
10 Ekim davası boş sanık sandalyesi ile devam edecek
- 09:30 14 Şubat 2020
- Hukuk
ANKARA- 10 Ekim davasında mahkeme salonuna gelmek istemeyen DAİŞ sanığının talebini kabul eden mahkeme heyeti sanık Erman Ekici’nin bir sonraki duruşmaya SEGBİS’le katılmasına karar vererek, duruşmayı 8 Mayıs tarihine erteledi.
Ankara'da 10 Ekim 2015’te 103 kişinin katledildiği, yüzlerce kişinin yaralandığı Gar katliamının firari sanıklar yönünden tefrik edilen davanın 4'üncü duruşması Ankara 4'üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde dün görüldü.
‘Babamı aradıktan sonra sınırdan alındık’
Tanık olarak Adıyaman’da Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile dinlenilen Demet Taşar, son olarak babasının polis olduğunu ve Türkiye’ye geldiğini ve bu durumu yetkilere söylediğini belirtti. Demet ayrıca, gerçek kimliğini söylemesine rağmen emniyetin önce kabul etmediğini daha sonra sınırda babasını aradıktan sonra emniyette bildirdiklerini ve sınırdan alındıklarını kaydetti.
Bakanlık yanıt vermemiş
Tanıkların dinlenilmesinin ardından mahkeme başkanı, firari sanıklarla ilgili “Interpol aracılığıyla kırmızı bülten” çıkarılmasına yönelik Adalet Bakanlığı’na yazılan müzekkereye cevap verilmediğini belirtti.
‘Antep Emniyetti günlerce fotoğraflamış gözaltına almamış’
Tanıkların ardından söz alan müşteki avukatlarından Murat Kemal Gündüz, dosyaya ilişkin taleplerini belirtti. Murat, “Dinlenen tanıklardan da gördük. Kilis Emniyet Müdürü sadece teşhis edilen isimlerin listesini göndermiş. Beyanlara göre baktıkları 200’ün üzerinde isim ve fotoğraf listesi var. Bunların istenmesi gerekir. İlhami Balı’nın baş tanığı olan davanın 30 klasör olduğu belirtilmesine karşın 2 klasör göndermiş. Tamamının istenmesi gerekiyor. Kilis, Nizip, Antep ve Adıyaman’dan IŞİD’lilerin listesi istenmelidir. Firari sanıklardan Suriye’de yakalanan olup olmadığına ilişkin soruya da emniyetten yanıt yok. Dava sonuçlandıktan 1,5 yıl sonra ortaya çıkan 9 klasör belge ile ilgili talepte bulunmuştuk. Sanıklardan canlı bomba escordu olan Yakup Şahin hakkında Antep Emniyeti’nin ne yaptığını sormuştunuz. Emniyet ne yaptığı ya da yapmadığına ilişkin bilgi vermedi. 1 Ekim’de ihbar var. Emniyet ne yapmıştır? Hem istihbarat hem de TEM, ne yaptığı ile ilgili bilgi vermiyor. Antep Emniyeti ile ilgili bir sıkıntı var. Antep Emniyeti günlerce fotoğraflamış, gözaltına almamış. Birileri görevi suistimal etmiş. Resmi evraklar gösteriyor ki IŞİD terör örgütü ilan edilmesine rağmen, bilinmelerine rağmen hiçbir işlem yapılmamış. Talep ettiğimiz belgeler gelmeli ki hangi görevlileri sorumludur ortaya çıksın” dedi.
Askerler hakkında yapılan suç duyurusunun akıbeti soruldu
Müşteki avukatlarından Doğukan Tonguç Cankurt, sanıkların DAİŞ’li olduklarının açıkça bilinmesine rağmen gözaltına alınıp bırakılanlara dikkat çekti. Doğukan, “Dosyaların tamamının Kilis Emniyet Müdürlüğü'nce gönderilmesini ve IŞİD'e yardım eden isimleri belli askerler hakkındaki suç duyurusunun akıbetini istiyoruz. Hülya Balı'nın ifadesi sırasında müdahale eden İlhami Balı'nın babası Fevzi Balı hakkında suç duyurusunda bulunulmasını istiyoruz. Derya Balı'nın ise tanık olarak dinlenmesini istiyoruz" diye belirtti.
‘Kırmızı bültenle aranan Nusret Yılmaz polise sevk edilmemiş’
4 yıldır firarı olan sanıkların ara kararla sorulduğunu kaydeden avukat Gamze Gökoğlu, "Bu sanıklar nasıl aranıyor? Aranan Nusret Yılmaz, Gürcistan'a giderken kırmızı bültenle aranmasına rağmen alınmamış polise sevk edilmiş ve herhangi bir işlem yapılmamış. Yine sanıklar hesaplarından bu süre içerisinde para çekmişler. Devletin bu kişileri tüm imkanları ile araması gerekiyor. Firari sanıkların gidip evlerine bakmakla olmaz. Bu katliamın hesabının sorulması isteniyorsa bütün istihbarat kayıtlarının dosyaya gelmesi lazım. Ahmet Güneş'in kafa kesme görüntüleri olmasına rağmen MİT'ten bağlantısının olmadığı haberi geliyor ve sanık Ahmet Güneş serbest bırakılıyor. Bu karara doğru olmamasına rağmen hızla cevap veren MİT, biz isteyince neden ayak diriyor" ifadelerini kullandı.
‘Sanıkların insanlığa karşı suçtan yargılanması büyük bir görev duruyor’
Avukat Senem Doğanoğlu, "10 Ekim Ankara Katliamı 'na ilişkin MİT'in istihbarat notlarını ve bunlara dair neler yapıldığını görmek istiyoruz" dedi. Sanık Yunus Durmaz, Mehmet Emin Cebael ve Erman Ekici'nin evinden ele geçirilen dijital materyallerin dosya kapsamına getirilmesini isteyen avukat Gülşah Kaya, "Mahkemenin önünde diğer sanıkların da insanlığa karşı suçtan yargılanması önünde büyük bir görev duruyor" diye konuştu.
‘Suriye savaş bölgesi ve romantik bir balayı yapılacak yer değil’
Avukat İlke Işık, 16 sanığın ortada dolaştığını ifade ederek bu sanıkların yakalanması için bir çaba görmek istediklerini söyledi. İlke, "Yeni Ahmet dedelerin ortaya çıkmasından endişeliyiz. Tanıklar önemli bilgiler verdi. Katliamları örgütlemişler gidip Suriye'de işlerini ilerletmişler bunun sorumlusu Türkiye'de yürütülen pratik değil mi? Adıyaman canlı bombaların yetiştiği bir yer ve görmek istiyoruz bunları. Tanıklar birçok isim saydı ve biz bu isimlerin araştırılmasını varsa dosyaları istiyoruz. Yine tanıklar evlenip Suriye'ye gittiklerini söyledi. Suriye savaş bölgesi ve romantik bir balayı yapılacak yer değil. Kimse kimseyi kandırmasın, bunlar birlikte savaşmaya gitti" diye konuştu.
‘Verilmeyen cevaplar üzerine göre mi devam edeceğiz’
Sanıklarla ilgili telefon numaralarını da öğrenmek istediklerini söyleyen İlke, "Daha önce Deniz Büyükçelebi tarafından kullanılan bir numaranın ise 10 Ekim Katliamı'ndan 30 dakika sonra İncesu civarında 82 saniyelik konuşma yapmış. Bunun hakkında müzekkere yazmıştınız ama ara karar verilmedi. Verilmeyen cevaplar üzerine göre mi devam edeceğiz" dedi.
‘Bu kadınlara düne kadar canlı bomba diye aranıyordu’
Son olarak konuşan sanık Erman Ekici tanıkların çelişkili konuştuklarını ifade ederek, "Beni tam olarak tanımadılar. Evinden çıkamayan kadınlar bu kadar bilgiyi nerden biliyor? Bu kadınlar düne kadar canlı bomba diye aranıyordu. Birdenbire yakalanıp beraat eden insanlarla siz bugün röportaj mı yapıyorsunuz? Böyle yapılacaksa bana da getirin her istenen ismi imzaylayım. 4 yıldır Suriye'de kalan kadınlar neden en başta babalarını arayıp kurtarılmak istememiş. Ben çocuğumun adıyla yargılanıyorum ne yaptım bombayı ben mi patlattım. Adıyamanlılar her şeyi biliyor kendilerine gelince delil karartıyorlar. İnsanlığa karşı suçu bir ben işledim de örgütün ağa babaları mı işlemedi yani. Neden ben yargılanıyorum çünkü arkamda kimse yok. 4 yıldır küçücük bir şüpheden yargılanıyorum. Hakkımdaki CD’lerin bana gelmesini istiyorum. SEGBİS aracılığıyla dinlenmek istiyorum. Buraya gelip oturup son on dakika konuşup gidiyorum" savunmasında bulundu.
Sanığın talebi kabul edildi
DAİŞ sanığının duruşmaya katılmak istememesi talebini kabul eden mahkeme heyeti, sanık Erman Ekici’nin bir sonraki duruşmaya bulunduğu Kocaeli Cezaevi’nden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katılmasına karar vererek, duruşmayı 8 Mayıs tarihine erteledi.
Mahkeme heyetinin diğer ara kararları şöyle: “Firari sanıkların akıbetlerinin sorulmasına, tanık Demet Taşer’in yargılandığı davanın dosyasının örneğinin istenmesine, İlhami Balı ve Deniz Büyükçelebi hakkında tape kayıtlarının tamamının istenmesine, sanıklar hakkında Maslak tarafından yazılan raporlar için yazılan müzekkerenin istenmesi.”