Barış Anneleri’nin 20’nci yıl etkinliği: Barışın muhatabı İmralı’da

  • 22:01 28 Şubat 2020
  • Güncel
İSTANBUL- Barış Anneleri mücadelelerinin 20’nci yılını düzenledikleri etkinlik ile kutladı. Etkinlikte konuşan anneler, bir kez daha barış temennisinde bulunurken, DTK Eşbaşkanı ve HDP Hakkari Milletvekili Leyla Güven ise “Barıştan öteye bir yol yok. Şimdi bile çok geç kalmış değiliz; gelin barış için bir araya gelelim. Ve Sayın Öcalan’a gidelim. Barış orada. Acılarımızı güce dönüştürelim” dedi. 
 
Barış Anneleri mücadelelerinin 20’nci yılına ilişkin İstanbul  Çağlayan’da bulunan bir düğün salonunda etkinlik düzenledi. Türkiye ve Kürt illerinden gelen Barış Anneleri’nin katılımıyla gerçekleşen etkinliğe Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, Demokratik Toplum Kongresi (DTK)  Eşbaşkanı ve HDP Hakkari Milletvekili Leyla Güven, HDP İstanbul Milletvekili Hüda Kaya, Halkların Demokratik Kongresi Eş Sözcüsü (HDK) İdil Uğurlu, HDP İstanbul İl Eşbaşkanı Elif Bulut, Tevgera Jinên Azad (TJA) aktivistleri, HDP Kadın Meclisi üyeleri, siyasi parti ve sendika temsilcileri, Mezopotamya Kültür Merkezi (MKM) sanatçıları, sanatçı Pınar Aydınlar ile çok sayıda kişi destek verdi. Salona Türkçe, Kürtçe, Arapça ve Ermenice “İstanbul’a değil, barışa kanal”, “Anneler barış istiyor”, “Müzakereler başlasın”, “Adalet Bakanlığı sözünü tut”, “İmralı tecridine son”, “Biz anneler savaş istemiyoruz” pankartları ile Barış Annelerinin mücadelesini yansıtan fotoğrafları asıldı. Etkinliğe katılanlar boyunlarına Barış Annelerini simgeleyen beyaz tülbentler taktı. 
 
‘İlle de barış ille de barış’
 
Saygı duruşu ardından başlayan etkinlikte açılış konuşmasını Barış Anneleri’nden Güler Buğday ve Havva Kıran yaptı. Havva Kıran, “20 yıldır barış mücadelesi için büyük bedeller ödedik. Bu devlet anaların gözyaşlarını umursamadı. Coplandık, cezalandırıldık, gazlara maruz kaldık. Ama tüm bunlara rağmen barışı savunmaya devam ettik. Çünkü kendi çıkarları için Kürt ve Türk çocuklarını  savaştırıyorlar.  Ortadoğu kan gölüne dönmüş durumda. Ölümlere karşı durduk, durmaya da devam edeceğiz. Bizler ‘barış, barış, barış’ demekten vazgeçmeyeceğiz” diye konuştu. 
Güler Buğday ise, “Barışın külfetini biliyoruz. Ancak biz tüm halklar için ve çocuklar için mücadele etmeye söz verdik. Deniz Gezmişlerden, Mahir Çayan’lardan ve daha ismini sayamayacağımız nice kahramanların mücadele kararlılığını ve direnişini sürdüreceğiz. Barış olacak, olacak diyorum. İlle de barış ille de barış” ifadelerini kullandı. 
 
 Etkinlik Barış Annelerinin mücadelesini yansıtan sinevizyon gösterimiyle devam etti.
 
‘Gücümüzü savaşın son bulması için biriktiriyoruz’
 
Ardından söz alan TJA aktivisti Tülay Aydın, barış annelerinin 20 yıldır verdiği barış mücadelesini anlattı. Tülay, “Bir ana ne ister? Evlatlarıyla kendi dilinde, kendi kültürüyle yaşamak ister. Analar için evlatlarının her an ölüm haberini duymak kadar kötü bir şey yoktur. Barışa çok susadık. Biz barış isterken evlatlarımızı, toprağımızı, kültürlerimizi, doğamızı, derelerimizi geri istiyoruz. Yüreğimiz ve yüz yıllardan sürülüp gelen bilgilerimizle asla kini beslemedik. ‘Biz anayız, barıştan yanayız’ diye yola çıktık. Kanın kanla temizlenmediğini biliyoruz. Biz savaşa karşıyız. Gücümüzü savaşın son bulması için biriktiriyoruz. Değerlere sarılarak yürüdük. Mücadelemizden bu yana çok zaman geçti. Cenazelerimize, evlatlarımızın bedenlerine çok eziyet edildi. Çatışmalara kalkan olmaya çalıştığımızda beyaz tülbentlerimize çamur bulaştı. Biz sözün gücüne inanıyoruz. Durmadan konuşuyor, anlatmaya çalışıyoruz savaşın olumsuz sonuçlarını. Tecrübemiz iktidarın savaşın bitmesini istemediği yönünde. Çünkü iktidar flulaşmış bir hayat ister. Nitekim bölgede ve ülkede olan tam da budur. Çürümüşlüğü görüyoruz. Kadına yönelik şiddet, katliam, çocuk istismarı, ekonomik kriz, intiharlar iktidarın savaşın bitmesini istememe halinin sonucudur. Sayın Abdullah Öcalan ile yeniden müzakere ortamının oluşmasını istiyoruz. Çünkü Sayın Abdullah Öcalan savaşın yıkıcı yüzünü ve yaşanacakları çok önceden görmüştü ve uyarılarda bulunmuştu. Abdullah Öcalan’ın düşüncelerinin barışa giden yol için önemli olduğunu düşünüyoruz. Bu nedenle geride kalanlar aşkına tecrit son bulsun diyoruz” ifadelerini kullandı. 
 
‘Demokratik çözüm gerçekleşecektir mutlaka’
 
Daha sonra konuşan Rosa Kadın Derneği yönetiminden Ayla Akat da barış annelerinin mücadele hikayesinin tarihi direnişi yansıttığını vurguladı. Barış Annelerinin verdiği barış mücadelesine tanık olduklarını anlatan Ayla,  “Annelerin direnişinde Zilan, Dersim direnişi var. Sayın Abdullah Öcalan’ın özgürlüğünün yaşama olan etkisini yıllardır anlattı. Ben onlarla birlikte bir avukat olarak yürümeye başladım. Hayatımın en önemli kilometre taşlarını oluşturan anlardı. Tüm annelerin ellerinden öpüyorum. İyi ki varsınız. Demokratik çözüm gerçekleşecektir mutlaka” diye konuştu.
 
İdlib’de yaşamını yitiren askerlerin ailelerine baş sağlığı mesajı
 
Ardından söz alan Barış Annelerinden Nezahat Teke, İdlib’de yaşamını yitiren askerlerin ailelerine sabır temennisinde bulunarak, barışa giden yolun İmralı’dan geçtiğini vurguladı. Yıllar önce düzenledikleri bir etkinlikte kendilerine güvenlik güçleri tarafından “Savaş yok ki, barış istiyorsunuz” denildiğini hatırlatan Nezahat, o sözlere karşı “Savaş yoksa şuan yaşanan ne?” diye sordu. 
 
Temenni ve teşekkür mesajları paylaşıldı
 
Etkinlik temenni ve kutlama mesajlarının okunmasıyla devam etti. İngiltere İşçi Partisi, Cumartesi Anneleri, Arjantin’den Plaza de Mayo Anneleri’nin mesajları ardından Özgür Hukukçular Derneği avukatlarından Sinan Zincir, PKK ve PAJK’lı tutsakların selamlarını iletti. Ardından cezaevinde bulunan HDP’nin önceki dönem Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ’ın ve Selahattin Demirtaş’ın annelerin mücadelesini kutlayan mesajları okundu. Kutlama ve temenni mesajı gönderenler arasında Asrın Hukuk Bürosu ve İnsan Hakları Derneği ( İHD) Eş Genel Başkanı Eren Keskin’in de mesajları yer aldı. Cezaevindeki tutsakların gönderdiği mesajı anneler uzun süre boyunca alkışladı. 
 
 
‘Neden bu topraklarda savaş var?’
 
Daha sonra söz alan DTK Eşbaşkanı ve HDP Hakkari Milletvekili Leyla Güven “Neden bu topraklarda savaş var?” diye sordu. Leyla, “Bu topraklarda yaşayan Kürtleri dört parçaya ayırıp, kimliğiniz yok dediler. Ama biz varırız. Kızlarımız ve oğullarımız Rojava’da mücadele yazdı. Çocuklarımız bu mücadelenin felsefesini nereden aldılar; İmralı’dan aldılar. Kürt Halk Önderi Sayın Öcalan’ı uluslararası bir komployla 20 yıldır tecrit altına aldılar. Komplo sonucu İmralı’ya konulan Öcalan için ne dediler, ‘1 yılda ölür’ dediler. Ama Öcalan yaşadı ve yaşattı” dedi.
 
 ‘Provokasyon peşindeler’
 
İmralı Adası’nda çıkan yangın hakkında da konuşan Leyla , “Orası kıymetli bir yerdir. Yaklaşmayın oraya. Aile ve avukatları bir an önce gidip Öcalan’la görüşsün. Bu ateş onların zihniyetlerinde. Televizyona çıkıp provokasyon peşinde birileri. Kimse böyle bir şey denemezsin; bunu kabul etmeyiz” diye belirtti. 
 
‘Tezkereye partimiz dışında herkes evet dedi’
 
İdlib’de yaşanan son gelişmelere de değinen Leyla, “Dün 33 asker neden öldü? İktidarın Kürt düşmanlığından bu askerler öldü. Kürt düşmanlığından dolayı askerlerini Suriye topraklarına gönderdiler. Bu fakir insanların çocukları yazık değil mi? Buradan İdlib’de yaşamını yitiren 33 askerin ailelerine başsağlığı diliyorum. O tezkere Meclis’e geldiğinde bizim partimiz dışında bütün partiler tezkereye evet dedi. Şimdi çıkıp diyorlar Meclis’i toplayalım. Bu saatten sonra Meclis toplansa ne toplamazsan ne… Onların yanlış politikalarının yüzünden gariban annelerin yüreğine ateş düşürüyorlar. Sen kendi ülkendeki Kürtlerle barıştın mı ki; başka ülkelerin topraklarına barış götüreceğim diyorsun. Ne içte ne de dışta bunların bir itibarı kalmadı” şeklinde konuştu. 
 
‘Acılarımızı güce dönüştürelim’
 
Bugün yıldönümü olan Dolmabahçe Mutabakatı’na da dikkat çeken Leyla, “Mutabakat bizler için değerli bir fırsattı. Bu mutabakat yok sayıldığından beri binlerce genç yaşamını yitirdi. Barıştan öteye bir yol yok. O yüzden bu annelerin direnişi çok önemlidir. Şimdi bile çok geç kalmış değiliz; gelin barış için bir araya gelelim. Ve Sayın Öcalan’a gidelim. Barış orada. Acılarımızı güce dönüştürelim. Benim barışın geleceğine dair inancım var. Barış öncülüğünü de beyaz tülbentli anneler yapacaktır” ifadelerini kullandı. 
 
Etkinlik Barış Annelerinin toplu fotoğraf çekimi ardından  son buldu.