‘Abdullah Öcalan ve diğer tutsaklar ile bir an önce görüşmeler sağlanmalı’

  • 14:37 27 Şubat 2020
  • Güncel
DİYARBAKIR - İmralı Adası’nda çıkan yangına ilişkin açıklama yapan DTK Eşbaşkanı Leyla Güven, avukatların bir an önce adaya gidişinin ve Abdullah Öcalan ile diğer tutsaklarla görüşmelerin sağlanması gerektiğini vurguladı. 
 
Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Tevgera Jinên Azad (TJA)  İmralı Adası'nda çıkan yangına ilişkin basın açıklaması gerçekleştirdi. DTK il binasında yapılan açıklamaya DTK Eşbaşkanı Leyla Güven, HDP milletvekilleri Feleknas uca ve Musa Farisoğulları, ile DTK Eşbaşkanlık Divan üyeleri ile TJA Sözcüsü Ayşe Gökkan ve aktivistleri katıldı. Açıklamanın  Kürtçe ve Türkçe olarak Leyla Güven tarafından yapıldı. 
 
‘Hükümet yetkilileri bir an önce açıklama yapmalıdır’
 
"Sayın Abdullah Öcalan ile birlikte Ömer Hayri Konar, Veysi Aktaş ve Hamili Yıldırım’ın tutuklu bulunduğu İmralı Adası’nda bir orman yangının çıktığı haberini basından öğrenmiş bulunmaktayız" diyen Leyla, Bursa'nın Mudanya ilçesinden Büyükşehir ve ormana ait itfaiye ekiplerinin deniz yoluyla İmralı'ya ulaştırılmaya çalışılsa da denizdeki fırtınanın gemi seferini güçleştirdiğinin belirtildiğini aktardı. Leyla, "Lodosun etkisiyle büyüyen yangına müdahale edildiği ileri sürülmesine rağmen çam ağaçları ve zeytin ağaçlarının bulunduğu adadaki yangın şiddetli lodosun etkisiyle devam edebilir. Hangi nedenlerle çıktığı henüz belli olmayan bu yangın hakkında Adalet Bakanlığı başta olmak üzere hükümet yetkilileri bir an önce açıklama yapmalıdır. Hemen akabinde Sayın Öcalan’ın ve diğer tutsakların avukatları ve aileleri ile görüştürülmeleri sağlanmalı ve onların bir an önce daha güvenli bir yere nakledilmesi gerekmektedir" dedi.
 
İkna edici ve doyurucu açıklamanın ancak İmralı’ya gidilerek yapılacak görüşmeden sonra olabileceğini vurgulayan Leyla, "Bu görüşme sağlanmadığı sürece hükümetin yaptığı açıklamalar yeterli olmayıp eksik kalacaktır" ifadesini kullandı. 
 
Leyla devamında şunları kaydetti:
 
"Uzun süreden beri devam eden mutlak tecridin bu şekilde sürdürülmesi artık mümkün değildir. 21 yıldır İmralı Adası’nda tutuklu bulunan Sayın Öcalan üzerinde sürdürülen mutlak tecridin geldiği aşama artık kabul edilemez. 2016’daki FETÖ darbe girişimi başta olmak üzere sonrasında gelişen negatif durumlar artık Sayın Öcalan’ın içinde bulunduğu koşulların değiştirilmesini zorunlu kılmaktadır.
 
Bu nedenle Türkiye hukuk tarihine kara bir leke olarak geçecek olan mutlak tecridin yarattığı gerilim yetmezmiş gibi çıkan yangınlar ve olağanüstü durumlar toplumumuzu germeye devam etmektedir. İhtiyacımız olan şey gerginlik ve kaos değil demokratik toplum değerlerinin karşılık bulduğu bir yaşam umududur.
 
Bu bağlamda ulusal ve uluslararası demokratik toplumu, demokratik kitle örgütlerini, basın ve kamuoyunu bu konuda duyarlı olmaya davet ediyoruz."
 
'Milyonlarca Kürt Abdullah Öcalan'a bağlıdır'
 
Leyla son olarak, "Geç kalınmadan hemen bugün devlet tarafından dikkate alınması gerekmektedir. Takipçisi olacağız, binlerce insan bizlere uşarak kaygılarını bildirmektedir. Bizler de buradan basın aracılığı ile devlet yetkililerine sesleniyoruz. Abdullah Öcalan sıradan bir insan değildir.  Kürt sorununun çözümü için baş aktördür, devlet yetkililerinin bunu göz ardı etmemesi gerekmektedir. Milyonlarca Kürt Abdullah Öcalan'a bağlıdır. İmralı sıradan bir cezaevi olarak görülmemelidir" dedi.