
1999’dan bugüne Barış Anneleri: Yaşarken barışı görmek istiyoruz
- 09:05 11 Şubat 2020
- Güncel
İSTANBUL - Barış Anneleri’nin 1999’da başlayan barış yürüyüşü hala sürüyor: “Türkiye’de barış istemenin ağır bedelleri var. Biz inanıyoruz ki bizden sonra barış mücadelesini yürütecek insanlar olacak. Ancak biz yaşarken barışı görmek istiyoruz…”
Kürt sorununun barışçıl ve demokratik çözümünün sembollerinden olan Barış Anneleri’nin mücadelesi 21 yıldır sürüyor. Savaş ve çatışma sürecinde çocuklarını, yakınlarını yitiren kadınlar, “Barış Anneleri” adı altında “barış” taleplerini dile getirmek amacıyla bir araya geldi. 1996’da kuruluşuna dair tartışmaları başlayan oluşum, PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın Türkiye'ye getirildiği 15 Şubat 1999 tarihinden sonra inisiyatif olarak kuruluşunu ilan etti. Barış Anneleri'nin en büyük eylemlerinden ilki PKK Lideri'nin özgürlüğü talebiyle 40 kadınla Diyarbakır’dan Ankara’ya yaptıkları yürüyüştü. Ancak kadınların “Geride kalanlar aşkına”, “Biz anayız barıştan yanayız” sloganlarıyla gerçekleştirdikleri yürüyüş, Ankara girişinde polisler tarafından engellendi.
Barış Anneleri öncülüğünde İstanbul, Diyarbakır, Batman, Urfa, Mardin, Siirt ve Antep’ten 120 kadın 2004 yılında da dönemin Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök ile görüşmek istedi. Barış Anneleri’nin başlarında beyaz tülbentleri, ellerinde beyaz gülleri ile yaptıkları görüşme başvurusu reddedilse de bu ziyaret büyük yankı yarattı.
Birçok barış eyleminde taleplerini haykıran Barış Anneleri İnisiyatifi, 2013 yılında, örgütlü oldukları birçok kentte “meclis” olarak çalışmalarını sürdürme kararı aldı ve adını “Barış Anneleri Meclisi” olarak değiştirdi. Barış Anneleri’nin 1996’da başladığı barış yürüyüşü, aynı kararlılıkla hala sürüyor. İstanbul Barış Anneleri Meclisi, mücadelelerini anlattı.
‘Tüm anneler destek verirse barışı getiririz’
İstanbul Barış Anneleri Meclisi üyesi Gülşen Dağ, hiçbir annenin evlat acısı yaşamaması için mücadele ettiklerini belirtti. Barış mücadelesi verdiklerinde gözaltına alındıklarını, yerlerde sürüklendiklerini, tutuklandıklarını söyleyen Gülşen, “Bu ülkede bir insan öldürüldüğünde ben gecelerce uyuyamıyorum. 20 yıldır barış mücadelesi veriyoruz. Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan bir ümidimiz yok ama eğer polis ve asker aileleri bize destek verirse biz kazanırız, barışı getirebiliriz. Umarım herkes elini taşın altına koyar ve barış için mücadeleyi büyütürüz” dedi.
‘Barış ülkenin en acil ihtiyacı’
Barış Anneleri’nden Emine Erbek, 20 yılı aşkın zamandır seslerinin herkese ulaşması için mücadele ettiklerini kaydederek, “Biz kandan yana değiliz. Barış talep ediyoruz. Barış bu ülkenin en acil ihtiyacı” diye konuştu. Barışın bir parçası olmak için 10 yıldır Barış Annesi olarak mücadele ettiğini söyleyen Emine, “Her anne barış ister çünkü annelerin gözyaşını n rengi yoktur. El ele verip barışı getirmek istiyoruz. Anneler getiremese de kimse getiremez" ifadelerini kullandı.
HDP önünde oturan annelere de seslenen Emine, “Çocuklarını kimden istiyorsun, bizim çocuklarımızın sorumluluğu devlettedir. Çocuklarımızı ancak devletten isteyebiliriz. Gelin birlikte mücadele edelim. Bizim muhatabımız devlettir” diye vurguladı.
‘Barış istemenin ağır bedelleri var’
“Barış” kelimesinin Türkiye’de “ağır bir sözcük” olduğunu ve bedelinin de ağır olduğunu söyleyen bir diğer Barış Annesi Sabiha Bozan da barışın kendileri için kutsal olduğunu dile getirdi. “En çok barışa ihtiyacımız var. O yüzden birlikte mücadele ederek barışı getirmeliyiz” diyen Sabiha, annelere seslendi: “Bize gelen, bizimle mücadele eden herkese kapımız açık. Barış için mücadele etmek onurdur. Cesareti olan, barış için ses çıkarabilecek herkes gelsin istiyoruz. Kimsenin düşmanı değiliz. Eğer barış istemek suçsa biz bu suçu işlemeye devam edeceğiz. Ellerini Kürt kanından çeksinler artık. Barış isteyenler olarak birbirimizden cesaret alalım. Biz yarın ölürsek inanıyoruz ki bizim yerimize barış mücadelesi yürütecek olan insanlar var ama biz de yaşarken barışı görmek istiyoruz. Herkesi 20 yıl kutlamasına davet ediyoruz.”