'Şiddetin izi bedende değil ruhsal psikolojide sürülebilir'

  • 16:20 9 Aralık 2019
  • Güncel
İSTANBUL - “Kadına Yönelik ‘Erk’ek şiddetiyle Mücadele Sorunlar ve Çözümler” sempozyumunda konuşan avukat Selin Nakıpoğlu, Kadınların sığınma istemeleri halinde haftasonu dahi olsa polisin, sığınak evi, polis evi ya da otele yerleştirmek zorunda olduğunu belirtirken, Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı ise, "Şiddetin izini bedende sürmek mümkün olmuyor, ruhsal psikolojide izi sürülebilir. Sadece İstanbul’da bir tane ŞÖNİM var" dedi. 
 
İstanbul Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde düzenlenen “Kadına Yönelik ‘Erk’ek şiddetiyle Mücadele Sorunlar ve Çözümler” sempozyumunun, 8 Aralık Pazar günü gerçekleşen oturumunda konuşmacılar Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, Doç. Dr. Pınar Memiş Kartal ve avukat Selin Nakıpoğlu oldu. Moderatörlüğünü avukat Fikret İlkiz’in yaptığı sempozyumun bu bölümünde şiddetin izini sürmek, şiddet davalarında ispat sorunu, 6284 sayılı kanun kapsamında tedbirler gibi başlıklar konuşuldu.
 
'Hafta sonu da olsa polis sığınak evi, polis evi ya da hotele yerleştirmek zorunda'
 
Dijital şiddet üzerine konuşma yapan Selin Nakıpoğlu, gelişen teknolojiyle kadınların ulaşım araçlarındaki gerildiğini ifade ederek, kadınların cep telefonun kendilerine dönük olduğu zamanlarda çekildiklerini düşündüklerini dile getirdi. Selin, kişisel görüntülerin kullanımıyla ilgili yargı süreçlerinde bilişim savcılarının yavaş çalıştığını kaydetti.
 
Mülki amirlerinin tedbir kararlarına da değinen Selin, tedbir kararı pratiklerinin yavaş seyrini eleştirdi. Kadınların sığınma istemeleri halinde haftasonu dahi olsa polisin, sığınak evi, polis evi ya da hotele yerleştirmek zorunda olduğunun altını çizdi.
 
“Erkin karşında derdini anlatmaya çalışıyorlar'
 
Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, şiddetin izini sürmekle görevli birimlerin görevini yerine getirmediğini, keza aynı şekilde savcının da iz sürme peşinde olmadığını söyledi. Şebnem, “Adli tıp etik olarak iz süremez” diyerek adli tıp polikliniğini bu nedenle açtıklarını, rektörün ise “Açtığınız gibi kapatırız” dediğini hatırlattı.  Şebnem, “Sonrasında bu poliklinik mahkemelerin referans olarak gösterdiği bir kuruma dönüştü” dedi.
 
Adli tıp heyeti karşısına çıkan kadınların yaşadıklarını zorlanarak anlattıklarını aktaran Şebnem, “Erkin karşısında derdini anlatmaya çalışıyorlar” değerlendirmesini yaptı. Şebnem, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) dahi kimi kararlarını “Erk her yerde erk” diye belirtti. 
 
Şebnem, “Şiddetin izini bedende sürmek mümkün olmuyor, ruhsal psikolojide izi sürülebilir. Sadece İstanbul’da bir tane Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi (ŞÖNİM) var” diyerek bütün sağlık merkezlerinin içinde böyle bir birimin olması gerektiğinin altını çizdi.
 
“Kadın yalan söyler mi?” sorusuna “Bütün anlatımlar özneldir” diye cevap veren Şebnem, durumu baş ağrısı örneğiyle anlatarak şöyle dedi:  “Her biriniz ayrı şiddette ağrı hissedersiniz.”