‘İnsan Hakları Savunucuları Dayanışma Ağı’ kuruluşunu ilan etti

  • 12:59 17 Aralık 2019
  • Güncel
İSTANBUL - Türkiye’de insan hakları savunucularına yönelik artan baskılara karşı “İnsan Hakları Savunucuları Dayanışma Ağı” kuruluşunu ilan etti.
 
Hak Savunucuları, İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi’nde bir araya gelerek son zamanlarda giderek artan hak ihlallerine ilişkin bir deklarasyon açıkladı. Açıklamanın olduğu salona “Barış için özgürlük için adalet” pankartı asıldı. Açıklamaya hak savunucuları, akademisyen, gazeteci ile çok sayıda insan hakları örgütü temsilcisi katıldı.
 
Açıklamada ilk olarak söz alan gazeteci Murat Çelikkan, Türkiye’de yaşanan hak ihlallerine dikkat çekti.
 
‘Hak savunucularına dönük baskılar arttı’
 
Ardından ortak basın açıklamasını okuyan İHD İstanbul Şube Sekreteri Leman Yurtsever, Türkiye’nin gerek Anayasa gerek uluslararası sözleşmelerin doğurduğu yükümlülükler bağlamında yasama, yürütme ve yargı pratiği ile temel hak ve özgürlükleri koruma mecburiyetinde olduğunu vurguladı. Anayasa'nın 90’ıncı maddesinde temel hak ve özgürlükle ilgili uluslararası anlaşmaların, kanunların üstünde olduğunu saptadığını belirten Leman, “Yasal durum böyleyken insan hakları alanına ilişkin anayasal ve sözleşmesel yükümlülükler yerine getirilmeyerek son yıllarda hem insan hakları kurumları hem de hak ihlallerine karşı mücadele eden insan hakları savunucularına yönelik baskılar giderek arttı” diye belirtti.
 
‘İnsan haklarını savunmak evrensel olarak tanınan bir hak’
 
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Savunucularının Korunması Bildirgesi’nde insan haklarını savunmayı bir hak olarak tanıdığını ve devletlere insan hakları savunucularını koruma görevi verdiğini dile getiren Leman, şöyle devam etti: “Benzer şekilde, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) tarafından geliştirilen ‘İnsan Hakları Savunucularının Korunmasına İlişkin Kılavuz İlkeler, ‘insan haklarını savunmak evrensel olarak tanınan bir hak’ olduğunu belirtir ve bu hakkın bölünmez, birbirine bağlı ve birbiriyle ilişkili evrensel insan haklarından doğduğuna işaret eder. Kılavuza göre, ‘AGİT katılımcısı devletler kendi topraklarında ve yetki alanlarında bulunan herkes için bu haklara saygı göstermeyi, korumayı ve hayata geçirmeyi taahhüt etmişlerdir. Türkiye'nin üyesi olduğu Birleşmiş Miletler ve tarafı olduğu AGİT'ın ilkesel kararlarında yer alan tüm bu tavsiye ve yükümlülüklere rağmen insan hakları alanını ve insan hakları savunucularını yoğun baskı altında tutması, uluslararası hukukun ve Anayasa tarafından güvence altına alınan bir dizi hakkın ihlali anlamına geliyor.”
 
Dayanışma ağı kuruldu
 
Türkiye’de sorunlu olan "hukuk devleti” olma pratiğinin son dayanaklarını da hızla yitirdiğini belirten Leman, "hukukun üstünlüğü” prensibinin de süratle eridiğini vurguladı. Türkiye’de keyfilik, yıldırma ve baskı politikalarının giderek yaygınlaştığını belirten Leman, “Sembol niteliği taşıyan isimleri de kapsayan çok sayıda Türkiyeli insan hakları savunucusu, mesnetsiz iddialarla hukuki taciz, soruşturma, yargılama, hapis cezaları, tehdit ve karalama kampanyalarına maruz kalırken baskıların ardı arkası kesilmiyor. Bu bağlamda biz aşağıda imzası olanlar, insan haklarını savunmanın evrensel bir hak olduğunun altını tekrar çizerek; insan hakları savunucularına yönelik tüm baskıları en güçlü biçimde kınıyor ve tacizlere derhal son verilmesini talep ediyoruz. Bu talebimizin takipçisi olacağımızı ve bu amaçla İnsan Hakları Savunucuları Dayanışma Ağı'nı (Solidarity Network for Human Rights Defenders - Turkey) oluşturduğumuzu ilan ediyoruz” diye konuştu.
 
Çağrıcı gruplar
 
Çağrıcılar ise şu şeklide: Af Örgütü Türkiye Şubesi, Civil Rights Defenderş' Eşit Haklar İçin İzleme Derneği, Hakikat Adalet Hafıza Merkezi, Hak İnisiyatifi Derneği, İnsan Hakları Derneği, İnsan Hakları Gündemi Derneği, Kaos GL, Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği, Sivil Alan Araştırmaları Derneği, Türkiye İnsan Hakları Vakfı, Yaşam Bellek Özgürlük Derneği, Yurttaşlık Derneği
 
Açıklamanın ardından çağrıcı grupların temsilcileri dayanışma ağının kuruluş amaçlarını anlattı.