
Barış akademisyenleri: Savaşı durdurun
- 14:44 11 Ekim 2019
- Güncel
İSTANBUL - “Bu suça ortak olmayacağız” bildirisine imza attıkları için görevlerinden ihraç edilen barış akademisyenleri, devam eden operasyonlara karşı barış taleplerini dillendirmeye devam edeceklerini belirterek, “Savaşı durdurun” çağrısında bulundu.
Türkiye’nin Kuzey ve Doğu Suriye bölgesine yönelik 9 Ekim’de başlattığı operasyon devam ederken, saldırılara karşı toplumun her kesiminden tepkiler de gelmeye devam ediyor. Daha önce “Bu suça ortak olmayacağız” bildirisine imza attıkları için haklarında dava açılarak ihraç edilen akademisyenlerden Prof. Dr. Onur Hamzaoğlu, Prof. Dr. Beyza Üstün ve Prof. Dr. Sibel Perçinel, Suriye’ye yönelik operasyona ilişkin barış taleplerinin devam ettiğini söyledi.
‘Savaşa ve ölüme evet dediler’
Operasyon başladığından bu yana yaşanan ölümlere tanıklık ettiği için uyuyamadığını belirten Prof. Dr. Beyza Üstün, yapılan operasyonu tamamen reddettiğini söyledi ve savaşın derhal sonlandırılması gerektiği yönünde çağrı yaptı. İktidarın kendi varlığını sürdürebilmesi amacıyla savaştan beslenme stratejisini bu operasyonla birlikte hayata geçirdiğini vurgulayan Beyza, “HDP hariç diğer meclisteki partilerin savaş tezkeresini onaylamasını algılayamıyorum. Savaşa ve ölüme evet dediler. Bu karar bir katliamdır” dedi. Herkesin kendi evi bombalanıyor gibi düşünmesi gerektiğini ifade eden Beyza, “Çünkü insanlar empati yapmazlarsa savaşın korkunç ve dehşetini yaşayamadan algılayamıyorlar” diye konuştu.
‘Kendilerinin ödemesi gereken bedeli kadınlar, çocuklar ödüyor’
Ekonomik kriz ve işsizliğin bu kadar yoğun olduğu süreçte askeri operasyonun düzenlenmesinin durumu daha da kötüleştireceğini ve AKP iktidarının kendi varlığını sürmek için bu hamleyi yaptığını aktaran Beyza, “Kendilerinin ödemesi gereken bedeli Suriye’de bulunan kadınlara, çocuklara, ekosistem içinde yaşayan canlılara ödetiyorlar. İnsanlar ölüyor; canım çok yanıyor. Bunu sakinlik ve alkışlarla karşılayanların da ruh hallerini algılayamıyorum” ifadelerini kullandı. Savaş gerçekliği içinde daha fazla yan yana gelerek savaşın durdurulması için çaba sarf edilmesi gerektiğine dikkat çeken Beyza, “Bir an önce bu savaşı durdurmalıyız. Şu an da bütün demokratik kitle örgütleri bu ortaklaşma için çaba içinde. Ben bu savaşın durdurulması için elimden ne geliyorsa yapmaya hazırım” şeklinde konuştu.
‘Barıştan yana tavır alınması hala önemli’
Prof. Dr. Sibel Perçinel ise, Suriye’de uzun zamandır devam eden savaşlara dikkat çekti. Savaşın her zaman insanlar için geri dönüşü olmayan bir yıkım olduğunu belirten Sibel, “Savaştan en çok çocuklar, kadınlar ve dezavantajlı gruplar etkilenir; yani siviller. Savaş, sivillerin her türlü hak ihlaline en şiddetli şekilde uğradığı dönemdir. İnsan olabilmenin, insan kalabilmenin gereği her türlü savaşa dur diyebilmek, barış koşullarının oluşturulabilmesi için elden gelen her türlü çabayı göstermek ve halkların birbirlerini anlaması ve dayanışmasını sağlamaktan geçer. Toplumsal duyarlılık, dayanışma ve sorumluluk duygularının barıştan yana tavır alınmasında halen önem taşıdığını düşünmek ya da inanmak istiyorum” şeklinde konuştu.
‘Uluslararası normlara aykırı’
“Barış akademisyeni olarak savaşların kabul edilecek bir tarafının olmadığını bir kez daha vurgulamak istiyorum” diyen Prof. Dr. Onur Hamzaoğlu da, “Yapılanlar, yaşananların hangi gerekçeyle olursa olsun insanlık için yine acı, yine ölüm, yine yaralanmalar ve sakatlanmaları beraberinde getirecek” dedi. Yapılan operasyonun uluslararası hukuk normlarına uygun olmadığını belirten Onur, “1949 Cenevre Sözleşmesi’nde belirlenen bir hukuki durum var. Bir ülkenin egemenliği altındaki topraklara başka bir ülkenin askeri olarak girmesi ancak o ülkenin çağrısıyla mümkün olabilir. Yine Birleşmiş Milletler Genel Kurulu 1974 yıllında 3814 sayılı kararla ülkeleri birbirine saldırmamaya davet ediyor ve özellikle askeri işgal hukuku kapsamında herhangi bir girişimde bulunulmasını önemli bir sorun ve suç olarak görüyor” ifadelerini kullandı.
Barış akademisyeni ve hekim olarak savaşın bir halk sorunu olduğunu vurgulayan Onur, savaşın derhal sonlandırılması gerektiğini ve barış taleplerini dillendirmeye devam edeceklerini belirtti.