
Kadın gazeteciler: Eril medyaya karşı bir isyan olarak sahaya çıkıyoruz
- 09:05 6 Ekim 2019
- Güncel
Beritan Canözer
DİYARBAKIR - Gurbetelli’nin ardından mirasını devralan ve eril medyaya karşı mücadele eden kadın gazeteciler, “Eril dile, eril zihniyete, 3’üncü sayfa haberlerine bir isyan, bir öfke olarak sahaya çıkıyoruz” dedi.
“Gerçekler karanlıkta kalmayacak” sloganıyla 26 Nisan 1993 tarihinde yeniden yayın hayatına başlayan Özgür Gündem Gazetesi’nde çalışmaya başlayan Gurbetelli Ersöz, Türkiye basın tarihinde ilk kadın genel yayın yönetmeni olarak yerini aldı. Gurbetelli, hem Kürt kadınları için hem de Kürt kadın gazeteciler için büyük bir miras bırakırken, Kürt kadınları ise katledildiği tarih olan 7 Ekim’i Kürt Kadın Gazeteciler Günü olarak kutluyor. Sahada çalışan kadın gazetecilere yönelik baskılar, eril ve cinsiyetçi saldırılar kendini her an gösterirken, kadın gazeteciler ise tüm bu baskı ve saldırılara karşı gerçeklere olan inancını bir zırh olarak kuşanarak kadın basıncılığı geleneğini sürdürüyor.
‘Mücadelelerinden feyiz alıyoruz’
JIN NEWS’in Kürtçe muhabirlerinden Medya Üren, Kürt kadın gazeteciler gününü kutlayarak, bu mirasçılardan biri olmanın onurunu yaşadığını belirtti. Medya, “Bu sadece bir Kürt gazeteciliği mücadelesi değildi aynı zamanda kadın haberciliğini geliştirme ve eril zihniyete müdahale etme mücadelesiydi. Kadınlar toplumda küçük görülüyor ve hakları tanınmıyor ve biz aslında buna karşı da mücadele ediyoruz. Biz var olan gerçeklerin görünmesi, özgür basının dünyada görülmesi, kadın gazetecilerin sayısının artması ve medya alanında değişimlerin yaratılması için mücadele ediyoruz. Gurbetelli, Deniz Fırat ve Ayfer Serçeler bize bu konuda güç veriyorlar, mücadelelerinden feyiz alıyoruz. Ben de değişimlerin olmasını, eril dilden rahatsız olan, kadınların görünür olmasını isteyen, diliyle yaşamak isteyen genç bir kadın olarak bu mesleği seçtim. Kendimi en çok gazetecilikte ifade edebileceğime inandım ve özellikle de bir kadın ajansını seçtim” diye ifade etti.
‘Bu mirasın yerde kalmasına izin vermeyeceğiz’
“Çünkü bir şeyler değişecekse bu ancak kadınların mücadelesiyle olacaktır” diyen Medya, Kürt gazetecilerin, özgür basın çalışanlarının her dönem yeni bir baskı ile karşılaştığını aktardı. Medya, 90’lardan bu güne katliam ve baskılara rağmen özgür basın çalışanlarının büyük bir bağlılık, inanç ve özveriyle geleneği sürdürdüğünün altını çizdi. Hiçbir korku politikasının bu geleneği yok edemeyeceğini vurgulayan Medya, “Türkiye’de gazetecilerin özgür olduğunu söylemek imkansız. Devlete yakın bir gazeteci, ajans, gazete değilsen işini yapamaman için her şeyi yapıyorlar. Biz söz veriyoruz ki bu mirası omuzlarımızda taşıyacağız ve asla yerde kalmasına izin vermeyeceğiz. Gün be gün büyümeye ve güçlenmeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
‘Eril dile bir isyan olarak sahaya çıkıyoruz’
Mezopotamya Ajansı (MA) muhabiri Arjin Dilek Öncel, gazeteciliğin başlı başına zor bir meslek olduğuna vurgu yaparak, sahaya çıkıldığı andan itibaren tehlike ve tehditlerle karşı karşıya kalındığına dikkat çekti. Arjin, kadın olunca bu tehditlerin iki kat arttığını söyleyerek, “Hem erk zihniyetin hem de devletin hedefinde oluyoruz. Devletin zaten ciddi bir baskısı var. Ülke neredeyse bir gazeteciler hapishanesine dönüştü ve kadın gazetecilerin sayısı da oldukça fazla. Neden cezaevinde arkadaşlarımız? Çünkü erkekleri, devleti rahatsız ediyorlar. Kadınlar hem erkekliği hem de devlet baskısını teşhir ediyor. Aslında kadın gazeteciler o 3’üncü sayfa haberlerine bir isyan olarak sahaya iniyorlar. Eril dile, eril zihniyete karşı bir isyan, bir öfke olarak alanlara iniyoruz” diye konuştu.
‘Kadınlar bu işi çok iyi yapıyor’
Arjin, sahadaki kadın gazeteci sayısının da her geçen gün arttığını belirterek, “Önceden erkekler kadın gazetecilere içeride oturmayı uygun görüyorlardı ama kadın gazeteciler bunu değiştirdi ve bugün sahada kadın gazetecilerin sayısı oldukça fazla. Kadın gazeteciler erkeklerin zihniyetini alt üst ediyor. Biz aslında çoğu zaman erkek meslektaşlarımız tarafından da cinsiyetçiliğe maruz kalıyoruz. Bizi daha güçsüz ve korunmaya ihtiyacımız varmış gibi görüyorlar ama bizim korunmaya ihtiyacımız yok. Kadın gazeteciler zaten güçlü bir örgütlülük içerisindeler ve sahada bir dayanışma durumu var. Biz kendimizi saldırılara karşı koruyabiliyoruz ve bu işi çok iyi yapıyoruz. Aslında kadın ajansının da bu konuda önemi büyüktür. Kadın ajansıyla beraber birçok ajansın haber dili yumuşadı. Önceden kadınların etek boyu, dekoltesi konuşulurdu, kadın katliamları 3’üncü sayfalarda magazinleştirilerek verilirdi ama şuan kadın ajansının, kadınların mücadelesinin etkisini bu dil üzerinde görebiliyoruz. Tüm ajansların, genel medyada çalışan kadın meslektaşlarımızın erilliğe müdahale etmesi gerekiyor” diye belirtti.
‘Gerçeklerin ortaya çıkmaması için saldırıyorlar’
Gazetecilerin ve özelde kadın gazetecilerin hükümet tarafından sürekli hedef alındığını kaydeden JIN NEWS Editörü Roza Metina, kadın gazetecilerin Gurbetelli Ersöz ve Deniz Fırat’lardan aldığı cesaret ile sahada yer aldığını belirtti. Roza, eril zihniyetin bin yıllardır her alanda kadına saldırdığını söyleyerek, kadınların başarılı olmasına tahammül edemediğini dile getirdi. Bu yüzden erk zihniyetten beslenen devletin de bu zihniyeti teşhir eden kadın gazetecilere yönelik baskısını artırdığını ifade eden Roza, “Özellikle Kürt gazeteciler yoğun baskı ve saldırılara karşı büyük bir başarı elde etmişlerdir. Gerçeklerin karanlıkta kalmaması için büyük bir mücadele yürütmüşlerdir. Sistem de bu gerçeklerin ortaya çıkmaması için saldırıları tekrarlıyor ve dönem dönem bu saldırıları artırıyor. İktidarlar basını da tekleştirmek istiyorlar ama özgür basın buna hiçbir zaman boyun eğmedi, izin vermedi. Bunun birçok zaman öncülüğünü de kadın gazeteciler yapıyor” dedi.