
‘Tuğçe’nin ölümünden bireysel silahlanmayı teşvik edenler sorumlu’
- 09:01 4 Ekim 2019
- Güncel
İZMİR - Tuğçe Baran’ın katledilmesinin, teşvik edilen bireysel silahlanmanın bir sonucu olduğuna işaret eden kadınlar, “Bu da doğrudan devlet politikalarıyla ilişkili. Bireysel silahlanmanın önüne de kadın mücadelesi geçecektir” dedi.
Melike Aydın
İZMİR - Tuğçe Baran’ın katledilmesinin, teşvik edilen bireysel silahlanmanın bir sonucu olduğuna işaret eden kadınlar, “Bu da doğrudan devlet politikalarıyla ilişkili. Bireysel silahlanmanın önüne de kadın mücadelesi geçecektir” dedi.
İzmir Buca’daki evinde 29 Eylül günü Tuğçe Baran'ın katledilmesiyle ilgili olarak erkek arkadaşı Emre K. gözaltına alındı. Tuğçe katledildikten sonra ise, yüzlerce kadının katıldığı cenaze töreni ile son yolculuğuna uğurlandı.
‘Devletin politikalarıyla doğrudan ilişkili’
Tuğçe’nin katledilişinin bireysel silahlanmanın bir sonucu olduğuna dikkat çeken Mor Dayanışma aktivisti Juliana Gözen, daha önce İstanbul Pendik’te pompalı tüfekle erkek arkadaşı Mustafa Yetkin tarafından katledilen Helin Palandöken’i hatırlattı. Bireysel silahlanmanın kadın katliamlarını doğrudan arttırdığını vurgulayan Juliana, bunun da devlet politikalarıyla ilgili olduğunun altını çizdi.
Juliana, Tuğçe’nin katledilmesine tepki gösteren kadınların ses çıkarma eyleminin polislerce engellendiğini anımsatarak, “Safını net gösteren bir ülke. Kadın cinayetlerini teşvik eden, kadını kamusal alandan silmeye çalışan bir politikanın temsilcisi. Bireysel silahlanmanın arttığını görebiliyoruz. Kadın mücadelesi ‘Bireysel silahlanmaya son verilsin’ diyor. Geçtiğimiz sene bireysel olarak 200 mermi alınabilirken devletin çıkardığı yasa ile bin mermi alabiliyor. Bu da bireysel silahlanmanın önünü açıyor. Doğrudan kadın cinayetlerini arttırdığını görüyoruz. Bireysel silahlanmaya kadın mücadelesi son verebilir” diye konuştu.
‘6284 Sayılı Yasa ve İstanbul Sözleşmesi uygulansın’
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu ve Kadın Meclisleri’nden Funda Özdemir de, 6284 Sayılı Yasa ile İstanbul Sözleşmesi’nin tam anlamıyla uygulanması gerektiğini vurguladı. Kadın katliamlarının durdurulması için toplumsal cinsiyet eşitliğinin özümsenmesi gerektiğini kaydeden Funda, “Kadın cinayetleri işlendiği zaman, devletin sert bir dille kınaması ve ceza indirimlerini uygulamaması gerekiyor. Bizim artık kadın cinayetlerine tahammülümüz kalmadı. Her gün kadın cinayetiyle uyanmanın verdiği öfke ile yaşıyoruz. Kadın erkek eşitliği ne zaman sağlanırsa cinayetler de o zaman biter. Her sene artan bir kadın düşmanlığı var ve devletin üzerine düşeni yapması gerektiğini savunuyoruz” dedi.