Umut ve direniş esintisinin yaşandığı yer: Waşokanî Kampı

  • 09:11 12 Aralık 2019
  • Güncel
Nûdem Têkoşer
 
HESEKÊ - Serêkaniyê ve Girê Spi halkı göç ettirildikleri Waşokanî Kampı’nda yaralarını özerk sistem ile sarıyor. Kampın her tarafında umut ve direniş esintisi hakim.
 
Savaş ve göç… Hiç peşlerini bırakmadı. Bu toprakların gerçek sahipleri onlar. Gözlerini bu topraklarda açtılar. Kaç nesil doğup büyüdü bilinmez. Acıları, sevinçleriyle ortak bir yaşamı vardı o insanların. Onlar Kuzey-Doğu Suriye halkları. Kürt, Arap, Ermeni, Süryani, Asuri… Bir yandan kilise, bir yandan cami ve inandıkları kutsal mabetler bu topraklarda yan yana inşa ettiler. Çan sesi ezan sesine karıştı. Bir birlerinin inancına, kültürüne, düşüncesine saygı duyarak yaşadılar. Komşu oldular, akraba oldular. Demokratik özerk sistemde de ortak yönetimle bağlarını daha da güçlendirdiler. Dünyaya model olacak bir sistem inşa ettiler. 
 
Umutları dipdiri
 
Akbabalar gibi üzerlerine üşüşen devrim karşıtlarının yaşattıkları drama inat Kuzey ve Doğu Suriye halklarının umutları hala dipdiri. Kendi topraklarında göçmen olan halk, emek vererek yaptıkları evleri, ektikleri bahçeleri, anadillerinde eğitim gördükleri okulları, çarşı ve pazarları çok özlüyor ve “Mutlaka döneceğiz” sözünü ağızlarından bir an olsun düşürmüyor.
 
Bilanço ağır BM sessiz
 
Özerk Yönetim’in verilerine göre Türkiye ve ona bağlı grupların Kuzey ve Doğu Suriye bölgesine yönelik saldırıları nedeniyle sınır bölgelerinden 300 bin sivil göç etmek zorunda kaldı. Yine Özerk Yönetim’in verilerine göre saldırılarda 478 sivil yaşamını yitirdi, bin 70 sivil de yaralandı. Türkiye’nin bölgeye dönük 9 Ekim’de başlattığı saldırılardan bu yana Birleşmiş Milletler’in (BM) bölgeye yönelik hiçbir yardımı gerçekleşmedi. BM, 22 Ekim’de açıkladığı raporda 180 binden fazla kişinin yerinden edildiğini duyurmuştu. Ancak bugüne kadar BM bölgede yaşanan insanlık krizinin önüne geçmek için hiçbir adım atmadı. Aksine sessiz kalarak, krizin büyümesine üstü kapalı destek sundu. 
 
Yaralar özerk sistem ile sarılıyor
 
Serêkaniyê’den göç eden halk Waşokanî Kampı’nda, bir gün evlerine dönme umuduyla yaşarken, kampa kendileriyle önemli bir şey götürmüş. O da “Demokratik Özerk Sistem, komün ve meclisler…” Waşokanî Kampı sakinleri, yaşadıkları ağır insani trajediye rağmen, özerk sistemi hayata geçirmede zaman kaybetmedi. Girê Spî ve Serêkaniyêliler yaralarını özerk sistemi inşa ederek hızla sarıyor. 
 
Kampa günde yaklaşık 150 kişi yerleşiyor
 
Halk önce Hesekê’deki okul ve göçmen kamplarına ardından Tiwêna beldesinde bulunan Waşokanî Kampı’na yerleşti. Sayısı giderek artan ve günde en az 150 ailenin yerleştiği kampta sayı 5 bini geçti. Özerk Yönetim’in kurduğu Waşokanî Kampı’nda, savaştan dolayı yaşanan insani kriz, meclis ve komünlerle hızla çözüme kavuşturuluyor. Kongreya Star ve Heyva Sor a Kurd, bütün imkanlarıyla kamp için seferber olmuş durumda.
 
Özerk Yönetim’in desteğiyle kuruldu
 
Hiçbir uluslararası kuruluşun desteğinin alınmadığı Waşokanî Kampı’nda, göç eden halkın bütün ihtiyaçlarını Özerk Yönetim karşılıyor. Waşokanî Kampı Yönetimi ve Heyva Sor a Kurd, kampı kış koşullarına uygun hale getirmek için hummalı bir şekilde çalışıyor. Kış hazırlıkları kapsamında çadırların altına asfalt dökme ve içeriye su girmemesi için çadırların etrafına beton bloklar yerleştirme çalışmalarına hız verildi. Kamp yönetimi soba ve ısıtma araçlarını ve hızla artan ailelerin ihtiyaçlarını karşılıyor.
 
Heyva Sor kampta şifa dağıtıyor
 
Sosyal Hizmet ve Yardım Komitesi ile Heyva Sor a Kurd’un desteğiyle Waşokanî Kampı’ndaki göçmenlerin ihtiyaçlarını karşılamak için sağlık kabini açtı. Kampta bir mobil sağlık kabini noktası ve 7/24 çalışan 2 ambulans bulunuyor. Diş, iç hastalıklar, kadın ve çocuk hastalıkları kabinlerini açma çalışmalarına da başlayan Heyva Sor a Kurd, kampta bulunan şeker, tansiyon ve kanser hastaları için ilaçlarını bulmada zorluk çekiyor. Geçtiğimiz günlerde kampın ilk bebeği de dünyaya geldi. Bebeğe Ferman ismi verildi. Heyva Sor ekipleri doğum yapacak diğer kadınlar için de gerekli imkanları hazır bulunduruyor.
 
‘Serêkaniyê’deki sistem devam ediyor’
 
Waşokanî Kampı Eşbaşkanı Helva Saleh, meclis ve komün sistemiyle kampta bulunan halkın yaşadığı sorunları örgütlenerek çözmeye çalıştıklarını dile getirerek, “Savaş nedeniyle göç eden halk önce Hesekê ve Til Temir’deki okullara yerleştirildi. Halkın eğitim, sağlık, barınma sorunlarının giderilmesi için bir ay önce temelleri atılan Waşokanî Kampı’na yerleşti. Serêkaniyê’deki Özerk Yönetim sistemi kampta da devam ediyor” diye kaydediyor. 
 
‘Herkes seferber olmuş durumda’
 
Kampa bugüne kadar uluslararası hiçbir yardım kuruluşunun destek vermediğini dile getiren Helva, “Özerk Yönetim bölge meclisleri alt yapı, çadır kurma, su getirme gibi birçok ihtiyaçların giderilmesi için gönüllü olarak kampta çalışıyor. Burada herkes Serêkaniyê halkı için seferber olmuş durumda. Kampta her türlü hizmete ihtiyaç var” diyor.
 
Hesekê’de Kongreya Star bünyesinde kadın kurumları ve meclislerinin gelip kampta çalışma yürüttüklerini söyleyen Helva, “Kadınların örgütlenmesi ve psikolojik destek için kadın örgütleri burada önemli çalışma yapıyor” diye ekliyor.  
 
‘Bilanço 5 bine ulaştı’
 
Her geçen gün kampta bulunan göç sayısının arttığını belirten Helva, bilançoyu şöyle açıklıyor: “Şimdiye kadar 5 bin kişi kampa geldi. Bunlardan bin 100’ü kadın, bin 250’si ise çocuktur. Yaşlılar da kampta var. Hamile kadınlardan birkaçı doğum yapmak üzere. Bir kadın yeni doğum yaptı. Kampta aynı zamanda 50 kanser hastası bulunuyor. Engellilerin sayısı da azımsanmayacak düzeyde. Günde ortalama 150 kişi kampa yerleşiyor. Kampın ihtiyaçları giderek artıyor. Uluslararası yardım kuruluşlarının kampa insani yardımda bulunması gerek.”
 
 Kampta 29 komün kuruldu
 
Waşokani Kampı’nda Özerk Yönetim bünyesinde meclis sisteminin kurulduğunu vurgulayan Helva, kent meclisi gibi kampta da meclis ve ona bağlı komitelerin inşa edildiğini ifade ediyor. Kampta 29 komünün kurulduğunu da söyleyen Helva, her komünde ise 20 ailenin bulunduğunu kaydediyor. Komünlerin ihtiyaç listesinin, komitelere ulaştırıldığının altını çizen Helva, “Komiteler komünlerin yemek, ekmek, çadır, yatak, yorgan, giyim gibi ihtiyaçları karşılıyor. Her ailenin sayısına göre günlük ekmek ve yemek dağıtılıyor. İki büyük mutfak var. Bu mutfaklarda sıcak yemek pişiyor. Komünler sırayla mutfağa gelip sayılarına göre yemek alıyor. Günde iki öğün komünlere su dağıtılıyor. Kampın günlük çöpleri temizleniyor. Banyolarda sıcak suya erişimde de sıkıntı yaşanmıyor” diyor. 
 
İşçiler gönüllü çalışıyor
 
Kampın inşa edilmesi için günde 30 işçinin gönüllü gelip çalıştığını belirten Helva, her meclis üyesinin de sırayla kampta gönüllü çalışma yürüttüğüne dikkat çekiyor.
 
Kampın özsavunma komitesi de var
 
Savaştan önce Serêkaniyê’de özsavunma komitesinde yer alan ve Türkiye’nin saldırıları nedeniyle Serêkaniyê’den çıkmak zorunda kalan Selma Remadan Mustafa, Waşokanî Kampı’nda da özsavunma komitesinde yer alıyor. Serekaniyê’de 2013 yılında El Nusra saldırısına da tanık olan Selma, “YPG, YPJ, özsavunma güçleri ve bütün halk gücünü birleştirip El Nusra çetelerini Serêkaniyê’den çıkardık. O savaşta da çok şehit verdik. Şehitlerimizin kanını yerde bırakmadık ve Serêkaniyê’yi çetelerden temizledik” hatırlatmasında bulunuyor.
 
‘Yasaklı silahlar kullandılar’
 
9 Ekim saldırıları sırasında evinde olduğunu söyleyen Selma, “Savaş uçakları evimizin üzerinden alçak uçuş yapıyordu. Türkiye tarafından evimizin etrafına ve mahallemize top atışları yapıldı. Mahallenin öz savunma güçleri de hızla mevzilendi. Ben de mahallenin özsavunma üyesiydim. Üç gün boyunca mahallenin tüm özsavunma güçleri hava saldırılarına rağmen sokaklarını korudular. Sonra savaş uçaklarının saldırıları attı. Kendimizi koruyacak bir şey kalmamıştı. Türkiye yasaklı silahları bize karşı kullandı. Atılan yerlerde insanlar kömür gibi oluyordu. Kendimizi zor kurtardık. Hesekê’ye geldik. Hava saldırılarında hayatını kaybeden komşularımız oldu” diye konuşuyor.
 
‘Halkın ihtiyaçlar artıyor’
 
Selma, Kongreya Star, Heyva Sor ve Özerk Yönetim’in savaştan sonra hızla Waşokanî Kampı’nı kurmak için seferber olduğunu dile getirerek, kampa uluslararası hiçbir desteğin yapılmadığının ve kış nedeniyle halkın ihtiyaçlarının her geçen gün arttığının da altını çiziyor.
  
‘Onurlu bir yaşam için buradayız’
 
Waşokani Kampı dışında binlerce kişinin okullarda yaşamlarını sürdürmeye çalıştığını söyleyen Selma, “Halk ciddi zorluklarla karşı karşıya. Hasta, engelli ve hamile kadınlar kampta var. Bütün zorluklara rağmen topraklarımızda onurlu bir yaşam sürdürmek için buradayız. Serêkaniyê’ye ne olursa olsun gerçek sahipleri dönecek” ifadelerinde bulunuyor.
 
Komün sözcüsü Delal: Mutlaka geri döneceğiz
 
Serêkaniyê’de komün sözcülüğü yapan ve 5 çocuğu bulunan Delal, kampta da komün sözcüsü olarak seçilmiş. Delal, “Serêkaniyê’yi vurduklarında çıkmak istemedik. Çocuklar patlama sesinden ve savaş uçaklarından çok korktu. Köyümüze yoğun saldırılar oldu. Komşularımla birlikte çocuklarımızı alıp yollara düştük. Yol boyunca çok zorluk yaşadık. Şimdilik toprağımızı bıraktık ama mutlaka döneceğiz. Serêkaniyê’de kurulan sistemi, özerk yönetimi, belediyelerimizi bırakıp bir yere gitmeyeceğiz. Mutlaka geri döneceğiz. Belediyemizi Erdoğan ve çetelerine bırakmayacağız. Birbirimize destek ve güç vereceğiz” ifadelerini kullanıyor.
 
‘Serêkaniyê’yi çok özledim’
 
Serêkaniyê’yi çok özlediğini söyleyen Delal, “O topraklar buradaki halkındır. Çocuklar okula gidiyordu. Okullarından mahrum kaldılar. Kadınlar ve çocuklar için şartlar ağır. Belediyemiz halkın her türlü ihtiyaçlarını karşılıyordu. Burada da aynı sistem devam ediyor. Biz çocuklarımızla birlikte onurlu bir yaşamdan yana tercih yaptık. Bize dayatılan onursuzluğu kabul edemezdik. Burası bizim vatanımız. Vatanımızı kime bırakıp gideceğiz?” diye soruyor.
 
‘Demokratik sistemimizi kampta da sürdüreceğiz’
 
Kamptaki komün işleyişi hakkında da bilgi veren Delal, “Her aile bir komüne bağlı. Ailelerin bir ihtiyacı olduğunda komünler aracılığıyla karşılıyor. Bir sorun olduğunda komünler kendi içinde tartışıp çözüme kavuşturuyor. Komünlerin üstünde meclisler var. Komünler meclislere bağlı. Serêkaniye halkı daha önce inşa ettiği demokratik sistemi burada da sürdürüyor. Serêkaniyê’de meclis, komün, belediye eşbaşkanı olan arkadaşlarımız burada bizimle birlikte komün ve meclislerde yer almaya devam ediyor. Komün ve meclislerin aldığı karara halk uyuyor. Biz bu sistemi kurduk. Kimsenin gelip yaşamımıza ve sistemimize müdahale etmesine izin vermeyeceğiz. Ne pahasına olursa olsun topraklarımız üzerinde onurluca yaşamaya devam edeceğiz. Ortak mücadele ve dayanışmayla düşmanlarımızın amacına ulaşmasına izin vermeyeceğiz” şeklinde konuşuyor.