
Gazeteciler alandan bildiriyor: Bu tarihi direnişi son nefesimize kadar takip edeceğiz
- 09:07 16 Ekim 2019
- Güncel
Nudem Tekoşer
QAMİŞLO - Kuzey ve Doğu Suriye’de çatışmaların en yoğun yaşandığı alanlarda haber takip eden gazeteciler, izlenimlerini ajansımız ile paylaştı. Gazeteciler, halkın direnişini aktararak “Biz de gazeteciler olarak tarihi direnişi son nefesimize kadar takip edeceğiz” dedi.
Türkiye’nin, Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırıları 8’inci gününe girdi. Serêkanîyê ve Girê Spî’de saldırı ve buna karşı halkın direnişi bugün de devam etti. Günlerdir saldırıların yaşandığı tüm cephelerde kadın gazeteciler de gelişmeleri anlık televizyon, ajans ve gazetelere bildiriyor. Önceki gün Serêkanîye’de yaşanan katliamda sivillerin içinde iki gazeteci de yaşamını yitirdi, çok sayıda gazeteci de yaralandı. Zor şartlar altında çalışan ve hayatları tehlike altında olan gazeteciler, dünyaya Kuzey ve Doğu Suriye’deki gelişmeleri duyurmaya çalışıyor.
9 Ekim’de başlayan Türkiye saldırıları ve Kuzey ve Suriye halklarının tarihi direnişini günlerdir takip eden gazeteci Gülistan Tara, halkların Türkiye saldırılarına karşı içinde bulundukları durumu ve Suriye rejimi ile Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi arasında yapılan anlaşmayı değerlendirdi.
‘Seferberlik çağrılarına cevap olundu’
Gülistan, saldırıların başladığı günden bu yana Dêrik, Amûdê, Qamişlo ve Girkê Legê’de yaşananları yerinde takip etti. Saldırıların en sıcak yaşandığı yer olan Dêrik’te zor şartlarda gazetecilik yaptıklarını söyleyen Gülistan, halkın direnişini şöyle aktardı: “Büyük bir direniş var. Türkiye’nin yoğun saldırıları var. Gençlerden yoğun katılımların olduğunu görüyoruz. Daha önce eline silah almamış ama direnişte yer almak isteyen yüzlerce Arap ve Kürt, Serêkaniyê’den, Dêrîke kadar cephelere akın ediyor. Seferberlik çağrısına cevap olmak için gençler başta olmak üzere her yaş gurubundan katılım oldukça yoğun. Dêrik’te kadınlı erkekli büyük bir grup seferberlik kapsamında silahlanıp cephelerde yerini aldı. Arapların katılımları dikkat çekiciydi.”
‘HPJ mahalle güvenliğini sağlıyor’
Hêzên Parastina Jin (HPJ) mahallelerde, sokaklarda görevlerinin başında olduklarını, mahalle nöbetlerini tuttuklarını belirten Gülistan, başta kadınlar olmak üzere HPJ ve HPC tarafından halka özsavunma eğitimlerinin verildiğini söyledi. Yüzlerce kişinin Hêzên Parastina Civakê (HPC)’ye başvurduğunu söyleyen Gülistan, halkın özsavunmasını yapmakta kararlı olduğunun altını çizdi.
‘Halk topraklarını terk etmedi’
Sınır köylerine giderek halkın durumunu yerinde gözlemlediklerini belirten Gülistan, “Köylerde havan atışlarına rağmen halk göç etmemiş. Yaşamını sürdürüyor. Topraklarını bırakmak istemiyorlar. Halkın kararlılığını gördük” dedi. Gülistan, Türkiye’ye bağlı gruplar tarafından katledilen siyasetçi Hevrin Xelef ve arkadaşlarının cenaze törenine de katıldığını, saldırılara rağmen törene Arap, Süryani halkından da yüksek katılımın olduğunu söyledi.
‘Yeni bir süreç’
Kuzey ve Doğu Suriye’de askeri ve siyasi gelişmelerin yanı sıra diplomatik gelişmelere de dikkat çeken Gülistan, Rusya garantörlüğünde Suriye ve Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi arasında yapılan anlaşmanın yeni bir sürecin kapısını araladığını dile getirdi. Gülistan, Dêrîk’ten Minbic’e kadar rejim askerlerinin sınır boyunca konuşlanması anlaşması yapıldığını hatırlattı.
‘Direniş sürecek’
Suriye rejimi ve Özerk Yönetim arasında görüşmelerin hala devam ettiğini, ayrıntıların ise hala netleşmediğini belirten Gülistan, anlaşma için şu değerlendirmeyi yaptı: “Rojava halkı, TEV-DEM ve Özerk yönetim yetkilileri de halkın direniş çizgisinden vazgeçmeyeceğini belirtiliyorlar. Çünkü bu bir güven veya güvenmeme meselesi değil. Arap, Kürt, Süryani, Ermeni halklarının kendi özgüçlerine inanmadıkça, hiçbir statülerini elde edemeyeceklerini, devrimsel kazanımların ortadan kalkabileceği tehlikesi var. Dolayısıyla Türk devletinin işgalini durdurmak amacıyla bu anlaşma yapıldı. Fakat yine de direniş devam edecek. Çünkü DAİŞ tehlikesi çok fazla. DAİŞ hücre yapılanmalarına yönelik operasyonlar devam edecek. QSD, YPG ve YPJ savaşçılarının büyük bir kararlığı var. DAİŞ’liler kamplardan ve cezaevlerinden kaçmaya çalışıyor. Çetelere karşı içte bir mücadele ve direniş sürecek. Suriye rejimine tümden bel bağlanması ve direnişin sürdürüleceği yönünde tüm özerk yönetim yetkilileri kararlığını ifade ediyor.”
‘Son nefesimize kadar takip edeceğiz’
Gülistan son olarak kadın devriminin gerçekleştiği topraklarda yaşanan tarihi direnişi izlemeye ve dünyaya duyurmaya devam edeceklerini belirterek, “Biz de gazeteciler olarak tarihi direnişi son nefesimize kadar takip edeceğiz” dedi.
‘Kadın düşmanlığına Rojava’da geçit yok’
Girê Spî, Eyn Îsa ve Reqa hattında haber takip eden ajans muhabirimiz Dilocan Bozi de savaş koşullarında gazeteci olmak ve gazetecilik yapmanın oldukça zor olduğunu söyledi. Saldırıların birinci günü Girê Spî’ye haber takibi için giden Dilocan, “Gece gündüz insansız hava uçakları ve savaş uçakları aralıksız üzerimizde dolaşıyordu. Yoğun saldırıda bulunuluyordu. Siviller bu saldırıda yaşamını yitirdi ve yoğun bir göç yaşandı” diyerek izlenimlerini aktardı. Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan’ın özgürce gazetecilik yaptıkları ve kadın sisteminin hakim olduğu topraklara göz diktiğini ve kadın sistemini hedef aldığını söyleyen Dilocan, cephede kadın savaşçıların büyük bir direniş sergilediğini ve bunları dünyaya duyurmak için hayatlarını tehlikeye attığını ifade etti. AKP hükümetinin kadın politikalarını eleştiren Dilocan, Türkiye’ye bağlı grupların ilk hedef aldıkları siyasetçi Hevrîn Xelef’in olmasının da bununla bağlantılı olduğunun altını çizdi. “Kadın düşmanı AKP’ye Rojava’da geçit yok” diyen Dilocan, kadın devriminin yaşatılması için dünya kadınlarının seferber olduğunu söyledi.