‘İstismar yasasına karşı cepheyi genişletmek gerekiyor’

  • 09:04 11 Haziran 2020
  • Güncel
Filiz Zeyrek
 
MERSİN - Çocuk istismarına evlilik yoluyla af getirmeyi öngören “istismar tasarısına” karşı mücadelenin daha da genişletilmesi gerektiğine dikkat çeken Mersin Kadın Platformu üyesi Aysel Demir,  “Bu düzene karşı tüm kesimler bir araya gelerek geniş bir halk cephesini oluşturmalı” dedi. 
 
Koronavirüs salgını nedeniyle TBMM'ye getirilen ve AKP-MHP oyları ile kabul edilen İnfaz Yasası 15 Nisan’da Resmi Gazete'de yayımlandı. Görüşmelerin yapıldığı sırada 13 Nisan akşamı TBMM Genel Kurulu'nda infaz düzenlemesine ilişkin teklifin kabul edildiği sıralarda çocuğun cinsel istismarı suçuna ilişkin AKP’li vekil tarafından bir teklif verildiği belirtildi. Kadın örgütlerinin sosyal medyada örgütlenerek verdiği tepki sonrası teklif yasaya girmedi. Ancak 2016 yılında da gündeme getirilen “istismar yasasının” AKP tarafından yeniden Meclis’e getirileceği belirtiliyor. İktidarın “Erken evlilik mağdurları” olarak lanse edip çıkarmak istediği “istismar yasasına” ilişkin iktidara yakın yayın organları tarafından meşrulaştıran haberler yapıldı. 2016 yılında Türkiye’nin her yerinde örgütlenerek sokağa çıkan ve tasarıyı geri çektiren kadınlar, tepkilerini yeniden yükseltiyor. 
 
‘İslam’ adı altında düzenlemeler getiriliyor’ 
 
Mersin Kadın Platformu üyesi ve insan hakları savunucusu Aysel Demir,  AKP’nin “İslami ilkeler” adı altında hayata geçirmek istediği yasalar ve böyle hareket ederek kazandığı bir tabanı olduğunu belirterek, “Bu tabanı doyurması gerekiyor. İktidara gelirken dile getirdiklerine yanıt olabilecek düzenlemeler getiriyor” şeklinde yorumladı. 
 
‘Çocuklar ömür boyu bir travma yaşayacak’ 
 
Çocuk istismarına evlilik yoluyla af getirilmesinin çok ciddi bir konu olduğuna dikkat çeken Aysel, en önemli konunun ise bu mağduriyeti yaşayan çocuklara ömür boyu travma yaşatılması olduğunu söyledi. Bunun yanında ne bireysel ne de toplumsal anlamda sağlıklı ilişkiler kuramayacaklarının altını çizen Aysel, şöyle konuştu: “Hayatları boyunca korku ve güvensizlik yaşayacaklar. Travmaların en büyük nedenlerinden biri güvensizlik, diğeri korkudur. Bu ikisi de sürekli refakat eder çocuğa. Bu nedenle bireysel ve toplumsal anlamda sağlıklı ve dengeli ilişkiler kuramayacaklar. O korku ve dengesizlik sürekli tetikte olacaktır. Yani paranoyak bir duruma düşecektir, çocuk kendisini izole edecektir. Aslında bu aşamada iki alternatif geliyor çocuğun önüne. Ya içe dönük olarak yaşar, kendisini izole eder, toplumla bağlarını tamamen koparır ya da şiddet eğilimi çok daha fazla baskın çıkar. Kendisine uygulanan şiddetle başa çıkamadığı ve psikolojik destek alamadığı için ki bu destek imkanı Türkiye’de çok mümkün olmayabiliyor, bundan dolayı şiddet eğilimi taşır.” 
 
‘AKP gerçekliğini iyi görmek gerekiyor’ 
 
Olayın bir diğer boyutunda da anne ve babalar olduğunun altını çizen Aysel, “Bir de bu çocuklarla evlenmeyi kafalarına koyan, çağ dışı bir güruh var. Bu iktidarı doğru tanımlayamazsak, çocukları neden evlendirmeye çalışıyor, neden failleri cesaretlendiren, teşvik eden yaptırımlarla, düzenlemelerle gündeme geliyor, bunu anlayamayız. Bu siyasallaşmış İslam’ın kaçınılmaz sonucu.  Türkiye’ye adım adım şeriat getirilmek isteniyor. Bunu da çok fütursuzca dile getiriyorlar ve biz hala var olan bu gerçekliği göremiyoruz. Şaşkınlıklarımızı dile getiriyoruz. Ama somut olarak ne yapacağız? Yani kadın yaşamında, aile yaşamında, kamu yaşamında, hukukta, yaşamın her alanında şeriatı dayatan böylesi bir oluşum var. Şimdi biz bunlara karşı ne yapacağız önemli olan o” diye konuştu. 
 
‘Dünyanın kaderi değişecekse bunu kadınlar yapacak’ 
 
Kadınların birçok riske rağmen alanları terk etmediğini vurgulayan Aysel, mücadele bayrağının kadınların elinde olduğunu söyledi. Aysel, kadınların omuzlarındaki yüke rağmen mücadele edeceklerini belirterek, “Sadece kadınların haklarıyla ilgili de değil, demokrasi ve özgürlük taleplerinde bulundukları için erkeklerin de çocukların da haklarını savunuyor durumdalar. Bunu küçümsememek lazım. Eğer dünyanın kaderi değişecekse bunu kadınlar yapacak” ifadelerini kullandı. 
 
Aysel, tasarıya karşı tepkiyi de genişletmek gerektiğini sözlerine ekleyerek, “Antifaşist bir cephede bir araya gelmek zorundayız. Yani bu sisteme, bu düzene muhalif olan bütün kesimlerin bir araya gelerek halk cephesi oluşturmak zorunda olduklarını kavramaları gerekir. Tarihe de baktığımızda zaten antifaşist bütün mücadelelerde halk cephesini oluşturanlar kazanmıştır” dedi.