
HDP’lilerden polis ablukasına rağmen açıklama
- 14:19 18 Ekim 2019
- Güncel
VAN - Partisinin 7'nci kuruluş yıl etkinliklerine katılmak için Van'a gelen HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli ve milletvekillerinin katılımıyla polis ablukasına rağmen basın açıklaması yapıldı.
Halkların Demokratik Partisi'nin (HDP) 7'nci kuruluş yıldönümü etkinliği için Van'a gelen Eş Genel Başkan Sezai Temelli ile HDP milletvekilleri Şevin Coşkun, Meral Danış Beştaş, Tayip Temel, Murat Sarısaç, yerine kayyım atanan Van Büyükşehir Belediye eşbaşkanlarının katılımıyla Cumhuriyet Caddesi’nden HDP İpekyolu ilçe binasına kadar yürüyerek halkı selamladı. Halk tarafından sıcak karşılanan Sezai ve beraberindeki heyet İpekyolu İlçe binası önünde polis ablukasında açıklama gerçekleştirdi.
‘Halk buluşması yasaklandı’
Türkiye'nin her yerinde karşılaşılan görüntülerin Van'da da mevcut olduğunu söyleyen Sezai, korkunun burada da hakim olduğunu belirtti. Hakikatin sesini kısmak isteyen kayyımın burada da yine icraatını sergilemeye devam ettiğini dile getiren Sezai, bugün halkla buluşup bir miting yapacaklarını ifade etti. Sezai şöyle devam etti: "Halkımızla buluşacaktık yasaklandı. Bu gün burada bu fotoğrafın çıkması Türkiye ve bu iktidar açısından bir utanç vesilesidir. Ama iktidar utanmıyor, artık yüz kalmamış, hiç bir şeyden utanmıyor. Bütün bu görüntüyü içine sindirebiliyor. Bugün burada kamu görevi yapmakla yükümlü olanlar kanuna karşı bir icraat gerçekleştiriyorlar. Her seferinde söyledim. Kamu görevlileri yasalara uymak zorundadırlar. İktidarın ve talimatıyla hareket edemezler. Dolayısıyla bugün burada kamu görevlilerinin hepsi suç işlemiştir. Bu suçun hesabını da mutlaka vereceklerdir. Bundan kaçışları yok. Türkiye'nin her yerinde olduğu gibi kamu görevlileri bu halkın vergileriyle maaşlarını alıp, halka hizmet etmek zorundadırlar" dedi.
‘Türkiye’de tecrit devam ediyor’
Türkiye’de tecridin devam ettiğini belirten Sezai, “Tecritte ısrar ettikçe ülke her geçen gün daha kötü bir yere sürükleniyor. Tam beş yıldır bu ülkedeki mutlak tecrit felakete sürükledi. Bu hukuka son vermenin yolu tamda şimdi meclisin asli görevidir. Çünkü iktidar tecrit hukukuyla bir hukuksuzluğu dayatmaya devam etmektedir. Gelin bu tecride birlikte son verelim. Burada KHK'lerle ihraç edilmiş hocalarımız var. Bu Türkiye'nin başka bir utancıdır. Üniversite, eğitim, sağlık alanlarını çoraklaştırmışlar. On binlerce insanı haksız ve hukuksuz yere OHAL yasalarıyla işinden, aşından etmişler. Bu ülkeye bu kötülüğü yapmışlar. İşte bu oğlan üstü halin bir yansımasıdır. Burada belediye başkanlarımız var. Kayyumla görevlerinden alınmışlar. Kayyum rezaletini bu 2016'dan beri bu ülke yaşıyor. 31 Mart'ta bu ülkeyi bu utançtan kurtardık. Kayyumları süpürüp attık, yolsuzlukları, o hırsızlıkları tüm dünya gördü. Bundan ders alacaklarına, bu ülkeyi demokratikleştireceklerine yine bu halkın iradesini yok sayarak kayyum atadılar. Söz olsun halkımıza onlar istedikleri kadar kayyum atasınlar. Biz de bu kayyumları yine süpürüp atacağız. Hem de bu sefer iktidarlarıyla beraber süpürüp atacağız. Bu ülkeyi bu iktidardan kurtaracağız" şeklinde konuştu.
‘İktidar savaş söylemine izin vermiyor fakat kendisi fetih diyor’
Türkiye’nin Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırılarına karşın iktidarın ‘savaş demeyeceksiniz’ sözlerine karşılık Sezai, şu yanıtı verdi: "Ordunun hepsi sınırda. Üçte biri Suriye'ye girmiş. Akılları fikirleri işgal. Efrîn'de yaptıkları gibi 'savaş, işgal' demeyin diyorlar. Sen diyorsun, fetih diyorsun, cuma hutbelerinde fetih suresini okutuyorsun. Daha ne diyeceğiz. Kendi itiraf etmiş. Dün ateşkes ilan etmişler. Buna da ateşkes demeyin diyorlar. Ne diyeceğiz. Çay molası mı diyeceğiz. Ateşkes işte. Savaştınız, kaybettiniz ateşkes imzaladınız. Hem de önünüze bir mektup kondu. O utancı da bu ülkeye yaşattınız. Bu ülkenin cumhurbaşkanına böyle hitap eden bir Amerika Devlet Başkanı var. Evet ülkenin düştüğü durum budur. Buna layık mı bu ülke. Bu ülkenin haysiyetli yurttaşlarına sesleniyorum.”
'Kürt halkı kazanacak'
Sezai son olarak, “Çözümün yolu Kürtlerle barışmaktan geçer. Kürt meselesi küresel bir meseledir. Taraflarıyla ancak çözersiniz. Anlaşma yaptık diyorlar. Kimle neyin anlaşmasını yapıyorsunuz. O anlaşmada Kürtler yoksa Suriye halkları yoksa ona anlaşma denmez. Ona günü kurtarmak denir. Ortaya çıkan rezaletin üstünü örtmek denir. Türkiye, uluslararası kamuoyuna sesleniyoruz. Gelin inisiyatif alın, sözünüzü söyleyin. Ne kadar kayyumu, tecridi, savaşı dayatsalardı unutmayın halklar kazanacak. Kürt halkı kazanacak. Türkiye ve Suriye halkları kazanacak” dedi.