Türkiye, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinde 66’ncı sırada

  • 13:56 11 Aralık 2019
  • Güncel
HABER MERKEZİ - Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı’nın İnsani Gelişme Raporu’na göre İnsani Gelişme Endeksi’nde Türkiye 189 ülke arasında 59’uncu, Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliği Endeksi’nde 162 ülke arasında 66’ncı sırada.
 
Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) “Gelirin ötesinde, ortalamaların ötesinde, bugünün ötesinde: 21. yüzyılda insani gelişmedeki eşitsizlikler” başlığıyla 2019 İnsani Gelişme Raporunu yayınladı. Rapora göre Türkiye, İnsani Gelişme Endeksi’nde 189 ülke arasında 59’uncu sıraya yerleşirken, listenin ilk üç sırasında Norveç, İsviçre ve İrlanda yer aldı. Listenin son üçünde yer alan ülkeler ise Çad, Orta Afrika Cumhuriyeti ve Nijer oldu.
 
Raporun Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliği Endeksi’ne göre Türkiye 162 ülke arasında 66’ncı sıraya yerleşti. Cinsiyet eşitsizliği sıralamasında 0,037 ile İsviçre birinci sırada, 0,040 değeriyle İsveç ikinci sırada yer alırken; Papua Yeni Gine 161’inci, Yemen 162’nci sırada yerini aldı.
 
Rapor üreme sağlığı, kadının güçlendirilmesi ve ekonomik faaliyetler alanlarında cinsiyete dayalı eşitsizliklere ilişkin bulgular baz alınarak hazırlandı.
 
Cinsiyet eşitsizliği ile ilgili 940 haber yansıdı
 
Ajans Press, cinsiyet eşitsizliği ile alakalı basına yansıyan haberleri inceledi. Ajans Press ve PRNet’in dijital basın arşivinden derlediği bilgilere göre geçen yıl cinsiyet eşitsizliği ile alakalı basına 940 haber yansıdı.
 
‘Kadınlar üç kattan daha fazla ücretsiz bakım işi yapıyor’
 
Raporda, toplumsal cinsiyet eşitsizliği ile ilgili şu bilgilere yer verildi: "Toplumsal cinsiyet eşitsizliği, ilerleme ve gerileme açısından bir yerden bir yere ve konudan konuya değişiklik gösteren karmaşık bir konudur. Kadınlara karşı şiddete dikkat çeken #MeToo hareketi veya #NiUnaMenos hareketi ile bu konuda farkındalık yaratıldı. Ve dünya genelindeki kız çocukları, ilkokula kayıt olma gibi bazı temel konularda arayı kapatıyorlar. Fakat bu temel konuların ötesinde sağlanan ilerlemede kutlanacak çok daha az şey var. Kadınlar ve erkeklerin evde, işyerinde ve siyasette güçlerini kullanmaları noktasında eşitsizlik hala çok belirgin.
 
Kadınlar evde erkeklere kıyasla üç kattan daha fazla ücretsiz bakım işi yapıyorlar. Ve çoğu ülkede kadınlar ve erkeklerin seçimlerde eşit biçimde oy kullanmasına karşın, siyasi gücün daha üst düzeylerinde farklar söz konusu. Güç ne kadar artarsa, eşitlikten de o kadar uzaklaşılıyor ve bu devlet ve hükümet yönetiminde yüzde 90’a kadar çıkıyor. Sosyal ve kültürel normlar sıklıkla bu tür eşitsizlikleri sürdüren davranışları besliyor. Normlar-ve güç eksikliği- kadınlara karşı şiddetten cam tavanlara kadar tüm toplumsal cinsiyet eşitsizliği türleri üzerinde etki sahibi. Bu rapor, sosyal inançlar ve toplumsal cinsiyet eşitliği arasındaki bağlantılara çoklu boyutlardan bakan yeni bir sosyal normlar endeksi sunuyor. Küresel düzeyde, 10 erkekten yalnızca 1’i (ve her 7 kadından biri) toplumsal cinsiyet eşitliğine karşı net bir yanlılık göstermedi.
 
Yanlılıklar bir örüntüyü takip ediyor: Daha çok gücün söz konusu olduğu alanlarda daha yoğun olma eğilimindeler. Ve bir ters tepki söz konusu; çünkü ülkeler arasında farklı örüntüler olmasına karşın, toplumsal cinsiyet eşitliğine karşı yanlı olan insanların oranı son yıllarda artış göstermiş durumda."