DTK: Halkımızı evini, ekmeğini, suyunu paylaşmaya çağırıyoruz

  • 12:53 17 Ekim 2019
  • Güncel
DİYARBAKIR - Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırılar sonucunda artan göçe dikkat çeken DTK, çağrı yaptı: “Ulusal ve uluslararası kamuoyunu öncelikle savaşı durdurmak için harekete geçmeye; ulusal ve uluslararası toplumu ve halklarımızı da evini, ekmeğini ve suyunu paylaşmaya, insani felaketleri önlemek için oluşan kriz merkezleri üzerinden halklarımızla dayanışma içinde olmaya çağırıyoruz.”
 
Demokratik Toplum Kongresi (DTK), Türkiye’nin Kuzey ve Doğu Suriye’ye dönük saldırılar nedeniyle göç etmek zorunda kalanlar için yazılı açıklama yaparak dayanışma çağrısında bulundu. Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırılarda sınırın her iki tarafında halkların “büyük bir insanlık dramı ile karşı karşıya kaldıkları” ifade edilen açıklamada, savaşın büyümesinin ekolojik yıkıma, ekonomik olarak sömürüye ve toplumsal olarak da parçalanmaya neden olacağı vurgulandı.
 
‘Çözüm yolu diyalog ve müzakeredir’
 
Olumsuz sonuçlarına rağmen çatışmaların sürdüğüne işaret edilen açıklamada, “Hala devam eden çatışmalarda yüzlerce sivil yaşamını yitirmiş ve yüzbinlerce insan yerini yurdunu terk etmek zorunda kalmıştır. Suriye’nin Kuzeydoğusunda devam eden savaş ve işgalin yarattığı insanlık dışı sonuçları önlemenin en gerçekçi ve kalıcı yolu, savaşın bir an önce durdurulması ve sorunların diyalog ve müzakere yoluyla çözülmesinden geçer. Bu nedenle ulusal ve uluslararası kurum ve kuruluşları bir kez daha acil bir şekilde savaşı durdurmak ve insani felaketlerin önüne geçmek için harekete geçmeye çağırıyoruz” denildi.
 
“Savaş ile birlikte başlayan göç ve mültecileşme sorunu çocukların ve kadınların hayatlarını adeta cehenneme çevirmektedir” denilen açıklamada, şu ifadeler yer aldı: “Barınma ve beslenme gibi temel insani ihtiyaçlar karşılanmadığı gibi çocukların yaşadığı travma, kadınların geleneksel şiddetin yanı sıra savaşın yarattığı şiddeti ve olası riskleri yüklenmek zorunda kalması uluslararası düzeyde büyük bir dayanışmanın zorunluluğuna işaret etmektedir.
 
İnsani felaketleri önlemek için bir taraftan savaşın durdurulması, diğer taraftan savaştan kaynaklı devam eden göçün sonucunda temel insani ihtiyaçların karşılanması gerekiyor. Sınırın her iki tarafında mevcut sorunları çözmek için çeşitli kriz masaları oluşturulmuş durumda. Bütün duyarlı kesimler, halklarımızla dayanışma içinde olmak için bu kriz masalarına başvurabilirler. Aynı zamanda göçe maruz kalan halklarımızın da bu kriz masaları ile bir şekilde iletişime geçmeleri sorunların çözümünü kolaylaştıracaktır.
 
‘Her yeri dayanışma mekanı haline getirmeliyiz’
 
Elbette halklarımızla dayanışmanın yolu sadece kriz masaları değildir. Evlerimizi, mahallerimizi ve köylerimizi birer dayanışma mekanı haline getirmeliyiz. Daha önce de yüzbinlerce insanı misafir eden halkımızın bu konuda duyarlılığından ve fedakarlığından şüphemiz yoktur. Bu anlamda herkesi evinin kapısını açık tutmaya, ekmeğini ve suyunu paylaşmaya davet ediyoruz.
 
Ulusal ve uluslararası kamuoyunu öncelikle savaşı durdurmak için harekete geçmeye; ulusal ve uluslararası toplumu ve halklarımızı da evini, ekmeğini ve suyunu paylaşmaya, insani felaketleri önlemek için oluşan kriz merkezleri üzerinden halklarımızla dayanışma içinde olmaya çağırıyoruz. Savaş herkesin sorunudur. Savaşı durdurmak ve insani felaketleri önlemek bizim elimizde.”