Meclis ittifakından kadınların talebine ret: Bu anlayışı kabul etmiyoruz

  • 09:17 4 Ekim 2019
  • Güncel
MERSİN -  Çoğunluğu AKP ve MHP’li Meclis üyelerinden oluşan Mersin Büyükşehir Belediyesi Meclisi, Mersin Kadın Platformu üyesi kadınların Kadın Daire Başkanlığı kurulması teklifini “Çocuk ve aile olmadan kadın mutlu olmaz” diyerek reddetmesini değerlendiren Kadın Savunma Ağı’ndan Çiğdem Serin,“Yerel yönetimlerin görevi aileyi korumak değil, İstanbul Sözleşmesi'ni esas alan bir anlayışla kadını şiddetten koruyan ve toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlayan bir kent politikası üretmektir” dedi. 
 
Türkiye’de kadına yönelik şiddet koruyucu tedbirlerin uygulanmaması nedeniyle artarak devam ediyor. Kadınların çeşitli mücadeleleri ile elde ettiği kazanımlar da saldırı altındı. Kamusal alandan uzaklaştırılmak istenen kadın “eş” ve “anne” olarak tanımlanarak evde oturması bekleniyor. Mersin Kadın Platformu, geçtiğimiz günlerde Mersin Büyükşehir Belediyesi ve Yenişehir İlçe Belediyesine “toplumsal cinsiyet eşitliği ekseninde kent politikaları” kapsamında Kadın ve Çocuk Daire Başkanlığı’nın ayrılması ve yerine Kadın Daire Başkanlığı oluşturulmasını istemişti. Ancak çoğunluğu AKP ve MHP’li Meclis üyelerinden oluşan Mersin Büyükşehir Belediyesi Meclisi kadınların talebini “Çocuk ve aile olmadan kadın mutlu olmaz” diyerek reddetti ve bunun yerine Kadın, Çocuk ve Aile Daire Başkanlığı oluşturulmasına karar verdi. 
 
Mersin Büyükşehir Meclisi’nin kararını değerlendiren Mersin Kadın Savunma Ağı’ndan Çiğdem Serin, kararın aileyi kutsayıp kadını yok sayan anlayışın açık bir göstergesi olduğunu kaydetti. 
 
‘Hayatımız hakkında konuşmaktan vazgeçin!’
 
Belediye Meclis üyelerinin aldığı kararı basından öğrendiklerini kaydeden Çiğdem,  AKP ve MHP'li meclis üyelerinin sunduğu "Çocuk ve aile olmadan kadın mutlu olmaz"  gerekçesini haddi aşan bir açıklama olduğunu vurguladı. Çiğdem, “Hayatımızın öznesi biziz ve kendi irademizle nasıl istersek öyle yaşamak istiyoruz! Doğurup doğurmayacağımıza, kimle nasıl yaşayacağımıza ancak kendimiz karar veririz. Bizleri aile ile konumlandıran, bedenimiz ve cinselliğimiz hakkında söz söyleyenlere sesleniyoruz: Bedenlerimiz ve hayatlarımız hakkında konuşmaktan vazgeçin! Çünkü sizler konuştukça, kutsadığınız aile içindeki şiddete hapsolan kız kardeşlerimizi kaybediyoruz” dedi. 
 
‘Hayatlarımızı ve kararlarımızı savunuyoruz'
 
“Kadın düşmanı ittifakın ailenin bekasını korumaktaki ısrarının, iktidarlarının bekasını korumak olduğunu biliyoruz” diyen Çiğdem, iktidarın kadınların emeği üzerinden kendini var ettiğini, bunu da aile üzerinden kadınların bedenlerini denetim altına alarak yaptığını dile getirdi. Çiğdem, konuşmasının devamında şunları söyledi: “Yerel yönetimlerin görevi aileyi korumak değil, İstanbul Sözleşmesi'ni esas alan bir anlayışla kadını şiddetten koruyan ve toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlayan bir kent politikası üretmektir. Kadının yerini aile ile konumlandırıp, kutsal annelik üzerinden ‘makbul kadın’ üreten bu heteroseksist yaklaşım, geleneksel aile anlayışını reddeden kadınları ve LGBTİ+ları ötekileştirmektedir. Bizleri ötekileştiren hayatlarımız, bedenimiz ve cinsel yönelimlerimize müdahale eden anlayışa karşı hayatlarımızı ve kararlarımızı savunuyoruz! Eşit, özgür ve güvenli kentlerde yaşamak istiyoruz!”