Gazete kağıdı ve mısır püsküllerinden yaptığı sepetlerle geleneği sürdürüyor

  • 09:04 14 Şubat 2020
  • Güncel
Medine Mameoğlu
 
MARDİN - Gazete kağıtları, mısır püskülleri ve buğday saplarından yaptığı sepetler ile eski dönemlere ait zanaatı devam ettiren Gülbeyaz Güneş, ürettiği sepetlerden elde ettiği gelirle bir atölye açmayı hedefliyor. 
 
Kürt kültürünün eski zamanlarında mutfakta en çok kullanılan araçlarından biri olup buğday saplarından yapılan sepetler günümüzde yerini teknolojik eşyalara bıraktı. Büyüklerinden öğrendiği bu kültürü günümüze kadar taşıyan Gülbeyaz Güneş, kendi imkanlarıyla yaptığı sepetler ile kadınların üretirken kazandığı bir atölye açmayı hedefliyor. Buğday sapları, mısır püskülü ve gazete parçalarından yaptığı birbirinden farklı sepetleri anlatan Gülbeyaz, yaptığı zanaat ile mutlu olduğunu ve bu çalışmanın kendisi için artık bir hobi haline geldiğini söylüyor.
 
Sepeti yaparken her şeyden yararlanıyor
 
Günlerce emek verdiği birbirinden renkli sepetlerde yapay tek bir madde kullanmadığını belirten Gülbeyaz, "Bunları uzun süredir yapıyorum. Sepetler ve el işi ile hem zamanı geçiriyorum hem de benim için bir hobi haline geldi. Sepetleri farklı farklı malzemelerden yapıyorum ama kullandığım her şey doğal. Soğan boyası, mısır püskülü ve gazete kağıtlarından sepetler yapıyorum. Buğday saplarından yapılanlar da var. Onların ömürleri çok uzun. Çok uzun süre kullanılabiliyorlar. Eskiden insanlar sadece bu sepetleri ve bu tür şeylerle kendilerine kap kacak yaparlardı. Sepetleri kendim yapıyorum sepetlerin boyasını da doğadan topladığımız bitkileri kaynatarak elde ediyorum" diyerek yaptığı çalışmayı anlatıyor.
 
'Kadınlarla birlikte atölye açmayı hedefliyoruz'
 
İmkan olması halinde kadınlarla birlikte sepetler yapabileceği ve ekonomik gelir elde edecekleri bir atölye hedeflediğini dile getiren Gülbeyaz, atölyede kadınlarla farklı sepetler yaparak geçmiş bir geleneği de sürdürmeyi hayal ettiğinin altını çiziyor. Gülbeyaz, "Kadınlar için bu tür çalışmalar çok güzel. Elimizde imkanımız olsa kadınlar için burada bir atölye açmayı düşünüyoruz. Kadınlar burada hem üretir hem kazanır. Bu sepetleri yapmayı ben büyüklerimden öğrendim. Yaptığımız sepetleri hem aksesuar hem de eşya olarak kullanabiliyoruz. Hem organik hem de katkı maddesi bulunmuyor sepetlerde. Bunlar dışında kullanılmış gazetelerden de sepet yapıp etrafını boyuyoruz. Kadınlar bunları evlerinin her alanında kullanabilir" diye belirtiyor. 
 
'Eskiler bu sepetlerle çoğu ihtiyacını gideriyordu'
 
Sepetlerin çok eskiden beri yapıldığını ifade eden Gülbeyaz, Kürt kültüründe yer alan bu zanaatı devam ettirmenin kendisini mutlu ettiğini vurguluyor. Bu geleneğin kendisinden sonra da devam edebilmesi için sepet yapımını çocuklarına da öğrettiğini kaydeden Gülbeyaz, "Bu eskiden gelme bir Kürt kültürü. Ben de bunun yok olmasını istemiyorum. Gelecek nesillere çocuklarımıza bunları öğretmemiz gerek. Her şey ihtiyaçtan kaynaklanıyor. Eskiden baktığımızda insanlar bu sepetlerle her şeyi yapıyordu. Bu sepetler üzerinde yiyeceklerini kurutuyorlardı. Bunlar yıllarca da kullanılabiliyor. İlmek ilmek örülüyor. Bunların her birine insanlar bir gününü ayırıyor. Dilimizi, kültürümüzü devam ettirmek ve korumak boynumuzun borcudur. Biz bunlara sahip çıkıp gelecek nesillere aktarmazsa yok olup gidecekler. Ben büyüklerimden öğrendiklerimi hayata geçirmeyi seviyorum ve öğrendiklerimi de aktarmaya devam edeceğim” diyerek Kürt kültürünün nesilden nesile aktarılması gerektiğinin altını çizerek sözlerini sonlandırıyor.