SES: Acil insani koridorların açılması güvenceye alınmalıdır

  • 13:07 18 Ekim 2019
  • Güncel
ANKARA - Türkiye’nin Kuzey ve Doğu Suriye’ye dönük başlattığı savaşa ilişkin konuşan SES Eş Genel başkanı İbrahim Kara, “Sivillerin güvenliğinin sağlanması ve sağlık hizmetlerine ulaşımları güvence altına alınmalıdır. Acil insani koridorların açılması güvenceye alınmalıdır” dedi.
 
Ankara’da “Savaşa karşı barışı savunan” Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Türkiye’nin Kuzey ve Doğu Suriye’ye dönük başlattığı savaşa karşı tutumlarına ilişkin Akar Otel’de basın toplantısı gerçekleştirdi. Basın toplantısında “ Savaşa karşı barışı ölüme karşı yaşamı savunmaya devam edeceğiz” pankartı açıldı. Basın toplantısına SES üyeleri katıldı. Açıklamayı SES Eş Genel Başkanı İbrahim Kara okudu.
 
‘Toplumun faşizan uygulamalara biat etmesi istenmekte’
 
“Barış Pınarı Askeri Operasyonu” adı altında Suriye’ye yapılan askeri müdahalenin görüntüleri ve tarafların yaptıkları açıklamaları kendilerine bir kez daha savaşın televizyonlarda izlenilecek bir oyun olmadığını gösterdiğini belirten İbrahim, savaşın; sakatlık, ölüm, insanları yerlerinden yurtlarından göç etmesi, mültecilik, ekolojik ve yerleşim yerlerinin yıkımı, açlık, yoksulluk ve toplum sağlığının yok edilmesi anlamına geldiğine dikkat çekti.
 
İbrahim, “Ülkemizde ve dünyada darbelerin, savaşların ve ekonomik krizlerin bedelini zenginler değil, ne yazık ki yoksul, emekçi halklar ödemektedir. AKP iktidarı ülke güvenliğini bahane ederek toplumu bir bütün olarak güvensiz bir ortama fiilen sürüklemekte olan OHAL ile tek adam rejimi inşa edilmek istenmektedir. Toplumun da bu faşizan uygulamalara biat etmesi istenmektedir” dedi.
 
‘Barışa ihtiyaç vardır’
 
İktidarın ülkenin güvenliği adı altında halkların kardeşlik duygusunu zedeleyecek ve bir arada yaşamı olanaksız hale getirecek operasyonun kabul edilmesi için baskıların uygulandığını söyleyen İbrahim, “Birçok ilde sosyal medya paylaşımı ve açıklamalar nedeni ile gözaltı ve tutuklamalar yaşanmakta; bu gündemle yapılacak tüm demokratik eylemler, toplantılar engellenmektedir. Urfa’da üyelerimizin de içinde olduğu kişilere yönelik gözaltı işlemi 10 gündür sürmektedir. Ortadoğu halklarının savaş ve inkar politikalarına, emperyalist işgallere değil barış içerisinde ve kardeşçe bir arada yaşamaya, demokratik ve özgür bir geleceğin inşasına, demokratik ve bağımsız ortaklığa yani barışa ihtiyacı vardır” ifadelerinde bulundu.   
 
‘Ciddi hak ihlallerin yaşanmasına neden olmuştur’
 
Savaşta bebeklerin, kadınların ve yaşlıların yaşam hakları başta olmak üzere insanda ve doğaya dönük ciddi tahribatlara neden olacağını ifade eden İbrahim, “9 Ekim’de başlayan bu savaştan sadece Kuzey Suriye’de yaşayan halklar değil sınırda bulunan köy ve ilçelerde yaşayan halkımızı da etkilenmiş ve başta yaşam hakkı olmak üzere savaşa bağlı artan göçle birlikte ciddi hak ihlallerinin yaşanmasına neden olmuştur.  Nusaybin, Kızıltepe, Ceylanpınar, Akçakale ve Suruç ilçe merkezileri ve sınır köyleri bu savaştan en çok etkilenen bölgelerdir” diye belirtti.
 
‘Halkın can güvenliği için hazırlık yapılmamış’
 
İbrahim, Mardin’in Nusaybin ilçesinde yaptıkları ziyaretler ve görüşmelerde aldıkları bilgileri şöyle aktardı: “Nusaybin’e yaklaşık 50-60 civarı havan topu düştüğü, yaşanan ölüm ve yaralanmaların 2 havan topunun yerleşim alanlarına isabet etmesi sonucu gerçekleştiği ifade edilmiştir. 2 havan topunun sonucu böyle iken, sürdürülen savaşın toplamda nasıl sonuçları olacağını kestirmek ne yazık ki güç değildir. Ziyaretlerimizde tespit ettiğimiz, bizlere aktarılan önemli hususlardan biri de savaş kararının alınmasının ardından burada yaşayan halkın korunması, can güvenliğinin sağlanması için herhangi bir hazırlık yapılmamış, halk yaşanabilecek süreçlerle ilgili bilgilendirilmemiştir. Söz konusu hazırlıksızlığın aynı zamanda sağlık planlaması ve hastaneleri için de geçerli olduğu ne yazık ki edindiğimiz bilgilerdendir. Hastanelerde hizmetin nasıl sürdürüleceğine ilişkin özel bir plan yapılmamıştır. Bu nedenle bu sürede yaşanan yoğun yaralanmalar sonucu hastanelerde bir yığılma olduğunda, yaşanan bu zorlu süreç sağlık emekçilerinin büyük bir özveri ile çalışması ve kendi içinde ki koordinasyonu sağlamasıyla mümkün olmuştur.”
 
‘İnsani koridorların açılması güvenceye alınmalıdır’
 
Serêkaniyê’den doktorlar tarafından acil çağrılar yapıldığını, mahsur kalan sivillerin olduğunu ve bombardıman nedeniyle tahliye edilmediklerini belirten İbrahim, “Hastanelerin ve sağlık emekçilerinin dokunulmazlığı ilkesinin yerine getirilmesi sağlanmalı. Sivillerin güvenliğinin sağlanması ve sağlık hizmetlerine ulaşımları güvence altına alınmalıdır. Yaralanmalar ve yaşanacak diğer tüm sağlık problemlerinin çözülebilmesi için gerekli durumlarda insani koridorların açılması güvenceye alınmalıdır.  Herhangi bir gerekçe ile iktidarın politika ve kararları ile aynı düşünmeyenlerin baskı altına alınması kabul edilemeyeceğinden, bu politikalara destek vermeyenlere yönelik her türlü uygulanan baskı sona erdirilmelidir” diye konuştu.