
5 Haziran Davası başladı: Dosyada delil toplanılmadı
- 17:23 13 Aralık 2019
- Hukuk
ANKARA - 5 Haziran mitingine yönelik İŞİD’in bombalı saldırı ile ilgili 5 sanığın yargılandığı karar duruşmasında konuşan avukat Şevin Kaya, "Dosyayı bitirmek istiyorsunuz erkenden, farkındayız. Dosyada delil toplanılmadı, boş olarak önümüze geldi. Dosyanıın kaçırılmak istendiğini görüyoruz" dedi.
Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) 5 Haziran 2015’te Diyarbakır İstasyon Meydanı’nda düzenlediği seçim mitingine yönelik DAİŞ tarafından gerçekleştirilen ve 5 kişinin yaşamını yitirdiği çok sayıda kişinin de yaralandığı bombalı saldırı ile ilgili 5 sanığın yargılandığı davanın karar duruşması Sincan Batı Adliyesi 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye başlandı.
İzleyicilerin yarısı duruşma salonuna alınmadı
Duruşmaya tutuklu sanıklar Mustafa Kılınç ve İsmail Korkmaz bulundukları cezaevlerinden, tutuksuz yargılanan sanık Burhan Gök Antep’ten Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katılırken, duruşma salonundan sanık Orhan Gönder hazır bulundu. Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz, Halkların Demokratik Partisi (HDP) milletvekilleri Şevin Coşkun, Musa Farisoğulları ve Ahmet Şık, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Milletvekili Ali Şeker, Amed Aileleri İnisiyatifi adına patlamada yaşamını yitirenlerin yakınları ve yaralananlar ile Suruç Aileleri İnisiyatifi katılırken, duruşma salonun küçük olmasından dolayı birçok kişi duruşma salonuna alınmadı.
‘Sesli kayıt talebimiz var’
Kimlik tespiti ile başlayan duruşmada ilk olarak sanık avukatı söz aldı. Sanık avukatı, karar verilecekse sanıkların duruşmada hazır edilmesi gerektiğini belirterek, aksi bir durumda bu kararın istinafta bozulacağını iddia ederek heyetin ana karar vermesi talebinde bulundu.
Sanık avukatının talebine karşı söz alan müşteki avukatı Kenan Maçaoğlu,”Bizimse duruşmanın sesli kayıt yapılmasına yönelik talebimiz vardır. Beyanlarımız olacaktır” dedi.
Sanık avukatı reddi hakim talebinde bulundu
Sanık avukatının taleplerini değerlendiren mahkeme heyeti, dosyanın geldiği noktadan kaynaklı talepleri reddetti. Mahkeme heyetinin kararına karşı ise sanık avukatı reddi hakim ve heyet talebinde bulundu.
‘Bu örgütün dünya çapında bilinen vahşi eylemleri var’
Mahkeme heyetinin sanık ve avukatlarının savunmalarını alarak dosyayı kapatmasına karşı müşteki avukatları tepki gösterdi. Tepkiden sonra söz alan müşteki avukatı Kazım Bayraktar, ”Bu dava basit sıradan bir dava değil. Süre istedik verilmedi, dört başlık altında sunumlarımızı yapacağız. Söyleyeceklerimin hiçbiri dava dışı değildir. Bu katliamdan sonra bu davaya süre tanımak lazım. IŞİD örgütü yargılanmaları hepsi Anayasal düzene göre açılmış. Bu örgütün dünya çapında bilinen vahşi eylem türleri var” dedi. Kazım, DAİŞ’in kadınlara yönelik saldırılarına dair fotoğraflarını mahkeme heyetine göstererek, “Kadınları kara çarşafa alarak, kadınları satarak, kafa keserek bu şekilde işlenen suçtur. Bir siyasal hedefe karşı, bir Kürt toplumuna karşı yapılan bir suçtur. Sanıklardan ek savunma talebimiz vardır. Anayasal düzene karşı fiil neyse, insanlığa karşı suç Anayasal düzene göre daha ağırdır ve insanlığa karşı suç yasası uygulansın” diye belirtti.
‘Önünüze boş bir dosya geldi’
Ardından konuşan avukat Şevin Kaya, ”Dosyayı bitirmek istiyorsunuz. Her celse buraya gelen yaralananlar, aileler var. Onlar adalet arıyor biz de adalet arıyoruz. Dosyada delil toplanmadı ve boş olarak dosya önünüze geldi. Dosyanın kaçırılmak istendiğini de görüyoruz. Orhan Gönder’in ailesi 12 Ekim’de IŞİD’e katıldığına dair Adıyaman karakoluna başvuruyor. Sanık Orhan Gönder patlamadan 15 gün önce geldiğini söylüyor ama nasıl geldiği dosyada yok. Adıyaman Savcılığının Orhan Gönder hakkında yakalama kararı var. Bir GBT kontrolü yapıldığı zaman hemen gözaltına alınabilir ama ne tesadüfse olmuyor bu durum. Orhan Gönder’in miting alanına giriş çıkışları görünüyor. Orhan Gönder’in kimlerle görüştüğü, nasıl girdiği, çıktığı, bunların hiçbiri dosyaya alınmadı. Orhan Gönder’in insanlığa karşı suç ve mütalaada belirtilen şekilde ayrı ayrı cezalandırılmasını talep ediyoruz” diye belirtti.
Tutuksuz yargılanan Burhan Gök için tutuklama talebi
Şevin, sözlerini şöyle sürdürdü: “İsmail Korkmaz IŞİD’in üst düzey yöneticilerinden biridir. İsmail Korkmaz yakalandığı zaman Orhan Gönder’in Diyarbakır’dan gelmesi için Antep’te önlemini aldığı ortaya çıktı. İsmail Korkmaz hakkında toplanan deliller bu dosyaya gelmedi. İsmail Korkmaz, Mustafa Kılınç ve Burhan Gök’ün bombacılarla olan ilişkilerini görmemek mümkün değil. Burhan Gök’ün tutuklanmasını ve diğer sanıklar gibi cezalandırılmasını talep ediyoruz.”
‘Devlet görevlilerinin sorumluluğu nedir’
Diyarbakır Barosu avukatı Nadide Kurul da katliamın tesadüfen gerçekleşmediğine işaret etti. Sanık Orhan Gönder’in rahat bir şekilde Türkiye’ye gelebildiğini söyleyen Nadide, “Araması yapılsa ortaya çıkacak ama arama yapılmıyor. Bu katliamda devletin sorumluluğu, o gün görev alan devlet görevlilerin sorumluluğu nedir? Kimse bunu sormuyor. HDP’nin Adana ve Mersin binalarına saldırılmış. Normalde olağanüstü bir arama yapılırken, üstten bir arama yapılmış. Görevlerini yerine getirmeyen kamu görevlilerinin de sanıklarla yargılanması gerekir” dedi.
‘Antep Emniyeti sanığın dinlenme kararını durdurmuş’
Duruşma salonundaki meselenin yaşam hakkı olduğunu, devletin yaşam hakkının yükümlülüğünü yerine getirip getirmediği olduğunu dile getiren avukat Özgür Erol ise “HDP etkinliklerine ve seçim bürolarına 126 saldırısı gerçekleşmiş. Bu bilginin tamamı emniyette mevcut. Orhan Gönder patlamadan 15 gün önce ailesini arayarak ‘Hakkınızı helal edin’ diyor. Araması olan bir insanın telefonları nasıl dinlenmiyor. Ailelerin bildiği gidip şikayet etmesine rağmen emniyet sadece izlemekle yetindi. Adıyaman Savcılığı dinlenme kararı veriyor ve Antep 85 kez dinlenme kararı verilen sanığın dinlenilmesi durduruyor” ifadelerinde bulundu.
Duruşma avukatların savunmalarıyla devam ediyor.
Müşteki avukatların savunmasının ardından söz alan sanık avukatlardan Fidan Heyam, DAİŞ'in kuruluş amacını ve faaliyetlerini anlatarak propaganda yaptı. Müşteki avukatların, "sanıklar insanlığa karşı suçtan ceza alsınlar" talebinin hukuka aykırı olduğunu ileri süren Fidan, sanıkların beraatini istedi.
Ardından önceki beyanlarını tekrarlayan sanıklar ise beraatlerini istedi.