İSTANBUL - CİSST, cezaevlerinde devam eden açlık grevlerine ve ölüm oruçlarındaki tutsakların durumunun kötüleştiğine dikkat çekerken,“Eylemlerin sona erdirilmesi ve demokratik yollarla çözüme kavuşturulması için” yetkilileri göreve çağırdı.

 

Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği (CİSST), cezaevlerinde devam eden açlık grevlerine ve ölüm oruçlarına ilişkin yazılı açıklama yayınladı. “Yaşamı ve insan onurunu savunuyoruz” başlığıyla yayınlanan açıklamada, ölüm orucu ve açlık grevinde olanların sağlık durumunun kötüleştiğine dikkat çekildi.

 

‘3 kadın tutsak açlık grevine başladı’

 

İzmir Kadın Cezaevi’nde tek hücrede tutulan Didem Akman’ın cezaevi koşullarına ve ağırlaşmış müebbet hükmü verilen tutsakların infaz rejimine ilişkin düzenlemeler yapılması talebiyle; İzmir Kapalı Cezaevi’nde tutulan Özgür Karakaya’nın ise adil yargılanma ve cezaevindeki koşulların düzeltilmesi talebiyle 19 Şubat’ta başlattıkları açlık grevini ölüm orucuna dönüştürdüğünü ve bu eyleminin 100’üncü günü aştığının belirtildiği açıklamada,  ayrıca İzmir Kadın Kapalı Cezaevi’nde tutulan Sevil Karaaslan, Evin Şahin ve Mizgin Çiçek’in de sağlık durumu kötüleşen Didem Akman’a destek olmak amacıyla açlık grevine başladığının öğrenildiği duyuruldu.

 

‘Helin, İbrahim ve Mustafa’ hatırlatıldı

 

Silivri  Cezaevinde tutulan Avukat Ebru Timtik ve Aytaç Ünsal’ın adil yargılanma talebiyle başlattıkları ölüm oruçlarının ise 150 günü aşkın süredir devam ettiğine dikkat çekilen açıklamada, Grup Yorum sanatçılarından  Helin Bölek, İbrahim Gökçek ile adil yargılanma talebiyle Mustafa Koçak’ın yakın bir geçmişte ölüm orucunda yaşamını yitirdiği hatırlatılarak, “Ölüm oruçlarında olan tüm bu kişilerin sağlık durumları kaygı vericidir” uyarısında  bulunuldu.

 

Yetkililer göreve çağrıldı

 

Tutsakların açlık grevi sürecinde bağımsız sağlık heyetleri tarafından takip edilme taleplerinin yerine getirilmesinin istendiği açıklamada, yetkilerin  kelepçeli muayene ve tedaviye zorlanma gibi İstanbul Protokolü’ne aykırı uygulamalardan vazgeçilmesi istendi. Açıklamanın devamında, “Hiçbir şeyin yaşamdan daha kutsal olmadığını düşünen bizler, geçmişte yaşanan acı tecrübelerin tekrar yaşanmaması ve olası ölüm ve geri dönüşü olmayan sakatlıkları yaşanmadan önce eylemlerinin sona erdirilmesi için gerekli insani duyarlılığın gösterilmesini ve demokratik yollardan çözüme kavuşturulması için yetkilileri göreve çağırıyoruz” ifadeleri yer aldı.