Uluslararası Barış Heyeti'nden Melanie: Öcalan’ın özgürlüğü elzemdir

  • 09:02 17 Şubat 2020
  • Güncel
ANKARA - Uluslararası Barış Heyeti’nde yer alan Melanie Gingell, barışçıl çözümün gerçekleşmesi için PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü veya sürece dahilinin elzem olduğunu vurguladı. 
 
Ankara’ya gelen İzlanda eski İçişleri ve Adalet Bakanı Ögmundur Jónasson'ın da aralarında bulunduğu Uluslararası Barış Heyeti, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Genel Merkezi’ni ziyaret etti. Heyet, HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan başta olmak üzere partide bir dizi yetkili ile görüşmeler gerçekleştirdi.
 
Uluslararası Barış Heyeti ve aynı zamanda ‘Kürdistan'da Barış Kampanyası Komitesi’nde yer alan Melanie Gingell, ziyaretlerine ve PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecride ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
 
‘Öcalan’a yapılan tecrit zalimce, insanın canını acıtıyor’
 
Öncelikle hükümetin tecrit politikasını değerlendiren Melanie, PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecrit ile Türkiye’de Kürt sorununun sınırlandırılmaya ve baskılanmaya çalışıldığını kaydetti. Özellikle iktidarın Suriye politikasında tecrit mekanizmasını kullandığına dikkat çeken Melanie, “20 yıldır Sayın Öcalan üzerinde bir tecrit var.  Öcalan’ın Kürt halkı üzerindeki etkisi de malum. Dolayısıyla hükümet bunu kendince etkili bir araç olarak kullanıyor. Kürt sorununu bu şekilde çözebileceğini düşünüyor fakat insani açıdan baktığımız zaman Öcalan’a yapılan zalimce bir şey. Bir insan üzerinde 20 yıldır böyle bir tecrit uygulanması insanın canını acıtan bir şey” dedi.
 
‘Kürt sorununda özgürlük temel esastır, Öcalan’ın özgürlüğü elzemdir’
 
Bir barış sürecinden bahsedilecekse bu sürece müdahil olan insanların bir araya gelip bunu müzakere çerçevesinde tartışması ve çözmesi gerektiğine vurgu yapan Melanie, şöyle konuştu: “Fakat siz taraflardan birinin liderini hapse atıp, tecrit uyguladığınızda bu mümkün olmayacaktır. Dünyanın neresine bakarsanız bakın olaylar bu şekilde çözülmez. Müdahil olan her taraf bir şekilde özgürce tartışarak müzakere ederek sorunları çözmüştür. Tabi bu bir siyasi iradededir. Böyle bir siyasi irade varsa bu gerçekleşir. Kürt sorununda da özgürlük temel esastır. Barışçıl çözümün olması için Sayın Öcalan’ın özgürlüğü veya sürece dahili elzemdir” diye konuştu. 
 
‘Açlık grevleri Kürtlerin hâlâ barışa nasıl bir inancının olduğunu kanıtladı’
 
Abdullah Öcalan’ın 2011'den bu yana avukat görüşünün yapılmaması ve İmralı’da süren tecride ilişkin Türkiye’de çok sayıda cezaevinde binlerce tutsağın başlattığı açlık grevi ve ölüm orucu eylemlerini hatırlatan Melanie, şöyle konuştu: “Açlık grevlerini biz de takip ettik. Açlık grevi hâlâ Kürt halkında barışa ve demokrasiye dair nasıl bir inancın olduğunu da kanıtladı. İnsanlar kendi bedenlerini ortaya koyarak aslında sahiplendiklerini gösterdiler. Bu bir yönüyle de barışı sahiplenmedir. Sonrasında bir kazanım elde edildi. Sayın Öcalan en azından avukatlarını görebildi.”
 
‘Öcalan’ın çağrısına Türk hükümetinden olumlu yanıt gelmedi’
 
PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın açlık grevinin sonlandırmasına yönelik yaptığı çağrıda “Türkiye’nin güvenlik kaygılarına hassasiyet gösterilmesi” mesajının önemli olduğuna dikkat çeken Melanie, “Fakat Türk hükümetinden olumlu bir yanıt gelmedi. Tamamıyla çok can sıkıcı bir şey. Sonrasında Suriye’ye yönelik korkunç işgal, oradaki Kürt yerleşim yerlerinin işgal edilmesi ve işgal politikalarının devam ettirilmesi gerçekten çok can sıkıcıydı. Hükümet tarafından barışa dair sorunun siyasi ve demokratik yönden çözülebileceğine dair umudumuzu zedeleyen bir tavır oldu” dedi.
 
‘İngiltere hükümeti Türkiye’yi kollayan bir noktada’
 
Brexist sonrası İngiltere’nin, Avrupa Birliği’nden (AB) ayrılmasının ardından Avrupa dışında ticaret yapacak partnerler aradığına dikkati çeken Melanie, bu partnerlerden birinin de Türkiye olduğunu ifade etti. Zaten Türkiye ile hali hazırda devam eden ticari iş birliği olduğunu belirten Melanie, “Bizim şu an yapabileceğimiz, üzerimizdeki en büyük sorumluluk bununla savaşmak. Yakınlaşma ve daha fazla ticari iş birliği ile bunun önüne geçebilecek etkinlikleri ortaya koymak. Bu bizim sorumluluğumuz. Tabi biliyoruz İngiltere hükümeti şimdiye kadar Türkiye’yi aslında kollayan bir noktada. Suçlu bu yönüyle de. Silah satışlarına mesela hâlâ devam ediliyor. Türkiye’de ve Suriye’deki Kürtleri öldüren, katleden silahları satmaya devam ediyor ve kamuoyunun bunları bilmesini istemiyor. Hükümete sorsanız her şey gayet iyi. Türkiye gayet refah ve demokratik bir ülke. Fakat biz bunları deşifre ediyoruz. İngiliz kamuoyuna da elimizden geldiğince Türkiye’de yaşananları ve hakikati ifşa etmeye çalışıyoruz. Buna devam edeceğiz” dedi. 
 
‘İngiltere’ye dönünce parlamentoda çalışmalarımıza devam edeceğiz’
 
İngiltere’ye döndükten sonra parlamentoda çalışmalar yürütmeye devam edeceklerini belirten Melanie, İngiltere’de Kürt meselesi üzerine çeşitli milletvekillerin dâhil olduğu bir parlamento grubu oluşturduklarını aktardı.  Önümüzdeki yıllar içerisinde parlamento grubundakilerin Kürt siyasetçilerle temas halinde olmaları sağlayacaklarını ve yaşananları Kürt siyasetçilerden duymak için planlama oluşturacaklarını ifade eden Melanie, “Gerçekleştirirsek çok iyi olacak. Çünkü ülkeye döndükten bu raporlar parlamento kayıtlarına geçecek. Bizim için önemli, bunu planlıyoruz” diye konuştu.
 
‘Tecride yönelik tartışmaları geniş tabana yaymak için tartışmaları canlı tutuyoruz’
 
Melanie, konuşmasının devamında heyete ilişkin şu bilgileri verdi: “İmralı heyeti her yıl düzenli olarak toplanıyor. Kişiler değişebiliyor ama heyet her yıl oluşturuluyor. Heyetin içerisinde akademisyenler, siyasetçiler ve çeşitli alanda mücadele yürüten insan hakları savunucuları var. Heyet bu anlamıyla çeşitli meseleleri canlı tutmak için kullandığımız bir mekanizma haline geldi. Buradan gittikten sonra da o heyette bulunanlar farklı alanlarda gittikleri yerlerde meseleyi kendi alanlarına taşıyorlar ve canlı kılıyorlar. Mesela Galler Sendikası’nın liderlerinden biri var heyette. Şu an liderler pozisyonunda Kürt sorununa, barışa ve tecride yönelik bir tartışma var. Fakat bu tartışma üyeler nezdinde çok da yayılmış değil. Şu an nasıl tabana yayabiliriz? Nasıl daha geniş kitleye anlatabiliriz diye planlama yapıyorlar. Bunun gibi heyet üyeleri de meseleyi canlı tutma meselesindeler.”
 
‘Bizi de tecridin içine dahil ettiler’
 
İmralı’da PKK Lideri Abdullah Öcalan ile görüşmek için çok sayıda resmi başvuruda bulunduklarını aktaran Melanie, “Şimdiye kadar hep denedik. Resmi olarak hep yazdık. Görüşme talep ettik yetkililerden fakat dönüş olmadı. Tamamıyla bizi görmezden geliyorlar. Ne negatif ne pozitif cevap alamıyoruz. Sanırım bizi de o tecridin içine dâhil ettiler. Bizde şu an tecritli gibiyiz. Görmezden geliyorlar. Aynı zamanda biz İngiltere hükümeti ile de bu meseleler üzerine yazışıyoruz. Baskı oluşturmaları bu konuda bir adım atmalarını istiyoruz.  Onlar  ise her defasında ‘biz de bu konu da çok eleştiriyoruz’ gibi açıklamaları oluyor fakat belli ki bir işe yaramıyor çünkü tecrit hala devam ediyor” ifadelerinde bulundu.
 
Melanie, son olarak Türkiye’de insanlarla birebir temas halinde olmaktan mutluluk duyduğunu belirterek, “Her seferinde güzel bir moralle dönüyorum İngiltere’ye. Hâlâ varız hâlâ buradayız ve sizin yaptığınız mücadeleden esinleniyoruz. İlham kaynağınız sizlersiniz her geldiğimde bunu dile getiriyorum” dedi.
 
Melanie Gingell kimdir?
 
Londra Barosu'nda çalışmalarını yürüten Melanie, Londra Southbank Üniversitesinde Uluslararası İnsan Hakları Hukuku ve Feminist Hukuk dersleri vermekte. Birçok farklı kurumlarla Avrupa, Ortadoğu ve Güney Amerika'da sahada olan Melanie, bu süre zarfında birçok davaya gözlemci olarak katıldı. İngiltere ve Galler Barolarını temsilen Kürt Avukatların İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki davalarına katılan ve gözlemlerini raporlayan Melanie, aynı zamanda ‘Kürdistan'da Barış Kampanyası’  komitesinde de yer alıyor.