
Kuzey Suriye’deki gazeteciler: Gerçeklerin sesini duyuracağız
- 09:13 22 Ekim 2019
- Güncel
Xeznê Celal
KOBANÊ - Girê Spî ve Eyn Îsa'da halkın ve savaşçıların direnişini takip eden özgür basın çalışanları, "Gazeteciler olarak Türk devletinin vahşi saldırılarına karşı direnen halkın sesini ve tüm gerçekleri dünyaya duyurmaya çalışan yoldaşlarımızın yolunu takip edeceğimize ve gerçeklerin sesini duyuracağımıza söz veriyoruz" dedi.
Türkiye’nin 9 Ekim’den bu yana Kuzey ve Doğu Suriye’ye dönük saldırıları karşısında direniş sürüyor. Bölge halkının saldırılar karşısındaki direnişini özgür basın emekçileri an be an dünyaya ulaştırıyor. Gerçekleri belgelemek amacıyla çatışma bölgelerinde çalışan birçok gazeteci de yaşamını yitirdi, yaralandı. Girê Spî ve Eyn Îsa’da direnişi ve insanlık suçlarını haber yapan gazeteciler, ajansımıza konuştu.
'Saldırılar karşısında tüm dünya sessiz'
Hawar Haber Ajansı (ANHA) muhabiri Dicle Ehmed, yaşamını yitiren basın emekçilerini ve saldırılarda yaşamını yitirenleri anarak sözlerine başladı. Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) Serêkaniyê ve Girê Spî'de destan yazdığını ifade eden Dicle, "Türk devleti tank, top ve uçaklarıyla yoğun bir saldırı gerçekleştiriyor ama halkımız ve SDG savaşçıları büyük bir direnişle karşılık verdi bu saldırılara. Barış Pınarı adı altında yasak ve kimyasal silahlar kullanarak sivilleri katlediyorlar. Serêkaniyê'de binlerce yaralı sivil var ve her gün bombalanıyorlar. Sivillerin taşınması engelleniyor. Dünya bu vahşi saldırılar karşısında sessiz kalıyor" diye belirtti.
'Önceliğimiz gerçekleri açığa çıkarmak'
Dicle, gazeteciler olarak gerçekleri duyurmaya devam edeceklerini söyleyerek, "Türk devletinin yalanlarını ve yaptıkları katliamları tüm dünyaya göstermek için çalışıyoruz. SDG savaşçılarının görevi nasıl halkı savunmaksa, bizim görevimiz de bu saldırıları tüm dünyaya göstermek. Yaşananları yazarak, çekerek tüm gerçekliği ile duyuruyoruz. Gerçekleri duyurabilmek uğruna onlarca şehit verdik. Arkadaşlarımız Serêkaniyê'de Türk devletinin hedefi oldu ve saldırılarda yaşamını yitirdi. Biz Hogir, Dilîşan ve Rizgar'ın yolunun takipçisiyiz, kalemlerini de makinalarını da yerde bırakmayacağız. Biz gücümüzü şehitlerimizden alıyoruz. Onlardan aldığımız güçle gerçeklerin peşinde olmaya devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.
'Türk devleti kadın ve çocukları hedef aldı'
Stêrk TV muhabiri Ciwana Cuma da Türkiye’nin saldırılarında özelikle kadın ve çocukların büyük zarar gördüğünü söyleyerek, "Türk devleti Efrîn'de yaptığı katliamı Serêkaniyê ve Girê Spî'de de yapmak istiyor. Serêkaniyê'de Türk devletinin sivilleri, evleri ve hastaneleri nasıl toplarla vurduğuna biz de şahit olduk. Türk devletinin sivilleri katlettiğine ilk kez tanık olmuyoruz, tarihinde katliamlar var. Gazeteciler olarak saldırıları takip ederken, özellikle annelerin ağıtları karşısında çaresiz kalıyorduk" diye ifade etti.
Ciwana, sözlerine şöyle devam etti: "Girê Spî'de elimizde kameralarımızla haber takip ederken Türk ordusunun defalarca kez saldırısına maruz kaldık, içinde olduğumuz araç havadan tarandı ve bu sırada bir gazeteci arkadaşımız şehit düştü. Saldırıların başladığı 9 Ekim tarihinden bu yana 4 meslektaşımız şehit düştü, birçok arkadaşımız yaralandı. Gazeteciler olarak arkadaşlarımızın yolunda ilerleyeceğiz ve onların gerçekler için verdiği mücadelenin takipçisi olacağız. Kadınlara, çocuklara, sivillere yapılanları tüm dünyaya duyurmaya devam edeceğiz."
'Türk devletinin gerçek yüzü görüldü'
Ronahî TV Girê Spî muhabiri Leyla Ebdi ise, Türkiye’ni saldırılarında sivillerin, kadın, çocuk, sağlık görevlisi ve gazetecilerin hedef alındığını kaydederek, "Türk ordusu DAİŞ’in hücre yapılanmalarını kullanarak Girê Spî ve Eyn Îsa’nın bağlantısını koparmak istedi. Bu yüzden birçok kez ambulanslar yaralılara ulaşamadı. Eyn Îsa Hastanesi sağlık görevlileri yetersizliği yüzünden çok fazla sıkıntı çekti. Bu yüzden yaralılar başka illerdeki hastanelere sevk edildi. Bu saldırılarla beraber Türk devleti sadece işgal amaçlı saldırdığını göstermiş oldu. Türk devletine bağlı çeteler sivil halkın evlerini yağmalıyorlar, çalıyorlar en sonunda ise bölgede uzun süre kalmayacaklarını bildikleri için bombalıyorlar. Bu yaptıklarıyla gösteriyorlar ki DAİŞ senaryosu tekrarlanıyor. Bununla bağlantılı olarak Türk devleti Eyn Îsa kampını bombalayarak 700 civarında DAİŞ’linin kaçmasına ve Eyn Îsa etrafında dağılmasına sebep oldu. Bu çeteler konusunda SDG güçleri bölgede operasyon başlattı. Gazetecilere dönük gerçekleşen bütün saldırılara rağmen olayların gerçekleştiği bölgelere ulaşarak dünya kamuoyuna gerçekleri ulaştırmaya çalışıyoruz" dedi.