledilişinin hesabını soracağız. Bu memleketin kadın mezarlığına çevrilmesine izin vermeyeceğiz” dedi.