
DTK: Herkesi bu savaş ve işgale karşı sesini yükseltmeye çağırıyoruz
- 09:52 8 Ekim 2019
- Güncel
DİYARBAKIR - Türkiye’nin Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırı hazırlıklarına ilişkin açıklama yapan DTK, ABD’nin verdiği kararla, DAİŞ çetelerinin insanlık için yeniden bir tehdit haline gelmesinin sorumluluğunu üstlendiğini belirtti. DTK, “Tüm Türkiye halkları başta olmak üzere ülkesini ve milletini seven, demokratik değerleri savunan herkesi Türkiye’yi bataklığa sürükleyen bu savaş ve işgale karşı sesini yükseltmeye çağırıyoruz” dedi.
Demokratik Toplum Kongresi (DTK), Türkiye’nin Kuzey ve Doğu Suriye’ye dönük saldırı hazırlığına ve ABD’nin bölgedeki güçlerini geri çekme kararına ilişkin yazılı açıklama yaptı. “AKP-MHP faşizminin tüm Kürdistan’da geliştirmeye çalıştığı işgalci ve yayılmacı politika ve uygulamaları son derece tehlikeli yeni bir sürece evrilmiş bulunmaktadır” denilen açıklamada, “AKP-MHP faşizmi, Türkiye’ye göç etmiş milyonlarca mülteciyi Rojava topraklarına yerleştirerek, Rojava’nın demografik yapısını tamamıyla değiştirmeyi ve topyekun Suriye halklarının büyük bedeller ödeyerek elde ettikleri kazanımlarını yok etmeyi amaçlamaktadır” ifadeleri kullanıldı.
Birleşmiş Milletler’e (BM), ABD’ye, Avrupa ülkelerine, uluslararası kurumlara Türkiye’nin bu harekatının tekrar değerlendirilmesi ve tehlikenin doğru okunması çağrısı yapılan açıklamanın devamında şu ifadeler yer aldı: “Tarihin bu önemli kavşak noktasında, Ortadoğu halkları ve tüm insanlık açısından bir milat olma özelliğine sahip bu işgal saldırısı karşısında tüm insanlık büyük bir ahlaki ve insani sınavla karşı karşıyadır. Kürt halkı tüm insanlığı ve onun tüm değerlerini koruma ve yaşamını güvence altına alma adına DAİŞ terör çetesine karşı tarihin tanık olduğu en büyük insanlık savaşını ve direnişini yürütmüştür. İnsanlığı korumak için on binlerce yiğit evladını bu uğurda feda etmiştir.
‘ABD DAİŞ’in yeniden dirilmesi sorumluluğunu da üstlendi’
Uluslararası toplum bu gerçek karşısında şimdi bir kez daha düşünmeli, Kürt halkının karşı karşıya kaldığı bu işgal ve soykırım tehlikesi karşısında insani ve ahlaki duruşunu ortaya koymalıdır. ABD’nin öncülük ettiği koalisyon güçlerinin sınır bölgelerinden güçlerini geri çekmeleri, Türkiye’nin işgal saldırısına yeşil ışık yakma olarak değerlendirilmelidir. ABD aldığı bu geri çekilme kararıyla birlikte sadece Kürt halkına karşı yükümlülüklerini ve sorumluluklarını yerine getirmekten vazgeçmiş olmuyor; asıl olarak da yenilmiş DAİŞ terör çetesinin yeniden dirilmesi ve insanlık için bir tehdit haline gelmesinin sorumluluğunu da üstlenmiş bulunmaktadır.
AKP-MHP faşizminin toplumsal desteğini her geçen gün daha da fazla kaybettiği, çok derin ekonomik krizin yarattığı çıkmazdan kurtulamadığı, uluslararası ilişkilerinde tamamen yalnızlaştığı, kendi içinde bir dağılma ve tükenişi yaşadığı, artık ülkeyi yönetemediği ve bataklığa sürüklendiği bir süreçte Rojava’ya işgal saldırısını gündemine aldı. Türkiye’nin ve toplumunun gündemini değiştirerek, milliyetçi damarı arkasına alarak yaşadığı çıkmazdan kurtulmak istemektedir. Ancak bilinmektedir ki, bu işgal saldırısı onu daha büyük bir bataklığın içerisine çekecek ve sonunu hızlandıracaktır.
‘Savaş demokrasinin önündeki en büyük engeldir’
Türkiye halkları, Kürt halkına karşı yürütülen bu düşmanca politikanın karşısında açık tutum almalıdır. Savaş politikası Türkiye’de demokrasinin gelişmesinin, tüm Türkiye halklarının refah ve huzur ortamında yaşamasının önündeki en büyük engeldir. Dört parça Kürdistan’daki Kürt halkı Türkiye devleti ve Türkiye halkları açısından asla bir tehdit ve tehlike unsuru olmamıştır. Aksine geleceğini Türkiye halkları başta olmak üzere tüm Ortadoğu halklarıyla barış ve kardeşlik esasları üzerinde inşa etmeyi amaçlamaktadır. Bu gerçeklik karşısında tüm Türkiye halkları siyasi partileri, sivil toplum örgütleri başta olmak üzere ülkesini ve milletini seven, demokratik değerleri savunan herkesi Türkiye’yi bataklığa sürükleyen bu savaş ve işgale karşı sesini yükseltmeye çağırıyoruz.
Rojava’ya saldırı, dört parça Kürdistan’da halkımızın tüm kazanımlarına karşı yürütülen saldırılardan bağımsız değildir. Bu nedenle, dört parça Kürdistan’daki tüm halkımız, siyasi partiler, sivil toplum örgütleri topyekun AKP-MHP faşizminin bu işgal saldırısı karşısında harekete geçmeli, Ulusal Birlik ruhunu ve dayanışmasını en üst düzeyde her alanda ortaya koymalıdır. Bu tarihi zamanda bu ulusal duruş geliştirilemezse topyekun tüm halkımızın kazanımlarının tehdit altında olduğu gerçeğini görmek gerekir.
‘Kararı bir kez daha gözden geçirmeye çağırıyoruz’
Bu gerçekler ışığında; ABD’nin öncülük ettiği koalisyon güçlerini geri çekilme kararlarını bir kez daha gözden geçirmeye, soykırım tehdidi karşısında Kürt halkının yanında durmaya; uluslararası toplumu, Türkiye ve Suriye halklarını, dört parça Kürdistan halkını seferberlik ruhu ile Savaş ve işgale karşı Rojava halkı ile dayanışmaya çağırıyoruz. Demokratik Suriye güçlerinin (DSG) uluslararası toplumun, halklarımızın ve tüm Suriye halklarının da büyük desteğini arkasına alarak işgal girişimini boşa çıkaracağına olan inanıyoruz.”