İHD çalıştayda yeni yol ve yöntemleri tartıştı

  • 17:30 20 Ekim 2019
  • Güncel
İSTANBUL - "İnsan hakları mücadelesinde yeni yol ve yöntem arayışları" başlıklı çalıştayını gerçekleştiren İHD İstanbul Şubesi, insan hakları kurumlarının örgütsel yapısından, son zamanlarda yaşanan tüm hak ihlallerine ilişkin birçok konuda tartışmalar yürüttü.
 
İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi, "İnsan hakları mücadelesinde yeni yol ve yöntem arayışları" başlıklı bir çalıştay düzenledi. İstanbul Barosu'nda gerçekleşen çalıştaya İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri, avukat Ercan Kanar ve felsefeci yazar Ferda Keskin, gazeteci ve insan hakları savunucusu Murat Çelikkan, gazeteci Tuğrul Türker, Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul il ve ilçe yöneticileri, Eşit Haklar İçin İzleme Derneği üyeleri ve Emekliler Dayanışma Sendikası üyeleri, Anadolu Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (ANYAKAY-DER) üyelerinin yanı sıra çok sayıda avukat katıldı. 
 
‘Kendi önümüzü açmamız gerekiyor’
 
Çalıştayın açılış konuşmasını yapan İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri, toplumun örgütlü kesimlerinde ve örgütsüz olan muhalif kesimlerin “ne yapsak işe yaramıyor” duygusunu aşması için buradaki atölyeleri başlattıklarını belirterek, "Ortaya çıkan eylemsizlik durumunun yerine bir şeyler koymak istiyoruz. Bugün 1 Eylül dünya barış gününe bile kimse gelmiyor. Bunun nedenleri tartışmamız gerekiyor. Bugüne kadar 'yaptıklarımız işe yaramadı' diyorsak böyle çalıştayları geliştirip kendi önümüzü açmamız gerekmektedir" ifadelerini kullandı. 
 
‘Hak ihlalleri arttı’
 
Daha sonra konuşan felsefeci yazar Ferda Keskin de son yıllarda insan hakları ihlallerinin oldukça arttığını ifade ederek, “İnsan haklarının savunucusu olduğunu iddia eden batı coğrafyalarında olanlar ortadadır. Neo- liberal bir dünya da yaşıyoruz. Ve bu küresel bir Neo-liberalizmdir. 80 yıl önce uygulamaya konulmuş bir politika olsa da aslında baktığımızda son yıllarda daha çok uygulanmaya başlamıştır. Neo-liberalizmin bir iddiası vardır. Bu dolaşım özgürlüğüdür. Bireysel özgürlüğe bir katkısı olduğu söylenemez. Çünkü geleneksel özgürlük anlayışı yoktur. Sadece dolaşım özgürlüğünü kapsıyor bu özgürlük. Oda sermayenin özgürlüğüdür. Son yıllara baktığımızda özellikle batı ülkelerin veya diğer uluslararası devletlerin güvenlik adımları arttı. Bu güvenlikten kastım istedikleri dolaşım özgürlüğünü sağlamaktı. İstedikleri ticareti istedikleri yerde daha rahat yapabilmenin güvenliği ve özgür olmasını sağlamaktı" diye belirtti.
 
‘Kendi dar sınırları içine kendilerini kapattılar’
 
Dolaşım özgürlüğünün zora girmesi sonrası ulus devletlerin baskılarını arttırdıklarını söyleyen Ferda, "Bunun içerisinde iklim sorunları, savaş, göç dalgası vardır. Ve giderek bu özgürlükler, küresel dolaşım özgürlükleri kullanılamaz hale geldi. Böyle olunca batı geride bıraktığı bir modele geri döndü. Neydi bu model ulus devletti. Yani ulus devlet ve ona özgü hükümranlık kuralları tekrar uygulanmaya koyuldu. Bunun içinde yasaları vardır, baskıları vardır. Bu yüzden geride bıraktığımız 10 yıl içerisinde dünya da farklı ülkelerin tekrar kendi sınırlarına geri dönmek istediler. Kendi dar sınırları içine kendilerini kapattılar. Ve bu sınırlar içerisinde ırkçılık ve faşizm ortaya çıktı" şeklinde konuştu.
 
Atölyeler oluşturuldu
 
Sonrasında katılımcı hukukçular ve insan hakları savunucuları, 4 gruba ayrılarak ayrı atölyeler oluşturdu. "İnsan hakları kurumlarının örgütsel yapısı" başlığı altında oluşturulan atölyelere İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri ile avukat Ercan Kanar, gazeteciler Murat Çelikkan ve Tuğrul Türker öncülük yaptı. Her 4 isim oluşturulan atölyelerdeki tartışmaların konularını belirleyerek, oturumlara moderatörlük yaptı.
 
Yeni üyelerin katılımı ve var olan üyelerin dernek çalışmalarına daha aktif katılımı için neler yapılması gerektiği, ihtiyaçlar ve olanakların son durumu, finansal ihtiyaçlar ve çözüm yolları geliştirme tartışmalarının yanı sıra, son dönemde öne çıkan ihlal türleri, bu ihlallerin dayadığı mevzuat ile uygulama pratikleri ve bunlarla nasıl baş etmenin yolları gibi konular konuşuldu.
 
Sorulara cevap arandı
 
"Yaşanan hak ihlallerinde Kamu Otoriteleri ile görüşme, iletişim kurma ve benzeri sorunlar nelerdir? Yerellerde kurum için ve diğer hak örgütleriyle ilişkiler nasıl güçlendirilebilir? İşbirliği olanakları nelerdir? Medya çalışanları ile iletişim sorunları nelerdir? Medyada olumlu temsillerle daha fazla nasıl görünür olabiliriz? Güçlenmek için nasıl bir yol izlemeliyiz? Zor süreçlerde baskıların önüne nasıl geçebiliriz? Barış, demokrasi, hukukun üstünlüğü, evrensel hak ve özgürlükleri nasıl daha görünür kılabiliriz?" sorularına da cevaplar aranan atölyeler de, görevlendirilen insan hakları savunucuları tartışma sonuçlarını merkezi çalıştaya kadar geliştireceklerini ifade etti.
 
Tartışmaların özeti aktarıldı
 
Atölyelerin sona ermesi üzerine sürdürülen tartışmaların özet sonuçlarını İHD İstanbul Şube yöneticisi Hatice Korkmaz açıkladı. "Ütopikte olsa yeni hak taleplerini gündeme getirmekten çekinmeyeceğiz" diyen Hatice, "Çağ'ın gerektirdiği yeni insan hakları kavramlarını benimseyeceğiz. Yayın yapabileceğimiz kanallar ile konuşup, derneğin amaçlarını duyuracağız. Belediye ile görüşüp, hak ihlallerini ya da derneğin ihtiyaçlarını duyura bileceğimiz reklam panolarını oluşturmak için uğraşacağız. Teknolojik gelişmelere uygun çalışmaların yapılması gerekir. İnsan hakları mücadelesinde dökümantasyon önemlidir ama ileriye bırakabileceğimiz gelecek kuşakların hak arama mücadelelerinde yollarını açacak çalışmalar yapacağımızı kararlaştırdık. Hak hareketi tarihinin içinde olduğumuzu düşünüyoruz " şeklinde konuştu.