
‘Gittikçe ağırlaştırılan tecrit 15 Şubat komplosunun devamıdır’
- 09:04 11 Şubat 2020
- Güncel
MARDİN - HDP’li Ebru Günay, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın üzerinde var olan tecridin 15 Şubat komplosunun bir devamı olduğuna vurgu yaparak, “Artan ölümler bize tecridin bir adadan çıkıp kentleri kuşatmış olduğunu gösterdi” dedi.
PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın Türkiye’ye getirilişi olan uluslararası komplonun 21 yılını geride bırakırken, Abdullah Öcalan üzerinde uygulanan ağırlaştırılmış tecrit derinleşerek devam ediyor. Tecridin kaldırılması amacıyla Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hakkari Milletvekili Leyla Güven öncülüğünde başlatılan açlık grevi sonrası Abdullah Öcalan ile 8 yıl aradan sonra avukatları 2 Mayıs 2019 günü görüşme gerçekleştirebilmişti. 7 Ağustos 2019 tarihinden bu yana avukatların, 12 Ağustos 2019’tan bu yana ise ailelerin yapmış olduğu görüşme taleplerine olumlu yanıt verilmedi. Abdullah Öcalan'ın uluslararası komplo ile Türkiye'ye getirilişinin yıldönümü olan 15 Şubat yaklaşırken var olan tecridin komplo ile birlikte her geçen gün derinleştiğine dikkat çeken Halkların Demokratik Partisi (HDP) Mardin Milletvekilli Ebru Günay, tecridin bu anlamda komplonun bir devamı olduğunu söyledi.
‘Tecrit komplonun devamıdır’
Mevcut siyasal durumu değerlendirirken 21 yıllık İmralı sistemine bakılması gerektiğinin altını çizen Ebru, 15 Şubat ile birlikte başlayan tecridin her geçen gün daha da derinleştiğini ifade etti. Tecridin uluslararası komplonun bir devamı olduğunu dile getiren Ebru, “Sayın Öcalan’ın Ortadoğu’dan çıkartılmasının bir amacı vardı. Bu amaç da şuydu; Kürt sorununu çözümsüz bırakmak bunla beraber halklar lehine sonuç yaratan ve egemenlerin oyununu bozan Öcalan’ı Ortadoğu’dan çıkartmak ve onun görüşlerinin halkla bağını kesmek. Tecrit de halen bu esaslar üzerinde devam ediyor. Çünkü Sayın Öcalan ile çok kısıtlı koşullarda bile görüşme gerçekleştirildiğinde, bu coğrafyada nasıl sonuçlar açığa çıktığına, siyasi iklimin nasıl değiştiğine hepimiz tanıklık ediyoruz” diye konuştu.
‘Tecrit toplumun tamamına mal ediliyor’
Çözümsüzlük politikasında ısrar edildiği için tecridin devam ettiğini belirten Ebru, AKP hükümetinin tecritle birlikte yaşanan savaş ortamından beslendiğine dikkat çekti. AKP’nin iktidarının bekası için savaş politikalarında ısrar ettiğini söyleyen Ebru, “AKP iktidarının bekası için savaştan beslenmesi lazım. Bunun için de tecrit politikalarını uygulaması lazım. Biz 20 yıllık İmralı sisteminde savaşın tecridi, tecridin de savaşı derinleştirdiğini çok iyi gördük. İkisi birbiri ile doğru orantılı. Görüşmelerin olduğu süreçlerde toplumda görece çok daha barışçıl bir ortam vardı. Ama o görüşmeler bittiği anda savaş başladı. Bu yakın tarihimizin en somut gözle görülebilir örneklerinden bir tanesi. Ondan sonra gün be gün artıp derinleşen bir tecrit sistemi var. Bu da hayatımızın her alanını etkiliyor. Bu tecrit toplumun tamamına mal ediliyor” dedi.
‘Tecrit ile toplumsal barışın ve buluşmanın önüne geçilmek isteniyor’
Tecritle Abdullah Öcalan’ın Türkiye ve Ortadoğu için geliştirdiği felsefenin halka buluşmasına engel olunmak istendiğini belirten Ebru, “Özellikle 2015 yılından sonra biz bunları çok daha derinden hissettik. Sokağa çıkma yasakları, yaşanan çatışmalar, artan ölümler bize tecridin bir adadan çıkıp kentleri kuşatmış olduğunu gösterdi. Bunla doğru orantılı olarak başlayan savaş politikaları devam etti. Aslında 2020’nin başıyla birlikte AKP hükümeti bunu kendi işgal politikalarını dönüştürdü. Aslında kendi içerisinde mesajlar vermek istedi. AKP hükümeti tecritte ısrar ederek savaşta ısrar ettiğini hepimize gösteriyor. Çünkü Sayın Öcalan’ın düşünceleri, felsefesi ve görüşü bugün Ortadoğu halkları için barış gücü, toplumsal barışın inşasında ki temel yapı olarak kendisini gösteriyor. AKP hükümeti de bu felsefenin toplumla buluşmasını engellemek istiyor” diye vurguladı.
‘AKP hükümeti yıllardır halka savaş dışında bir söylemle gelmedi’
Ülkede iç ve dış siyasetin savaş yönünde ilerlediğini söyleyen Ebru, iktidarın halka savaş dışında bir söylemle gelmediğini de sözlerine ekledi. Ebru, “Savaş olmazsa AKP iktidarı kendini devam ettiremez. O yüzden sürekli savaşacak alanlar yaratmaya çalışıyor. Dolayısıyla iç ve dış politikasını belirleyen tam da bu savaş konseptidir. Aslında savaş AKP iktidarının bekasıdır. Çünkü şöyle bir durum var yıllardır iktidarda olan bir parti bu ülkenin şu an ki bütün ekonomik krizlerin, işsizliğin, kadın cinayetlerinin tamamından sorumlu olan bu iktidardır. Bir ülkede 17-18 yıl gibi bir dönem iktidar olacaksınız ve o ülkedeki olumsuzluklardan hiçbir şekilde sorumlu olmayacaksınız. Böyle bir şey söz konusu dahi olamaz. Bütün olan bitenden iktidar sorumludur” dedi.