HDP’nin Tandoğan’da gerçekleştireceği mitinge çağrı: Barışı haykıracağız
- 13:34 17 Ekim 2019
- Güncel
ANKARA - Emek ve Demokrasi Güçleri, HDP’nin 19 Ekim’de Tandoğan’da yapacağı miting için çağrıda bulundu.
Halkların Demokratik Partisi (HDP), Diyarbakır, Mardin ve Van büyükşehir belediyelerine 19 Ağustos’ta kayyım atanmasına karşı tüm illerde aldığı kitlesel eylem kararı doğrultusunda 19 Ekim Cumartesi günü Ankara’da miting yapacak. Ankara Emek ve Demokrasi Güçleri “Demokrasi için buluşuyoruz” şiarıyla 19 Ekim’de HDP’nin Tandoğan Meydanı’nda yapacağı mitinge ilişkin Mülkiyeliler Birliği’nde basın toplantısı düzenledi. Toplantıya HDP Ankara Milletvekili Filiz Kerestecioğlu’nun yanı sıra sendika ve emek örgütleri temsilcileri katıldı.
‘Diplomasi yerine savaşa girişiyor’
Açıklamayı okuyan HDP Ankara İl Eşbaşkanı Hüseyin Gevher, AKP iktidarının istikrarlı bir şekle dış politikada yanlışlar yapma istikrarına devam ettiğini belirtti. İktidarın diplomasi yerine iç iktidar hesapları ile dışarıda savaşa giriştiğini vurgulayan Hüseyin, “Dünya ülkeleri bu yapılanı istila, işgal veya zorla girme olarak tanımlamaktadır. Savaş, fetih sözleri aslında iktidarın kendisine ait sözlerdir. Her gün gazetelerde televizyonlarda ‘Şurayı ele geçirdik, burayı ele geçirdik’ manşetleri atılmaktadır” dedi.
‘Barış ve müzakere tek geçerli yoldur’
Suriye’nin, Suriye’de yaşayan halkların olduğuna dikkat çeken Hüseyin, sözlerine şöyle devam etti: “Yıkım politikalarının devreye girmesi, yılları bulacak insanlık trajedilerinin sürmesi demektir. Bu anlamda en başından beri söylediğimiz gibi, egemen devlet ve iktidarının izni ve talebi dışında Suriye topraklarında bulunan güçler buradan çıkmalıdır. Barış ve müzakere tek geçerli yoldur. Halkların iradesini hiçe sayan her türlü girişim, her saldırı haksız ve hukuksuzdur. İktidar kendi işlediği suçlara bütün toplumun ortaklık etmesini bekliyor. Bizler bu suça ortak olmayacağız. Barışı değil savaşı savunmak suçtur. Bizler bu savaşın ülke ve toplum yararına olmayacağını bildiğimiz için karşı çıkıyoruz.”
Tandoğan Meydanı’na çağrı
İnsanların ölümüne, yerinden edilmesine karşı çıkan herkese çağrıda bulunan Hüseyin, “Savaşa, irade gaspına karşı buluşalım. İrademize ve geleceğimize sahip çıkmak için, demokrasi ve adalet talebini yükseltmek için baskıya, talana hayır demek için, savaşa ve ölüme karşı barışı savunmak için, kadın cinayetlerine dur demek için, insanların ölümüne, yerinden edilmesine karşı çıkan, savaş karşıtı olan herkesedir çağrımız:19 Ekim’de Tandoğan Meydanı’nda demokrasi için buluşalım” dedi.
‘Meclis Garnizon’a çevrilmiş durumda’
Daha sonra konuşan HDP’li Filiz Kerestecoğlu, bu zor günlerde bir arada durmanın ve savaşa karşı barışı savunmanın önemli olduğunu vurguladı. Filiz, şöyle konuştu: “Savaşa savaş demek, barışa barış demek, kayyıma kayyım demek yasak. Türkiye’de yasaklar sürekli değişiyor. Özellikle Ankara her türlü ifade özgürlüğünün gasp edildiği şehirlerden biri. Her şeye rağmen bir arada durabiliyorsak ve barışa bir taş koyabiliyorsak çok değerlidir. Bu savaş sadece Kürt halkına değil aynı zamanda muhalefet güçlerinin yakınlaşmasını da engellemek içindir. Bu nedenle Meclis Garnizona çevrilmiş durumda. Hepimizin aynı sözleri söylememiz bekleniyor. Ama aynı sözleri söylemeyeceğiz. Dün de söyledik bugün de söyleyeceğiz. Böyle bir ülkenin en büyük özlemi barışı tesis etmektir.”
‘Savaşın insanları yok ettiğini haykıracağız’
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Ankara Şubeler Platformu Sözcüsü Nusret Sulkalar da KESK’in barışı savunmak ve savaş karşıtlığı üzerine kurulduğunu belirterek, “Ankara’da sokağa çıkan herkese karşı baskı uygulanmaktadır. Gözaltı ve tutuklama operasyonları devam etmektedir. AKP iktidarının savaş söylemlerini bertaraf etmek için yarın bu alanlarda savaşın insanları yok ettiğini haykıracağız” diye belirtti.
‘Bir savaşçıya karşı 40- 50 sivil yaşamını yitiriyor’
Ankara Tabip Odası üyesi Ali Karakoç ise, “17’nci, 18’inci yüzyıllarda savaşlarda sadece çarpışan tarafların yaşamını yitirdiğini” hatırlatarak, bugün ise “bir savaşçıya karşılık 40-50 sivilin yaşamını yitirdiğine” dikkat çekti. Bu nedenle savaşın halk sağlığı sorunu olduğunu dile getiren Ali, “Biz sağlığı ruhsal, bedensel, fiziksel ve siyasal olarak iyi olma durumu olarak tanımlıyoruz. Ama şu an hiçbirimiz sağlık değiliz. Barış talep etmek anayasal bir hak ve vatandaşlık görevidir” şeklinde konuştu.