‘Kazanımlara dönük saldırılara karşı ortak cepheyle ortak mücadele’

  • 09:01 7 Aralık 2019
  • Güncel
Rengin Azizoğlu
 
DİYARBAKIR - Kadın kazanımlara yönelik saldırılar hakkında konuşan Rosa Kadın Derneği Başkanı Adalet Kaya, “Bir bütün olarak tüm kadınların birlikte ortak büyük bir cepheyle bu saldırılar karşısında ortak bir mücadele yaratması gerekiyor. Bunu başardığımız noktada tüm saldırılar kendiliğinden geri püskürecektir” dedi.
 
Meclis ve Adalet Bakanlığı arasında bir müzakere sonucu ortaya çıkan Adalet Bakanlığı ile Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından 10 Ekim 2018’de düzenlenen ‘Nafaka Çalıştayı’nın ardından başlayan “nafakaya sınır getirilmesi” tartışmaları yeni yargı paketinin tartışılmasıyla tekrar gündemde. Bir yandan kadın kazanımlarına yönelik saldırılar sürerken diğer yandan da kadın hareketleri bu saldırıların önüne geçmek için mücadele etmeye devam ediyor. Rosa Kadın Derneği Başkanı Adalet Kaya, bu saldırıları, nafaka hakkının sınırlandırılmak istenmesini ve yeni yargı paketine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. 
 
‘Nafaka kadın açısından bir umut’
 
Kadınların ekonomik alandaki yerini değerlendiren Adalet, kadınların çalışma yaşamı dışına itildiğini hatırlattı. Kadınların büyük bir oranının evlilik yaşamı içerisinde çalışmadığına dikkat çeken Adalet, ev emekçisi kadınların üretimin asılında en güçlü parçasını oluşturduğunu ancak bunun karşılığını alamadığını vurguladı. Adalet, “Kadın o evliliği bitirme noktasına geldiğinde ekonomik çıkmazlarla karşı karşıya kalıyor. Bu durumda nafaka çok büyük bir önem taşıyor” dedi. Boşanmaların yüzde 80 oranında kadının şiddet görmesinden kaynaklandığını kaydeden Adalet, “Şiddet gören bir kadının boşanma isteği ekonomik olarak desteklenmediğinde kadın şiddet görmeye devam etmek durumunda kalıyor. Bu nedenle de nafakanın varlığının hukuksal olarak teminat altında alınmasının çok büyük bir anlamı var. Kadının şiddet ortamından çıkması açısından bir umut” ifadelerini kullandı.
 
‘Mahkemeler aslında kadınlara hiç nafaka bağlanmıyor
 
Nafaka için hali hazırda belirlenen oranların çok düşük düzeyde olduğunun altını çizen Adalet, mahkemelerin bugüne kadar verdiği nafakaların çoğunun ortak nafaka olan çocuklara verilen nafaka olduğunu belirtti. “Çocuklara verilen nafaka miktarı da sayısal olarak 300- 350 TL civarında bir meblağdır” diyen Adalet, kadına verilmesi gereken yoksulluk nafakasının çoğunlukla verilmediğini dile getirerek bu oranın sadece yüzde 20’lerde kaldığını ifade etti.  Adalet, “Mahkemeler aslında kadınlara hiç nafaka bağlanmıyor” dedi ve ekledi: “Bağlandığında da bu nafakaların sonraki süreçlerde ödenmediğini biliyoruz. Birçok kadın aslında mahkemelerin bağlamış olduğu nafakayı alamıyor.  Gerçekte bunun uygulanması büyük bir hukuksal prosedür gerektiriyor. Hukuki olarak mahkeme yoluyla bunun ödenmesi sağlanabilir ama birçok kadın bu yola başvurmuyor. Kazansa dahi uygulanabilirliği yine kesin değil. Nafakanın hukuksal olarak tam tersi yönünde iyileştirilmesi gerekiyor.” 
 
‘Nafaka karşıtı söylemler şiddeti yeniden üretiyor’
 
Kadınların kazanımlarına saldırılmasını toplumsal cinsiyete yönelik var olan şiddeti yeniden ürettiğinin üzerinde duran Adalet, kadın-erkek arasındaki eşitsizliğin yeniden derinleştirilmek istendiğini söyledi. Adalet, “Saldırıları meşrulaştırmak için ‘Tüm hayatım boyunca sana mı bakacağım’ ya da Rojava’daki asker üzerinden ‘Bir kadına nafaka vermek için yaşamını feda ediyor’ gibi çok çirkin, kadını hiçleştiren ve iten söylemler üretiliyor. Bunlar hem iktidar hem de iktidar temsilcileri tarafından her gün üretilmeye devam ediliyor. Bu tür saldırıların tamamı şiddeti yeniden üreten yönelimlerdir” diye belirtti.
 
‘Kadın kazanımlarına saldırı savaştan bağımsız değil’
 
Hükümetin savaş politikalarına da değinen Adalet, kadına dönük şiddetin her geçen gün tırmanması, İstanbul Sözleşmesi ve nafaka hakkına dönük saldırılar, çocuk istismarı ve faillerine af tasarısının bu politikalardan bağımsız olmadığı şeklinde değerlendirdi. “Savaş ve kayyım sistemi kadın mücadelesine, kazanımlarına, kurumlarına yönelik saldırılardır” diyen Adalet, şöyle devam etti: “Devletten topluma yönelmiş olan ve her geçen gün daha da artan bir ekonomik şiddet de söz konusu. Kadını bir şiddet sarmalının içerisine hapseden durumlar oluşturuluyor. Tüm bu saldırılar kadını, toplumsal, ekonomik alanlardan koparıp eve hapsetmeye dönüktür. Savaş, kayyım, ekonomi bunların hepsi birbirinden besleniyor.” 
 
‘Büyük bir mücadeleyle önüne geçebiliriz’
 
Ocak ayında Meclis'e gelmesi beklenen ikinci yargı paketinde yer alacağı ifade edilen nafaka hakkının sınırlandırılması ve  çocuk yaşta evlendirilmeleri meşrulaştıran istismar failine af tasarısına ilişkin de konuşan Adalet, “Daha önce denenmiş olan ve kadın hareketlerinin mücadelesiyle geri püskürtülmüş bir saldırı. Dünyanın hiçbir yerinde çocuklara yönelik cinsel suçlarla ilgili yasal düzenlemeler tartışmaya kapalıyken bizde hem evlilik yaşı düşürülüyor hem de cinsel istismarın önü açılıyor” diye belirtti. Adalet, bu düzenlemelerin kadın mücadelesi sayesinde geri püskürtüldüğünü anımsatarak yine verilecek büyük bir mücadeleyle bu tasarının da önüne geçilebileceğinin altını çizdi. 
 
‘Kazanımların önemini anlatan eylemler düzenliyoruz’
 
Son olarak tüm kadın kazanımlarının iktidarın hedefinde olduğunu söyleyen Adalet,  Kürt Kadın Hareketi’nin ve Türkiye feminist hareketlerinin mücadeleleri ile iktidara geri adım attırdığı durumlar olduğunu hatırlattı. Adalet, “İstanbul Sözleşmesi, 6284 sayılı yasa kadın cinayetlerini önlemeye dönük çok önemli kazanımlardır. Yine nafaka hakkı kadının ekonomik anlamda kendini var edebilmesi açısından önem taşıyor. Biz feminist hareketlerle ve islamcı feminist kadınlarla dayanışarak durmadan bu kazanımlarının önemini izah eden söylemler geliştiriyoruz. Kadınlara bu kazanımların önemini anlatan eylem ve etkinlikler düzenliyoruz. Bir bütün olarak tüm kadınların birlikte ortak büyük bir cepheyle bu saldırılar karşısında ortak bir mücadele yaratması gerekiyor. Bunu başardığımız noktada tüm saldırılar kendiliğinden geri püskürecektir” diye konuştu.