
Hapishaneler Komisyonu 3 aylık hak ihlali raporunu açıkladı
- 14:49 27 Ocak 2020
- Güncel
ANKARA - İç Anadolu Bölgesi’ndeki cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerine dair hazırladıkları 3 aylık raporu açıklayan İHD Ankara Şubesi Hapishaneler Komisyonu, cezaevlerinde son dönemlerde artış gösteren işkence ve darp vakalarına son verilmesi çağrısında bulundu.
İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara Şubesi Hapishaneler Komisyonu, İç Anadolu Bölgesi’ndeki cezaevlerinde Ekim, Kasım ve Aralık ayında yaşanan hak ihlalleri raporunu açıkladı. İHD Ankara Şubesi’nde düzenlenen basın toplantısında ilk olarak İHD Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyesi Nuray Çevirmen konuştu. Nuray, Bolu F Tipi, Kırıkkale F Tipi, Sincan Kadın, Sincan 2 Nolu F Tipi, Tokat T Tipi Kapalı Cezaevlerinden gelen mektuplar, avukat ziyaretleri ve aileleri tarafından yapılan başvurular sonucunda hazırladıklarını söyledi.
‘134 hasta tutsaktan 31’i ağır’
İç Anadolu Bölgesindeki cezaevlerinde 134 hasta tutsak bulunduğunu ve bunların 31’nini ağır hasta tutsak olduğunu vurgulayan Nuray, şöyle devam etti: “3 ağır hasta mahpustan Mehmet Yamaç ameliyat nedeniyle Kayseri Bünyan 2 Nolu T Tipi Kapalı Cezaevi’nden Sincan 2 Nolu F Tipi’ne sevki yapılmış ve safra kesesi ameliyatı olmuştur. Medeni Tarlan Kolon Kanseri teşhisi ile Bolu F Tipi Kapalı Cezaevi’nden Sincan 2 Nolu F Tipi Cezaevi’ne sevki yapılmıştır. Bir süre bacağındaki damar tıkanıklığı nedeniyle ameliyat edilmeden önce tedavi uygulanmış. Doktorların ameliyata onay vermesi ile Kolon Kanseri nedeniyle ameliyat edilmiştir. Şu anda Ankara’da tedavisine devam edilmektedir. Cihat Özdemir Kırıkkale F Tipi Kapalı Cezaevinde tiroid kanseri teşhisi ile Ankara 2 Nolu F Tipi Kapalı Cezaevi’ne sevki yapılmış. Ameliyat edilmiş ve Ankara’da tedavi süreci devam etmektedir.”
Nuray, 73 kişinin kendilerine başvuruda bulunduğunu belirterek, cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerini de şöyle sıraladı:
“* Hastane sevklerinin sık sık ertelenmesi, iptal edilmesi ve genel olarak geç yapılıyor
* Hastalandıklarında hapishane revirine geç çıkarılmakta
*Hastanelerde yapılan tahlil sonuçlarının ve çekilen filmlerin cezaevi görevlerince alınıp doktora götürdüğü, bu nedenle doktorun öneri, uyarı ve kararlarından haberleri olmuyor
*Sağlık raporları tutuklulara verilmiyor.
*Tecrit, izolasyon ve baskı amaçlı olarak devreye sokulduğunu iddia ettikleri ve astım gibi rahatsızlıkları da olumsuz etkilediğini belirttikleri tek hücreli ring araçlarıyla hastane sevkleri yapılıyor
*Hem hastaneye götürülmeleri sırasında hem hastane önünde gün boyu ring aracı hücresinde kelepçeli olarak tutuluyor ve tuvalet, yemek, su gibi zorunlu temel ihtiyaçlarını karşılarken dahi kelepçeleri çıkarılmıyor.
*Hastanelerde kelepçeli olarak muayenenin ve tedavinin dayatılıyor. İl dışı hastane sevklerinde cezaevi idaresinin günlük su ve yiyecek ihtiyaçlarını yeterince karşılamıyor.
*Tutukluların il dışı sevklerde ihtiyaçlarını karşılayabilmek için yasal olarak kendi hesaplarından 100 liraya kadar para verilmesi gerekirken, talep etmelerine rağmen verilmiyor.
*Yasak olmamasına rağmen Yeni Yaşam Gazetesi mahpuslara verilmemektedir.
*Hapishanelerde kitap sayısının sınırlandırılması uygulaması devam etmekte, süreli yayınlar düzensiz verilmekte, mektuplar engellenmekte, radyolar geri verilmemekte; kantinde satılan ürünler çeşitlendirilmemekte, pahalı satılmakta; yemekler özensiz ve yağlı yapılmakta, az miktarda verilmektedir.
*Tokat T Tipi Cezaevinde askeri nizam şeklinde ayakta sayım uygulaması getirilmiş, bu uygulamayı kabul etmeyen mahpuslara 13 gün hücre cezası, 54 kişiye de iletişim, haberleşme ve görüş yasağı cezası verilmiştir.
*Ağırlaştırılmış hükmü olmadığı halde bazı mahpuslar tek başlarına tutulmaktadır. Bu konu ile ilgili olarak yapılan başvurular cevapsız kalmaktadır.”
Nuray, genel hak ihlallerini sıraladıktan sonra cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerini de başlık başlık şöyle sıraladı:
Bolu Ftipi Kapalı Cezaevi
“* Sağlık sorunları çözülmemekte, hastalar revire çıkarılmamakta, çıkarıldıklarında da tanı konulmadan verilen ilaçlarla geçiştirilmeye çalışılmakta ve sağlık sorunları kronik bir hale gelmektedir.
* 10 saat olması gereken sohbet hakları 3 saatle sınırlandırılmış, sohbet gurupları 6 ay-1 yıla kadar değiştirilmeyerek yeni bir tecrit yöntemine dönüştürülmüştür.
* Daha önce haftada bir olan spor faaliyeti, ayda iki kez ile sınırlandırılmıştır ve grupları sohbet gurubuyla aynı olup, sohbet süresi boyunca değiştirilmemektedir. Kütüphaneye çıkarılmamaktadırlar ve daha önce az da olsa yararlanabildikleri saz, bilgisayar ve resim atölye faaliyetleri tamamen ortadan kaldırılmıştır.
* Aramalarda yazılarına el konulmakta, mektupları engellenmekte, dilekçelerine zamanında cevap verilmemektedir. Mahpuslar, yazdıkları dilekçelerinin yanıtını almak için yeni dilekçeler yazmak zorunda kalmaktadır.
* 5 Kasım 2019 tarihinde Bolu F Tipi Cezaevi’nde kalan Mehmet Manas Doğanay ve Ayberk Demirdöğen’in koğuşlarına girilerek ağır işkencenin yapıldığı, mahpusların kafalarının duvarlara vurulup, yüzlerine tekmeler atılarak dövüldüklerini ve sonrasında tekli hücrelere konulmuşlar.
Kırıkkale F Tipi Kapalı Cezaevi
* Doktorlar kelepçeli muayene dayatıyor, Astım gibi rahatsızlıkları olumsuz etkileyen tek hücreli ring araçlarıyla hastane sevklerinin yapılması ve hastane sevklerinin sık sık ertelenmesi, iptal edilmesi ve genel olarak geç yapılıyor.
* Hastane girişi, muayene işlemleri, randevu gibi işlemlerinin yapılması için cezaevi idaresi tarafından ‘sağlıkçı gardiyan’ görevlendirilmesi yapılmadığından, askerin ‘bizim işimiz değil’ gerekçesiyle hastane giriş işlemlerini yapmadığını ve tedavileri yapılmadan cezaevine getirildiklerini belirtmektedir.
*İl dışı hastane sevklerinde cezaevi idaresinin günlük su ve yiyecek ihtiyaçlarını yeterince karşılamadığını, hijyene özen gösterilmeksizin yalnızca iki domates, biber, reçel ve bir ekmekle geçiştirildiğini, normal günlük yiyecek içeceklerinin karşılanmadığı gibi il dışı sevklerde ihtiyaçlarını karşılayabilmeleri için yasal olarak kendi hesaplarından 100 liraya kadar para verilmesi gerekirken, talep etmelerine rağmen verilmediğini aktarmıştır.
*Kitap sayısı sınırlanmakta, yayınlar düzensiz verilmekte, mektupların engellenmektedir.
*Berberde makaslar kaldırılmıştır, hücrelerdeki makasları el konulmaktadır.
*Baskın aramalar sıklıkla yapılmakta, uzun dalga radyo el konulmaktadır.
*Selçuk Çelik’e koli ile kitaplarla birlikte gelen manzara fotoğrafları kendisine verilmemiştir.
Sincan Kadın Kapalı Cezaevi
* 25 Aralık 2019 günü öğleden önce, kantin sorumlusu gardiyan tarafından 5 koğuşun adları sayılarak (E2, E3, E4, I1, I2) ‘bu koğuşlara su satılmaması talimatının müdür tarafından verildiği’ söylenmiş. Gerekçe olarak, su stoku yapıldığı ileri sürülmüş. Ancak yapılan girişimler sonucunda aynı gün su verilmeye tekrar başlanmış.
* Son olarak, gerek başvurucunun koğuşunda gerekse diğer koğuşlarda sevk talebinde bulunanların dilekçelerinin Adalet Bakanlığı'na gönderilmemesinden şikayet ediliyor. Çünkü sevk isteyenlere Adalet Bakanlığı'ndan gelen herhangi bir cevap tebliğ edilmiyor; bunun yerine idarenin el yazısıyla red cevapları veriliyor.”
‘Sorumlulara cezai yaptırım uygulanmalı’
Nuray, son olarak talepleri şöyle sıraladı:
“* Cezaevlerinde son dönemlerde artış gösteren işkence ve darp vakalarına son verilmeli, sorumlu olan kişiler hakkında soruşturma açılmalı ve cezai yaptırımlar uygulanmalıdır.
* Hastaların havasız, kışın soğuk, yazın sıcak ringler ile hastaneye sevk edilmesi, hastane önlerinde ringler içerisinde saatlerce bekletilmesi uygulamalarına son verilmelidir. Hastaların ring araçları ile değil, ambulanslar ile hastanelere sevkleri sağlanmalıdır.
*Kelepçeli muayene ve tedavi yöntemi uygulamasından vazgeçilmelidir. Bu uygulama nedeniyle birçok hasta mahpusun tedavisi yapılamamaktadır.
* Yasaklama kararı olmayan kitap, gazete ve dergilerin mahpuslara verilmesinin önündeki engeller kaldırılmalı, haber alma hakkına saygı gösterilmelidir.
*Ailelerinden uzakta olan mahpusların, maddi koşullar ve hastalıklar nedeniyle ziyarete gelemeyen ailelerine yakın cezaevlerine nakil talepleri kabul edilmelidir.
*Hapishanelerde yaşanan tüm hak ihlallerine ve sağlığa erişim engelllerine karşı Adalet Bakanlığını, İç İşleri Bakanlığını, Sağlık Bakanlığını, Meclis İnsan Haklarını İnceleme Komisyonunu, Kamu Denetçiliği Kurumlarını ve ilgili tüm kurum ve kuruluşları göreve davet ediyoruz.”